Ülke olarak bazı konuları çorbaya çevirme konusunda çok yetenekliyiz. Son günlerde Antalya gündeminde tartışılan konuları ele alınca, aslında bomboş bir gündemle uğraştığımızı anlıyoruz.
Son günlerin gündemine kısaca göz atalım.
***
Asırlardır Kesik Minare olan tarihi yapı, restore edilerek külahlı minareli camiye dönüştürüldü.
Şahsi fikrim; yapının kesik minare olarak varlığını sürdürmesinin daha isabetli olacağı şeklinde.
Ancak, iş işten geçtikten, geri adım atılması imkansız hale geldikten sonra STK’lar, şehrin ileri gelenlerinden tepkiler yükseldi.
Böylesine önemli bir konu ile ilgili neredeyse restorasyon bitme aşamasına gelene kadar kimsenin haberdar olmaması imkansız. İş işten geçmiş olsa bile, olayın iki tarafında yer alan insanlar da tartışmayı yine yanlış eksende yürütüyor.
Restorasyona karşı çıkanlar dinsiz değil, destekleyenler de yobaz değil. Ancak tartışma kültürümüz o kadar yozlaşmış ki; şehrin müftüsü bile siyaset kokan tartışmanın içine dalmakta sıkıntı görmüyor.
***
Antalyaspor için sembol haline gelen, altyapıdan yetişip kaptanlığa kadar yükselen Zeki Yıldırım, önümüzdeki sezonun kadrosunda düşünülmedi.
Zeki’nin ne şekilde olursa olsun takımda kalması taraftarıyım. Daha önce de yazdım, bu takım ligden düşerse gözyaşı dökecek birkaç futbolcudan birisidir. Dahası, takımın yaşayan hafızası, amatör takımlarda forma giye futbolcuların idolüdür.
Ancak bir teknik adama görev verdiyseniz, onun raporu doğrultusunda takım kurmak zorundasınızdır.
Bülent Korkmaz, Zeki’yi istemeyebilir. Zeki gönderilebilir de. Ancak bu, Zeki’ye ve Antalyaspor’a yakışan şekilde yapılmalıydı.
Konuyla ilgili istediğiniz kadar savunma yapın, bu saatten sonra bazı söylentilerin önüne geçemeyeceksiniz. Geçen sezon Musa Nizam’ı, lig biter bitmez Osman Çelik’i, şimdi de Zeki’yi gönderen Bülent Korkmaz ve yönetim, altyapıdan yetişen isimleri sıfırlamış oldu.
İşe yaramayan o kadar futbolcu varken, operasyona altyapıdan gelenlerle başlamak, kulübün geçmişine haksızlıktır.
Zeki’yi gönderecekseniz, adam gibi bir uğurlama töreni yapılır, Zeki de kendine yakışan olgunlukta veda eder, yeni takımı için mücadele eder.
Ancak Antalyaspor camiası, son dönemlerde futbolcuyu transfer ederken gösterdiği nezaketi gönderirken yapamıyor.
Burada Bülent Korkmaz’ın da, yönetimin de, Zeki’nin de hataları var. Bu saatten sonra Zeki’den Antalyaspor’a fayda gelmez. Aka tarafın açıklamaları da hem Zeki’ye, hem kulübe zarar veriyor. Taraflar daha fazla zarar görmeden son nokta konmalı.
Çünkü tartışamıyoruz.
**
Yıllardır tarım sayfası hazırlıyorum. Sektörün sorunları aşağı yukarı belli, çözüm önerileri de. Ancak çözüm yollarını uygulayacak isimler konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Sektöründe donanım sahibi insanlar atıl pozisyonda beklerken, alakasız isimler görevlere geliyor.
Büyükşehir Belediyesi Tarım A.Ş.’nin başına Cemal Kafa isminde birisini getirdi. Kendisini görmedim, tanımıyorum. Peşin hükümlü olmak istemiyorum, belki de Tarım A.Ş. için Dünya’daki en doğru isimdir. Kendisi ile görüşüp projeleri hakkında bilgi alacağım.
Bir tarım kenti olan Antalya’da, bu kadar yetenekli, donanımlı, sektöre hakim insan varken, işin başına bir elektrik mühendisi getirmek insanı düşündürüyor.
Tekrar ediyorum; bu görev için belki en doğru isimdir kendisi. Ne var ki bu konudan sektörün haberi yok. Son 5 günde görüştüğüm herkes, bu işte bir garipliğin olduğunu söylüyor.
Cemal Kafa olayı da tıpkı Kesik Minare ve Zeki Yıldırım olayında olduğu gibi, konuşmadan tartışmadan yapılan işlerin sektörde tepki görmesine yol açtı. Keşke sektörden görüş alınsa, tartışılsa, ortak fikir oluşturulsaydı.
***
Zamanında yapılmayan tartışmaların, atı alının Üsküdar’ı geçtikten sonra yapılmasının kimseye faydası olmuyor.
Oysa at Üsküdar’ı geçmeden, henüz Üsküdar’a giderken ele alınabilse, yanı tartışma kültürümüzü geliştirebilsek toplumdaki gereksiz kutuplaşmalara ihtiyaç kalmayacak.