Geçen yıl bu zamanlar kendimi bir takım sorunların içinde huzursuz hissettiğim bir dönemde yazmıştım bu yazımı. Şimdilerde sanırım süreçler farklı olsa da bir takım hüzünlerin, kaygıların ve korkuların içinde savrulurken buluyorum kendimi. Dengemi kaybetmişken aklıma geldi ve tekrar hatırlamak istedim belki de bize misafir duyguları.
“Hayat çözülmesi gereken bir sorun değil, deneyimlenmesi gereken bir gerçekliktir”
Kierkegaard
Okuduğum son kitapta bir yerlerde okumuştum,tam olarak bu aralar üzerine kafa yorduğum, kendime baktığım yerden üstelik. Sonra herkes gibi bir sürü soru dolaşıyor kafamda, evrenin çekim yasasına göre yaşadığımız olayları çekiyor muyuz? Bir yerlerde yanlış mı yaptım? Nasıl düzeltebilirim? Sorularıyla problem çözmeye odaklanan insan öncelikle bu sorularla kendini ‘dar’lıyor sonrada iyi hissetmeliyim klişesine takılıp hızlı çözümler arıyor sanırım.
Neden hayatımızı sürekli her şey iyi olmalıymış gibi yaşıyoruz ki? Eğlenceli tatlı sürprizlere, wauww ne güzel oldu derken tatsız şeylere of bu ne şimdi diye niye hayıflanıyoruz?
E bu da hayatın bir parçası değil mi? Hedonik uyum, sürdürülemez bir mutluluk halinden bahsederken bilimsel olarak üstelik. Evrene olumlu mesajlar da versek, heyecan arayışında da olsak, sakinlik de istesek bazen bazı şeyler başımıza gelir. Önemli olan nasıl karşıladığımızdır. Ben mi çekiyorum yaşadıklarımı bilemem ama her biri misafir bu duyguların ve bana onca şey katıyor bu misafirler, çokça şükran doluyum bu açıdan hayata.
Mevlana’nın da dediği gibi;
İnsan kısmı bir misafirhane, her sabah yeni birisi gelir.
Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik,
Aniden farkına varmak birşeyin, hepsi beklenmedik misafir.
Hepsini karşılayıp eyle!
Evini vahşetle süpürüp, bütün mobilyalarını boşaltan bir kederler kalabalığı bile gelse.
Her geleni alnının akıyla misafir et.
Olur ki yeni bir zevk getirmek için, boşalttılar evini.
Karanlık düşünce, utanç ve garez, hepsini gülerek karşıla kapıda ve buyur et içeri.
Minnettar ol her gelene kim gelirse gelsin.
Çünkü bunların her birisi, öte taraftan bir kılavuz olarak gönderildi.
Tam olarak buralardayım şu sıralar.
Bir de söylemeden geçemeyeceğim konu “yoğurdum ekşi” benim.
İnsanım çünkü hata yapıyorum, sinirleniyorum, üzülüyorum, zaaflarım var, inciniyorum, mutlu oluyorum, saçmalıyorum,sandığınızdan ya da gördüğünüzden çok daha fazlasıyım. Hepimiz fazlasıyız çünkü bütün duyguları yaşıyoruz, bugün neşeyi misafir ettik yarın belki hüznü ağırlayacağız, asıl önemli olan bu duyguları hakkıyla ağırlayıp, kimseyi kırıp incitmemek.
Keyifli huzurlu duyguları misafir ettiğiniz güzel günleriniz olsun sevgiler…