Gelin bugün siyasetin tozlu gündeminden çıkalım ve aslında siyasetin çözmesi gereken dramlara biraz odaklanalım. Hem de yanı başımızda, gözümüzün önündeki yaşamlara bakalım.
Biliyorsunuz, deprem sonrasında Antalya, en fazla depremzede alan illerden birisiydi. Depremzedeler otellere, KYK yurtlarına, kamu lojmanlarına yerleştirilmişlerdir. Yaklaşık gelen 400 bin depremzedenin, Muhittin Böcek’in dün Halk TV’de açıkladığı rakamlara göre 190 bini hala Antalya’da.
Peki bu insanlar hangi koşullarda yaşıyor? Örneğin, otellere yerleştirilen depremzedelerin akıbeti hakkında bilgimiz yok. Sezon başladı ve oteller müşteri almaya başladılar. Peki depremzedeler nereye gitti?
Bu gibi sorular çoğaltılabilir. Ama gelin, Antalya KYK yurtlarında barınan depremzedelerin durumuna bir bakalım.
Depremzede bir kadın. Kahramanmaraşlı. Böbrek nakli olmuş, deprem sonrasında Antalya’ya ambulans ile özel olarak getirilip, acil bakıma alınmış. Şu anda KYK yurdunda kalıyor. Kalıyor kalmasına ama böbrek naklinden dolayı ihtiyaç duyduğu ilaçları alamıyor.
Ya da bir başka kadın. Gaziantep’li. İki çocuğu var. Birisinin acilen göz ameliyatı olması gerekiyor. Gaziantep’te olsa rahatlıkla çözebileceği sorunu, Antalya’da çözemiyor. Çünkü, sadece bıçak parası olarak 20 Bin TL isteniyor. KYK yurdunu ziyaret eden bir milletvekili eşi söz vermiş. Ancak, “O kadar çok söz verildi ama yapılmadı ki” diyor. Aynı kadın, Konyaaltı Kaymakamlığına gittiğinde, polis memuru, “10 bin TL almışsın, benim aylığımdan kesilip sana verildi o para” diye çıkışmış.
Bir başka kadın. Bu sefer Hatay, Antakya’dan. Hani o bir daha göremeyeceğimiz medeniyet beşiği olan kentten. Eşi depremde ölmüş. Fakat, mezarının nerede olduğu bilinmiyor. Mezarı bilinemediği için, ölüm kağıdı çıkarılamıyor. Ölüm kağıdı çıkarılamadığı için, eşinde kalan emekli aylığını alamıyor.
Kadınların ayağında terlikler. Hava henüz yeteri kadar sıcak değil. Birisi, ayağındaki terliği göstererek, “Bakmayın yeni olduğuna. Müdür bey kendi cebinden aldı bu terliği” diyor, mahcup bir sesle.
Konyaaltı Kaymakamı’nın makam odası. Depremzede bir kadın yardım talebi ile orada. Kaymakam, kadına sinirlenerek, “Arada böyle dengesizler çıkıyor” diye çıkışıyor ve kadın sorununu çözemeden geri dönüyor.
Yurt içinde yetersiz beslenme sorunu had safhada. Markete gitmeye kalksalar paraları yok.
Ey Antalya,
Ey seçim minderine çıkmaya hazırlanan siyasiler,
Ey, Antalya’nın yerel yönetim yetkilileri,
Hepimizin gözü önünde bir insanlık dramı yaşanıyor.
Farkında mısınız?