Dün akşam yaşadığımız teleferik kazası, bir anda bütün dikkatlerimizi o noktaya kaydırmamıza neden oldu. Öncelikle bütün Antalya ve Türkiye'ye geçmiş olsun diyelim. Elbette bir vatandaşımızın kaybı da çok büyüktür ama kazanın olası potansiyeli gözönüne alındığında, tekrar, "bununla geçmiş olsun" desek, yeridir.
Olay gerçekleşir gerçekleşmez, herkesin aklına, "acaba ihmal var mı?" sorusu geldi ve bunun peşine düştük. Süreci, teleferiğin kullanıma açıldığı 2017, hatta ihale sürecine kadar götürdük. Buralarda da bazı bilgilere ulaşıldı ama bunlar, kaza ile doğrudan ilişkilendirilen bir veri değildi. Çünkü, teleferiği yapan ve işleten firma ile bakım ve onarımını yapan firma değişmemişti. Bu da, uygulamada sürekliliği getirmişti.
İkinci bakılan yer de, bakım ve onarım hizmetlerinin hangi sıklıkla gerçekleştirildiğiydi. Bu noktada da, teleferiğin işletmesinden Antalya Büyükşehir Belediyesi adına sorumlu olan ANET'teki belgeler önem kazanıyordu. Buradaki belgelerde de, bakım ve onarımların belirlenen periyotlar ile gerçekleştirildiği açıklandı. Ancak bu noktada bir eksik açığa çıktı.
Teleferiğin bakım ve onarımından sonra, aynı asansörlerdeki gibi bir denetim mekanizmasına ihtiyaç duyuluyor. Zaten Makina Mühendisleri Odası Antalya Şubesi de, bu eksiğe dikkat çeken bir açıklama yapmıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz da bu konya dikkat çekerek, konu ile ilgili mevzuat eksiği olduğunu, TBMM açılır açılmaz konuyu gündeme getireceklerini belirtti.
Sonuçta, mahsur kalan vatandaşlar, yoğun bir gayret ile sağ salim kurtarıldı. Böylece çok büyük bir facianın önüne geçilmiş oldu. Süreçte dikkat çeken bazı noktalar var. Bunları, tarihe not düşme adına ifade etmek gerekiyor.
Birincisi, Antalya Valiliği, AFAD Başkanlığı ve Antalya Büyükşehir Belediyesi arasındaki uyum ve eşgüdümdü. Manavgat yangını ve 6 Şubat depreminde yaşadıklarımızdan sonra bu tabloyu özlemişiz. Bu eşgüdümde, Antalya Valisi Hulusi Şahin'in geldiği günden beri izlediği ılımlı ve uyumlu politikanın etkisi büyük.
İkincisi, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin, kriz yönetimindeki başarısı. Tesisin sorumulusu olarak krizin yönetiminden birinci derece sorumlu Büyükşehir, bu zor saatleri, başarılı bir kriz yönetimi ile atlattı.
Son olarak da, yine Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin iletişim başarısı. Kazanın gerçekleşmesinden yarım saat sonra olay yerine gelen Başkan Muhittin Böcek, teleferikteki son vatandaş da kurtarılana kadar kriz merkezinden ayrılmadı. Bu sürede ama basının karşısına çıkarak, ama sosyal medya ile ortalama yarım saatte bir kamuoyunu bilgilendirdi. Kafalardaki soru işaretlerini gidermeye çalıştı.
Hani, bazen acılardan ilaç alıyoruz ya.
Yaşadığımız 24 saat, ilacı bol olan, acı bir 24 saatti.