3. Anlam Sistemi

Anlam, dili kullanmanın en önemli bölümünü oluşturur. Seslerin, semboller aracılığı ile nesne ve olaylarla ilişkisini ifade eder. Sözcükler, belli bir anlamı ifade etmek için gereklidir. Çocuk, dili anlamlı olarak kullanmaya başladığında belirli durumlar ve nesnelerle kendi düşünceleri arasında anlamlı ilişkiler kurmaya başlar. Çocuk, sözcük ve cümlelerini belli anlamlar oluşturmak üzere kullanır. Anlamsal gelişim ile bilişsel gelişim düzeyi paralel ve yakın bir gelişme gösterir. Çocuk, bilişsel kavramları kazandıkça,, dilin anlamsal yönü de zenginleşerek gelişir.

0 - 12 Yaş Çocuklarında Dilin Kullanılması

Konuşmayı ve diğer insanları anlamayı öğrenmek, çocukların geliştirdiği en karmaşık yeteneklerindedir. Dili kullanmanın bir amaca yönelik işlevi vardır. Dilin işlevi; insanın neden konuştuğu ile ilgili öğrenme, isteme gibi amaçlarla ilgilidir. Çocukların hepsi konuşma öncesi sesler çıkarır. Çocukların; duygularını, düşüncelerini, ilgilerini, isteklerini ifade etmek için iletişime girmeleri gerekir.

İletişimin fonksiyonları şunlardır:

  • Konuşma yoluyla başkalarının söylediğini anlama
  • Kendisine ait söz dağarcığını geliştirme
  • Sözcükleri doğru olarak telaffuz etme
  • Anlaşılır bir cümle yapısını bilme ve kavramadır.

İletişim için, konuşma sırasında göz kontağı kurma ve sürdürme, konuşmayı başlatma, sıra ile konuşma, bir konu üzerinde konuşmayı sürdürme ve konuşmayı bitirme, zamanı ve durumu konuya uygun konuşma gibi anlatım becerilerinin öğrenilmiş olması gerekir. Bebekle iletişim bile bebeğin ilk hareketlerinin yorumlanmasıyla başlar. Hayatın ilk birkaç ayında bebekler, konuşmanın temeli olan ağlama ve anlamsız sesler çıkararak iletişim kurarlar. Çocuk; söylenenleri anlamaya, tek kelimelerle kendini ifade etmeye, cümleler kurarak konuşmaya, kendini anlatmaya başlar.

Dilin uygulamalı olarak kullanılması erken çocukluk döneminde yetenekli birer konuşmacı olan çocuklarda bu dönemde ilerlemeler görülür. Çocukların iletişim becerileri, konuşulan konuya ve kişiyi tanımalarına göre değişir. Tanıdıkları kişilerle bildikleri konularda yüz yüze konuşmada başarılıdırlar. Çocuk, yüz yüze olan ilişkilerine çoğunlukla sözlü iletişimle başlar. Çocuk için çevrede büyük bir çocuğun bulunması, dilin kullanımını öğrenmesi için ortam oluşturur. Çocuklar; büyük çocuklarla anne babaları arasındaki konuşmaları takip eder, onlara katılmaya çalışır ve sözlü iletişim süreleri giderek uzar. Konuşmaya katılımı çocukların konuşulan konuyu anlamalarına göre değişir. Çocuklar, konuşulanları dinleyerek, ben, sen, o gibi konuşma ögelerinin cümle içindeki kullanımını duyarlar

Dil bilimciler ve eğitimciler, son yıllarda yapılan çalışmalara dayanarak “Dilin kazanılmasında, insanın doğuştan getirdiği bilişsel kapasitesi etkindir ve bu kapasite çevre yaşantıları ile geliştirilmektedir.” görüşünde birleşmektedir. Dilin kazanılmasını ve gelişimini; zihinsel engel, fiziksel engel (yarık damak), duyusal engel (işitme ve görme kaybı), duygusal yoksunluk (güven ortamı), uyarıcı yoksunluğu, uyarım eksikliği (yetişkinlerin çocukla konuşması, oynaması ve uyarımlar vermesi) ve sık hastalanma gibi durumlar etkiler.

(Devam Edecek)

Esenlikler Dilerim.