Hayatta hiçbir karşılaşma tesadüf değildir, sadece bunu anlamak biraz zaman alır. Bazen birileriyle tanışıyorsun etkili bir giriş yapmakla kalmıyor, bir anda hayatının parçası oluveriyor. Hatta çoğu zaman beklemediğin anlarda oluyor bu karşılaşmalar. İşte tam o anda benim aklıma gelen soru “ şimdi sen hayatımda hangi amaca hizmet edeceksin?”. Bu sorunun cevabını zamanla görüyoruz tabi.

Yeni bir yolculuğa çıkmak gibi bu durum, uzunca bir süredir hayatın kendisini izlemeye çalışıyorum yargıda bulunmadan. İnsanlarla olan ilişkilerime baktığımda ise kimisi bana çok şey katıyor, kimisinin etkisi azalıyor ve kimisiyle yüzeysel ve kısa sürede sonlandırdığım bağlarda ilişkiler kuruyorum. Fakat en tatlı gelen kısmı da kadın ya da erkek hayatıma girmiş olan, o insanların nelere katkı sunacağını izlemek ve onlara katkı sunabilmek.

Karşılaşmalar derken sadece insanları kastetmiyorum bazen bir olayın içinde buluveririz kendimizi. Geçenlerde yakın arkadaşlarımla kısacık bir tatile çıktık. Yol aldık birbirimizle. Yol almak kıymetlidir sevdiklerinle, yolda karşılaşacağın iyiye de kötüye de razı olma halidir, karşılaştığın insanlara, olaylara, durumlara, bazen sorunlara bazen de sürprizlere hazırlıklı olmadır.

Çünkü yol öğretir.

Keyifli zaman geçirmenin yanı sıra hayata, bakış açılarımıza, hazlarımıza ve ah’larımıza, incinmiş yerlerimize de bakabildiğimiz bir yolculuk oldu bu tatil bizim için. Ne güzel katkılar sunuyor, birini gerçekten can kulağıyla dinlemek ya da dinlenebilmek. Bazen çözüm bulamadığımız bir konuda başka yollar açıveriyor dinlediklerimiz gönlümüzde. Çünkü tek başına bakarken olaylara, çoğu zaman çözüm stratejisinde kıtlığa düşüyoruz ve göremiyoruz başka açılan yolları. İşte tam bu noktada katkı sunuyor bize yol arkadaşlarımız.

Katkıları şükranla kabul ederken bir yandan da kendi şapkasını önüne alıyor insan, kendiyle yüzleşiyor süreç içerisinde. Hayatın koşuşturmacası içinde o kadar uzaklaşıyoruz ki kendimizden duygularımızdan bazen hayattaki amaçlarımızdan, göremez oluyoruz kendimizi aynada.

İhtiyaçlarımızı göremediğimiz anlarda ise zaaflarımıza yenik düşüyoruz çoğu zaman. Sonra birileri geliyor ve ayna tutuyor bize. Şimdi durup bakınca salt bir eğlence anlayışıyla çıktığımız yollarda bile ne çok şey katıyoruz birbirimize.

“Vesile”

Çok severim bu kelimeyi ve de çok kullanırım, sebep, bahane, fırsat, olanak, elverişli durum anlamlarına gelir. Karşılaşmalar da bana vesileler gibi geliyor. Bir araya gelinen insanlar, çıkılan tatiller, yeni tanışılan insanlar nelere vesile kim bilir. Ancak kendi içimize bakarsak anlarız bu vesilelerin bizim gönlümüzde hangi kapıları araladığını. Kendine bakabilmeyi öğrenmişsek ve şapkamızı önümüze alıp öz değerlendirme yapabiliyorsak anlamlı hale geliyor bu vesileler.

Hayatı akışında, merak ederek yaşamak keyifli, hiç kimse o yola çıktığında başına ne geleceğini bilmiyor ve yolcuğunun başındaki kişi olarak bitirmiyor yolu. Bu bilinmezliği keyif ve heyecanla izlerken, yaşadığın olumsuz karşılaşmalardan çıkardığın dersleri, olumlu derslere evirebildiğin ölçüde kendine doğru atıyorsun adımlarını. Böylece alıyorsun seni sen yapan yeni kararları. Çünkü bu koca evren sen ihtiyaçlarını fark et, kararlarının arkasında dur, kendini tanı ve kendini sev diye vesile kılıyor onca karşılaşmayı.

Yolumuzun kendimize çıktığı, vesileleri anlamlı kıldığımız, yaşadığımız karşılaşmalara farkındalıkla bakabildiğimiz nice keyifli karşılaşmalar ve yolculuklar dilerim…