Sözlük diyor ki;
1.Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu.
"Bu güveni sarsmayın"
2.Bir şeyden umulan, beklenen niteliğe inanıp ona göre davranma.
"Güven, insan ilişkilerinin temelidir"
Son zamanlarda içimde oldukça canlı olan bir ihtiyaç. Geçenlerde yaptığımız bir atölyede uzunca konuştum güven ihtiyacım üzerine. Fark ettim ki son zamanlarda dediğim şey aslında birkaç yıldır ya da büyüdükçe azalmış hayatımda. Yeni Türkü diyor ya şarkısında “biz büyüdük ve kirlendi dünya”
Ne kadar uzun zamandır karşılayamamışım meğer. Güven derken öyle yalanlar, aldatılmalar büyük şeyler gelmesin hemen aklınıza, o kadar basit şeylerden bahsediyorum ki şimdi hepsini tek tek anlatacağım. İnsan musluk tamircisine güvenmek istiyor doğru ürün kullansın diye, kiracısına güvenmek istiyor zamanında ödeme yapsın diye ya da iyilik yaparken karşılık beklemiyorda en azından kötülük de istemiyor karşısındaki insanlardan. İkili ilişkilere gelince zaten herkes şahane ama diğerleri güvenilmez bakış açısında yahu kimse de iğneyi kendine batırmıyor, neden? Böyle böyle kendi kendimizi de güvenilmez hale getirdik adeta.
Bir süredir insanlara daha az güvenir hale geldim ne yalan söyliyeyim, derinlikli bağlar kurduğum insanlar ya eski dostlarım ya da şiddetsiz iletişim eşrafından.
Hem korkar oldum yine güvenip yine hayal kırıklığına uğramaktan, hem de güvendiğim dağlara çokça karlar yağdı yıllardır.
Gerçi ben yine güvenir yine yenilirim muhtemelen, kendimi tanıyorumçünkü, ah siz ne durumdasınız kim bilir?
Kimse kimseye gerçekten kalbini açma niyetinde değil günümüzde,hatta açarsa diğeri kesin beni kullanır düşüncesinde, gerçi haksızda sayılmaz belli bağlamlarda.
Olduğu gibi de kabul etmiyoruz insanları, hayırlarını görmüyoruz,oysa benim için ilişkiye güven orada başlıyor. Dürüstlük ve netlik dediğim şey “benim seni istemiyor oluşum” mesela bu ısrarla değişebilecek bir şey değil, değişiyorsa oradaki şey zaten gerçeklikten ziyademanipülasyondur.
Sınırlarıma, yakınlığıma ya da uzaklığıma, aldığım kararlara saygı duyulmadığında ve olduğum halimle kabul görmediğimde o ilişkinin içinde güvenle kalamıyorum ben eminim hepimizin içi karışıyordur bunlar olunca. Söylediklerim sadece romantik ilişkiler için değil, aile, arkadaşlık, dostluk hepsi dahil sosyal ilişkiler bütününden bahsediyorum.
Hayatın öngörülemez olduğunu elbette ki biliyoruz buna rağmen akışa güvenmeyi seçiyoruz.
Oysa insanlar konusundaki yanılgılarım beni incitiyor, ruhumda çizikler oluşturuyor. Sosyal medyada oldukça dönen bir söylemde, “nolur güvenilmezseniz söyleyin ben anlamıyorum çünkü” diyordu bende onlardanım. İş,arkadaşlık ya da romantik ilişkiler fark etmeksizin aramızdaki bağa, açıklığa vekabule güven duymak istiyorum.Halimin olduğu gibi görüldüğü benim de bağlantı kurduğum insanların halini gördüğüm güvenli ilişkilerin özlemini duyuyorum, ilişkimizin adı ne olursa olsun.
Bana göre hayata,akışa güvenmek ancak insanlar müdahale etmediği sürece mümkün.
Yoksa zaten hayatın kendi içinde bir dengesi var ve ben belirsizliğe rağmen o dengeye güveniyorum. Fakat ne yazık ki içimde ki o küçük çocuk uzun süredir ürkekçe yaklaşıyor yeni bağlara.
Sıkı sıkı sarılıyor ördüğü duvarlara çünkü yorulmuş güven konusunda sürekli yara almaktan…
Güven duygusunun içinde yeşillenmek istiyorum artık, biliyorum ki hepimiz o rahatlamayı arzuluyoruz. Toplantının zamanında başlamasına, insanların birbirlerine duyguları konusunda dürüst olmasına, akrabalar arası ilişkilerde dedikodu olmamasına, hayırlarımızın ve halimizin olduğu gibi kabul görmesine, karşılıklı sohbetlerde açıklık ve netliğe güvenmek istiyoruz.
İçinde kendimiz gibi olduğumuz, hayır cevabıyla karşılaşınca yargılanmadığımız, iyi niyetli düşüncelerin, güler yüzün ve nezaketin suiistimal edilmediği, güven duygusuna huzurla yerleşebildiğimiz keyifli ilişkiler ve iletişimler diliyorum hepimize.