(Bu yazı, Özgür Özel’in açıklamasının ardından sıcağı sıcağına yazılmıştır.)
Özgür Özel, bugün, günlerdir beklenen adaylık açıklamasını yaptı. Yaklaşık, soru cevap ile birlikte 45 dakika süren açıklamada, 14 ve 28 Mayıs seçimleri öncesi ve sonrasına ilişkin önemli eleştiriler getirdi.
“38 milletvekilinin verilmesi, unutulmayacak hasarlar bıraktı.” dedi, örneğin.
“Parti yenilgiyi kabul etmedi”, bir başka eleştirisiydi.
“İttifaka siyaseti, ittifak kuranların birbirine benzediği bir siyaset olmamalıdır” cümlesi akıllarda yer aldı.
“Partiyi danışmanlar yönetiyor” cümlesini ‘kayıt dışı siyaset’ kavramı ile açıklayarak yönetim kademesine bir başka eleştiriydi.
Özel’in konuşmasını dinledikten sonra, aklıma Kruşçev geldi. Nikita Kruşçev, Stalin’in 1953’te ölümünün ardından Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) Genel Sekreteri oldu. Genel Sekreter olmadan önce, Politbüro denilen, SBKP MYK üyesiydi. Genel Sekreter olur olmaz yaptığı ilk iş, Stalin dönemini uygulamalarını eleştirmek, eleştirmekle kalmayıp, tarihe ‘Destalinizasyon’ olarak geçen Stalin’in reddi anlamına gelen programı yaşama geçirmek olmuştu. Hatta şöyle bir de anekdot anlatılır. Kruşçev kürsüden Stalin’i eleştirirken, Politbüro üyelerinden birisi oturduğu yerden Kruşçev’e bağırır; “Stalin bunları yaparken, sen neredeydin!” diye. Kruşçev de, “senin oturduğun yerdeydim” diye cevap verir. İddia odur ki, oturduğu yerden bağıran da, Kruşçev’den sonra lider olacak olan Brejnev’dir.
Şimdi de farklı bir soru ile karşı karşıya değiliz. Özgür Özel eleştirilerini yaparken insanın aklına, Brejnev gibi, “Kılıçdaroğlu bunları yaparken sen neredeydin” sorusu geliyor. Zira Özgür Özel milletvekilliğinde 5. Döneminde. Uzun yıllardır TBMM Grup Başkanvekili. 14 Mayıs’tan sonra da TBMM Grup Başkanı. Yani aslında partinin karar mekanizmalarının en tepesinde olan isimlerden. 38 vekil verilirken de, kayıt dışı siyaset yürütülürken de, bunları bilen, sessiz kaldığı için de onaylayan isimlerden.
Basın toplantısında okuduğu ve özenle hazırlandığı belli olan metin, Özgür Özel değil de, CHP’nin yaşadığı süreçlerde dahli olmayan birisi tarafından okunsaydı, çok daha inandırıcı ve etkili olabilirdi.
Bu süreç Antalya’yı nasıl etkiler? Özgür Özel yanlısı bir hareket il kongresi öncesinde açığa çıkabilir mi? Antalya’da Özgür Özel lehine çalışacak isimler var mı? Bunları yakın zamanda öğreniriz. Ama mahalle delegeliklerinden bugüne kadar geçen sürede, CHP Genel Merkezi’nin ‘değişim’ tartışmasının taraftar bulamadığını göz önüne alırsak, Antalya’da Özgür Özel’in işinin zor olduğunu söylemek mümkün.