Eylül ayında yapılan CHP tüzük kurultayında önemli bir değişiklik gerçekleştirildi. Bu değişiklik ile CHP’li belediyelerde çalışan üyelerin il ve ilçe yönetiminde yer almalarının önü kapatıldı.
CHP kongrelerinde, belediye başkanlarının etkisi göz önüne alındığında son derece bir değişiklikti bu yapılan.
Bu yolla, belediye başkanları il ve ilçe kongrelerinde önceki dönemlerdeki kadar söz sahibi olamayacak ve örgütü kendi istekleri doğrultusunda biçimlendiremeyeceklerdi.
Sonrasında bu değişiklik gençlik kolları kongrelerinde uygulanmaya başlandı ve öncesinde yapılan pek çok kurgu bozuldu. Sadece Antalya değil, diğer illerde de bu değişikliğin sonuçları, gençlik kollarında gözlenmeye başlandı.
Normal koşullarda bu değişiklik, kurultaydan sonra gerçekleştirilecek kongreleri kapsıyor. Ancak, bir önceki kongrede il ya da ilçe yönetimine girmiş kişilerin durumlarını açıklığa kavuşturmuyor.
Örneğin; son kongrede il ya da ilçe yönetimine girmiş, kurultay sonrasında da CHP’li belediyelerde işe başlamış kişilerin durumunun hukuki belirsizliği var.
Bunları neden mi anlattım?
Çünkü somut bir örnek, bugünlerde Serik Belediyesi’nde yaşanıyor.
Son 
Son Serik İlçe Kongresi’nde yönetime girmiş olan bir kişi, CHP Tüzük Kurultay’ından sonra da Seril Belediyesi’nde işçi olarak çalışmaya başlıyor. Tüzük değişikliği bilinmesine rağmen.
Geçtiğimiz haftalarda Serik’te yaşanan olayların basına düşmesinin ardından, bu kişinin CHP Serik İlçe Başkanı ile arası açılıyor. 
Bu aranın açılmasının ardından da, Serik belediyesi ana binasında çalışırken, belediyenin açtığı Kent Lokantası’na ‘bulaşıkçı’ olarak gönderiliyor. Anlayacağınız, kendisinin istifa etmesi için mobbing başlıyor.
Bu vatandaş istifa etmeyince, bu defa da telefonla aranıp, “kendisinin ilçe yönetim kurulu üyesi olduğu, tüzüğün buna engel olduğu, bu nedenle de ya ilçe yönetim kurulundan ya da belediyeden istifa etmesi gerektiği” bildiriliyor. Tüzük değişikliği, bu kişinin tasfiyesinin bir aracı haline geliyor.
Burada Serik Belediyesi’ne şu soruların sorulması gerekiyor. 
Bu vatandaş işe alınırken, tüzük değişikliği yapılmamış mıydı?
Yapılmıştı!
Siz bu durumu bilerek mi işe alınmıştı?
Evet!
Bugün gelinen nokta, tüzük değişikliğinin, bu vatandaşın ekmeği ile oynamanın gerekçesi olması, çok iyi niyetle yapılan bir düzenlemenin, siyasal hesaplar için kötüye kullanımından başka bir anlam taşımamaktadır.
Siyasi hesaplarınız için bir şeyleri kötüye kullanarak, zorlama gerekçelerle insanların ekmekleri ile oynamayın!