Tenceresi, tavası, daha birçok ürün ile günlük yaşamımızda var.
1969 yılında bir fabrika temeli atılır ve 1973 yılında bu fabrika, günlük yaşamımızda bu kadar önemli olan alüminyumu üretmeye başlar.
Sadece alüminyum üretmekle de kalmaz, bir anlamda okul işlevi görerek mühendisler ve yetişmiş insan gücü de üretir.
2002 yılına geldiğimizde bu fabrika, 2200 işçi, 550 memur ve 450 taşeron olmak üzere toplamda 3200 kişi için ekmek kapısı haline gelmiştir.
İşte bu fabrika, bugün konser iptali nedeni ile gündemimizde olan Seydişehir'de açıldı. Bugün de, Seydişehir'de iptal edilen konserin geri planında da bu fabrikanın öyküsü yatıyor.
Etibank'a bağlı Seydişehir Alüminyum
Fabrikası özelleştirildi.
Kim aldı?
Bugün 'beşli çete'den birisi olarak bildiğimiz Cengiz Holding.
Satan kim?
AKP iktidarı.
Kamu kaynaklarının 'özelleştirme' adı altında peşkeş çekilmesinin ekonomik sonuçlarından çok daha önemli sosyal sonuçları oldu.
Anadolu'da kamu yatırımı olarak yapılan bütün işletmelerde aynı zamanda bir işçi sınıfı da oluşuyordu. Örneğin, 1980 öncesinde Antalya, dokuma, pil fabrikaları, ferro krom ile bir işçi kentiydi.
Yaşam kültürü de, bunun üzerine kuruluyordu.
Özelleştirmeler ile bu kültür de bitirildi, dağıtıldı.
Bu nedenle bugün Seydişehir'de Ülkü Ocakları böyle değneksiz dolaşabiliyor. Daha da acısı, Sözümona Seydişehir'in
CHP'li belediye başkanı da, bu değneksiz gezenlere eşlik ediyor.
Suavi konserinin iptalinin geri planında, artık Seydişehir'de bilinç olarak işçi sınıfının olmadığı ve özelleştirmeler ile bu bilincin sistemli olarak ortadan kaldırıldığını görmediğimiz sürece, sadece Seydişehir'in CHP'li belediye başkanına 'KORKMA' demekten başka birşey yapamayacağız.