Grev, suikast, ihtilal, anarşi, sosyalizm, dinamo, dinamit, infilak, kargaşalık, hal (kötü, güç, zor durum, dert, sıkıntı), kıtal (birbirini öldürme, vuruşma), Kanuni Esasi (temel kanun, anayasa), hürriyet, vatan, müsavat (eşitlik), Bosna, Hersek, Makedonya, Girit, Kıbrıs, Yıldız, büyük burun, Murad, istibdat (tek bir yöneticinin toplumu baskı altında yönetmesine dayanan düzen, baskıcılık, hiçbir hakkın ve özgürlüğün bulunmadığı tek adam yönetimi), beynelmilel (uluslararası), veliaht, cumhuriyet, mebuslar, Ayan azası, bomba, Mithat Paşa, Kemal Bey, inkılap, tahtakurusu, kimya ile ilgili yazılarda 0 = AH; hasta, kardeş… Bunlar Hıfzı Topuz’un “100 Soruda Türk Basın Tarihi” adlı kitabından alınma, Osmanlı Sultanı Abdülhamit’in iktidarı sırasında Türk basınında yasaklanan kelimeler. *** “Diğerleri tamam da, ‘büyük burun’, ‘Murad’, ‘tahtakurusu’, ‘0 = AH’, ‘hasta’ ve ‘kardeş’ niye?” diye soranlara… ‘Büyük burun’ Abdülhamit’in burnu büyük olduğu için; ‘Murad’ ve ‘kardeş’ Abdülhamit’in kardeşi Sultan Murad’ı hatırlatacağı için; ‘tahtakurusu’ yanlışlıkla ‘tahtın kurusun’ olarak okunabileceği için; ‘0 = AH’ ‘Abdülhamit = sıfır’ olarak anlaşılabileceği, ‘hasta’ Osmanlı’nın hasta adam olarak tanımlanmasını hatırlatabileceği korkusuyla yasakmış! *** Her ne kadar meclis başkanı kendisinden “muhteşem” diye bahsederek adına defalarca sempozyumlar düzenlese de; Bazı akepeli milletvekilleri kendisine söz söylettirmese de; Torunu “canımıza yetti” diyerek parlamenter sistemden şikayet etse de… Bazı tarihçiler, Abdülhamit’in 30 buçuk yıllık İstibdat Döneminden, “diktatörlük” ve “Türk basınının en karanlık çağı” olarak bahsederler! Yazar Murat Menteş “Bir sinekle, bir devlet adamı arasındaki benzerlik nedir sorusunun cevabı; İkisini de gazeteyle öldürebilirsin” yazdığına göre, belki de Abdülhamit basına bu kadar sıkı sansür uygulamakta kendince haklıydı? *** Abdülhamit’in sansürlediği kelimelere günümüzde gülüp geçiyoruz belki ama her dönem, her iktidar, sansürü kendi anlayışına göre uyguluyor. Geçenlerde Sözcü Gazetesinde bir haber vardı; Televizyon dizilerinde, öpüşme sahneleri, “lan” veya “eşşoleşek” kelimeleri yasak, içki kadehleri ve sigara içilen sahneler buzlu verilirken, tabanca, tüfekle adam öldürülen, kılıçla kafa kesilen vahşi ve kanlı sahnelere izin veriliyormuş! *** Gazetenin haberine göre Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan bir doktora çalışmasında; dizilerdeki şiddet sahnelerinin 10-18 yaş arasındaki çocukları nasıl etkilediği net bir şekilde ortaya çıkmış. Dizi içeriklerinde yüzde 85 oranla çocukları tehlikeli durumlara sokabilecek intihar, hırsızlık, cinayet ve kavga gibi ifade veya görsel sunumlar bulunuyormuş… Dizilerin yüzde 5'inde hayal kırıklığı duygusunu geliştirici, tehdit edici ifadeler ve yalan söylemeyi destekleyen mesajlar saptanmış; Dizi kahramanlarının yüzde 16'sı vurma, yaralama, öldürme, bağırma ve hakaret etme gibi fiziksel ve sözlü şiddet kullanıyormuş… Dizilerdeki küçümseme, karalama, dışlama ve alay etme gibi psikolojik şiddet oranı yüzde 13; Dizi kahramanlarının problemlerini şiddet kullanarak çözme oranları yüzde 20; Argo sözcüklerin kullanım oranı yüzde 44 imiş. Dizilerde yüzde 15 oranında kanunlara karşı gelmeyi normalleştiren ifadeler bulunurken, dizi kahramanlarının yüzde 39’u, olumsuz davranış sergileyen model olarak izleyiciye sunuluyormuş. *** Aynı araştırmada dizilerin sadece yüzde 9'unun sorumluluk, yüzde 7'sinin sevgi, yüzde 6'sının dostluk duygusunu geliştirici içerikte olduğu görülmüş. *** Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2010 yılında 180 olan kadın cinayeti sayısı, 2016 yılında 328’e, 2017’nin sadece ilk on ayında 337’ye ulaşmış… Yine 2017’nin ilk on ayında 314 çocuk cinsel istismara, 246 kadın cinsel şiddete uğramış… Silahlı olaylar 2017 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 28 artmış. Son üç yıldaki artış oranı yüzde 61. *** Erdoğan, “Anamızı ağlattınız” diyen çiftçiye “Ananı da al git, artistlik yapma lan” dedi; Ahmet Kaya’ya saldıran sanatçılar için “Ulan hepiniz oradaydınız be” dedi; Beşiktaş’ın sahası açılırken, telefonla kendisine bağlanan Gençlik ve Spor Bakanına “Ulan bizim verdiğimiz paralarla yaptılar” dedi; CHP eski genel başkanı ve Konya milletvekili “Denize dökeriz” dedikleri için kızdı, televizyonda canlı yayında “Yunan mı ulan bu?” diye sordu; 15 Temmuz’la ilgili konuşurken “Ulan terbiyesizler, karşınızda tek başına bir bayan var…” dedi… *** Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe sözlükte "ulan" kelimesi “kaba ünlem” olarak tanımlanırken, Erdoğan’ı “Ulan, Orta Asya Türk lehçelerinde erkek çocuk demek” diye savunanlar oldu! *** Araştırma sonuçları ortada. Sevgi ifadesi olan “öpüşmeyi”, sansürlerken adam öldürme, kafa kesme sahnelerine izin vererek; Kemal Sunal’ın gülerek, güldürerek söylediği “eşşolueşşek” veya Zeki Alasya’nın “Köyden indim şehire” filminde kullandığı “lan” kelimelerini keserken, başbakan ve cumhurbaşkanının “ulan” dediği konuşmalarını canlı yayınlayarak, toplumu terbiye edemezsiniz! *** Çocuklarımız kafa kesen insanlar mı yoksa öpüşen insanlar mı görsünler? Adam öldürmeyi mi yoksa sevmeyi, sevilmeyi mi öğrensinler? Eğer sevgiden yanaysanız... Öpüşün ulan, birbirinizi öldürmeyin!
Trend Haberler
Antalya’da SGK binasının önüne bırakılan çanta ekipleri harekete geçirdi
Korkuteli’de ağa çekildi ortalık karıştı
Antalya’da belediyelere mali kayyum iddiası!
Meteoroloji uyardı! Kaş açıklarında şiddetli fırtına bekleniyor
Ehliyet yenileme süresi 2025’e uzatıldı
100 bin usta öğretici evine ekmek götüremiyor!