Hafta başında Ulaştırma Bakanı, Kanal İstanbul’la ilgili açıklamalar yaptı. Çalışmaların titizlikle sürdüğünü, Kanal’ın Marmara Denizine hiçbir olumsuz etkisi olmayacağını açıkladı. Tabii kimsenin içine bir rahatlık, gönlüne ferahlık çökmedi.

Daha önce 3. Köprü demiş yapmışlar, 3. Havalimanı demiş yapmışlardı. Bu havalimanının yeri, kuşların göç yolları üzerindeymiş, kuzey rüzgarları nedeniyle kaza riski varmış, su havzalarına zarar veriyormuş, umurlarında olmadı. Metrosu olan Atatürk havalimanını kapatıp, metrosu hatta yolu olmayan, yerleşim yerlerine çok uzak, ormanların içine havaalanı yapmışlar ve bunu “büyüklük” vurgusuyla halkın bir kesimine yutturmuşlardı.

Neler yutulmamıştı ki? Kütahya’da %95 yolcu yanılma payıyla yıllık 5 milyon euro zarar yazan Zafer Havalimanı mı? Osmangazi Köprüsü mü? Karadeniz yaylalarına yapılan “ yeşil yol” mu? Türkiye’nin en güney ve en kuzey uçlarına, Mersin ve Sinop’a nükleer santral projeleri mi? Elektrik üretim ve dağıtımlarının tek tek özelleştirilmesi mi? Tekel’in tüm fabrikalarıyla beraber satılması devamında köylünün tütün ekemez oluşu mu?

Devlete en çok vergi ödeyen kurumlardan olan Telekom’u satmışlardı. Satış bedelini bile almayan iktidar, kârların yurtdışına transferini tüm halka yutturmamış mıydı?

Yolcu garantili köprüleri “cebimizden beş kuruş çıkmıyor” diye şirketlere yaptırıp, sonra geçenden 3 akçe, geçmeyenden 5 akçe almamışlar mıydı?

Kentlerde devlet hastanelerini kapatıp, anlaşmalı şirketlerine uzaklarda Şehir Hastanesi yaptırıp, şirkete hastaları “garanti” etmemişler miydi?

Şimdi de milyonlarca yılda oluşan Karadeniz ve Akdeniz’in kesişme noktası, Türkiye’nin can damarı Marmara Denizini Karadeniz’e bağlayacak yeni bir kanalı pazarlamak onlar için zor mu sanıyorsunuz? Yine aynı kişiler tepki gösterecek, yine aynı bilim adamları bu işin olmazlığını, olursa Türkiye’nin biteceğini anlatacak…

Kanal İstanbul, diğer projelere benzemiyor yalnız. Yapılırsa, kesinkes Türkiye’yi ekonomik ve ekolojik olarak öldürecektir. “Yandaşlara kaynak aktaracağım, Türkiye hazinesini emeceğim “diye yapılacak iş, tüm coğrafyanın ölümü olacaktır. Türkiye’nin maddi tüm kaynaklarını üzerlerine geçirmek için gerçekleştirecekleri çok tehlikeli bir hamledir. Bu “Kanal Türkiye” projesi, iktidarın tüm niyetini tek kalemde ortaya koyan, inşaatçılık, hafriyatçılık, göz boyama, yandaşa peşkeş çekme, güç kullanma ile temellenecek son büyük proje olacaktır.

Çünkü gerçekleşirse Türkiye’nin beynine, beynimize çakılan son çivi olacaktır.