Sonunda beklenen oldu ve Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, gemileri yakarak CHP Genel Merkezi'ne muhtırasını verdi.
Bu muhtıra da, Ümit Uysal'ın Genel Başkanlık adaylığı sinyali gibi okundu. Bu da doğaldı. Çünkü, Uysal’ın açıklamasında "en üst düzeyde görev almaktan çekinmeyeceği" vurgusu ucu genel başkanlığa çıkan geniş bir anlama sahip.
Ama güzel bir siyasal magazin malzemesi olan 'genel başkan adaylığı' ifadesinin çekiciliğinden kurtulup da olaya olgular dizgesi içinden bakınca farklı bir fotoğraf karşımıza çıkıyor.
Aslında Ümit Uysal'ın genel merkez siyaseti yapmak istediği, bilinen birşey. Özellikle de son bir yıldır da bu anlamda çok işaret de verdi.
Yine aynı şekilde, Özgür Özel'in kazandığı kongrede Ümit Uysal'ın, Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediği de biliniyor. Bu detay önemli. Çünkü, Antalya'da Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyip de yerini koruyan tek belediye başkanı. Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz da var ama o önseçimden geldi. Bu da, Ümit Uysal'ın yabana atılmaması gereken bir aktör olduğunu ortaya koyuyor. Keza, tüzük kurultayı için hazırladığı taslak için de, üstelik tek başına, 123 imza toplaması başka bir gösterge.
Özetle yabana atılabilecek bir isim değil.
Gelelim CHP Genel Merkezi içerisinde Ümit Uysal'a.
Yukarıda ifade edilmişti. Ümit Uysal, Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekliyor.
Özgür Özel, hâlâ kurultay hesaplaşmasını bitirebilmiş değil. Ümit Uysal ekseninde bu hesaplaşmayı, Antalya'da belediye başkanlarının da katıldığı kahvaltıda Ümit Uysal'ın gözünün içine baka baka "kamu gücünü kullanarak örgütü dizayn ettirmem" cümlesi ve "kibir abidesi" tanımlaması ile isim vermeden işaret etmesinden okumak mümkün.
Bu genel merkez yapısı devam ettikçe de Ümit Uysal siyasi kariyerinin bu basamağında kalacak ve ilerleyemecektir. Aynı durum, Aydın Özer ya da il gençlik kolları başkan adaylığından çekilmeye zorlanan Eraycan Yılmaz için de geçerli.
Artık biliniyor ki, CHP Genel Merkezi'nde üçlü bir yapı var. Bir tarafta Özgür Özel, diğer tarafta Ekrem İmamoğlu ve kimin tamam kimin devam diyeceğine karar verecek bir Kemal Kılıçdaroğlu.
Bu tabloda Ümit Uysal'ın çıkışını iki taraflı okunmak mümkün.
Birincisi, Kılıçdaroğlu'nu desteklediği gözönüne alınarak İmamoğlu ile birlikte bu kanalın karar vericilerinden birisi olmak; ikincisi de, böylesine kaotik (!) bir ortamda bağımsız kalıp parti içi durumun İfade eden ilk isim olmak ve sonrasını da ilmek ilmek örtmek. Örneğin, taslağına destek veren 123 delegeyi tek tek arayarak teşekkür etmesi.
Unutmayalım. Sadece CHP'de değil, Antalya'da en örgütçü isimlerden birisidir Ümit Uysal.
Bana, ikinci seçenek daha yakınmış gibi geliyor.
Bütün bu olgular gözönüne alındığında Ümit Uysal'ın muhtırasını 'genel başkan adaylığı' olarak okumak hem erken hem de yüzeysel bir yaklaşım olur.
Ucu genel başkanlığa çıkar mı?
Mümkün.
Ama deklare edilen metin, daha çok 'bir kadro hareketini ve bu hareketin ihtiyaç duyduğu yolun taşlarını tanımlıyor' demek, daha doğru gibi.
Şunu da unutmayalım!
Ümit Uysal, başta örgüte yaptığı müdahaleler olmak üzere pekçok konuda eleştirilebilir. Ama bir tek şeyi sorgulanamaz. O da, CHP aidiyet ve bağlılığı. Açıklamanın motivasyon kaynağını da burada aramak lazım.