AKP iktidarının Türkiye’ye verdiği en büyük zararlardan birisi de, kurumlar arası iletişimin önemli ölçüde kopması hatta kurumların birbirine çelme takması oldu.
Ne yazık ki bu olumsuzluk bugün normalleşti ve yadırganmaz hale geldi.
Örneğin birisi AKP’de diğeri CHP’de iki belediye arasında, çoğunlukla olumsuz, zorunlu iletişim dışında bir yaklaşım göremiyoruz. 
Daha somut örneği geçtiğimiz aylarda Antalya Sarısu’da yaşadık. Orman Bölge Müdürlüğü, Sarısu mesire alanı ihalesini kazanan Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden, daha önce açılmış olan davayı geri çekmesini istedi. Büyükşehir Belediyesi de jest olarak davayı çekti. Ertesinde de Orman Bölge Müdürlüğü ihaleyi iptal etti. 
Yine benzer bir olayla karşı karşıyayız.
Antalya İbradı İlçesi.
Antalya’nın en küçük ama özgül ağırlığı fazla olan ilçesidir.
İşte bu İbradı’da, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ASAT birimi var. ASAT ile ilgili her türlü işlem İbradı’da bu birimden yapılıyor.
31 Mart 2024 seçimlerinde AKP’nin kazandığı iki ilçeden birisi İbradı. Kadın bir aday seçimi kazandı ve belediye başkanı oldu.
İşte bu kadın adayın yaptığı ilk uygulamalardan birisi, İbradı Belediyesi’ne ait olan ASAT tarafından kullanılan binadan ASAT’ı çıkarmak oldu. Daha önce Büyükşehir Belediyesi kullanımına verilen alanı geri alarak, deyim yerindeyse ASAT’ı sokakta bıraktı.
Tasarruf tedbirleri olduğu için de ASAT ne bina yapabiliyor ne de kiralama yolu ile sorunu çözebiliyor.
Peki, bu belediye başkanı hanımefendi bu hareketi ile Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni mi cezalandırdı, İbradı halkını mı?
ASAT’ın İbradı’da hizmet veremeyecek olmasının faturasını kim ödeyecek?
Belki de bu hanımefendinin evinde su arızası olacak. ASAT buna müdahale edemeyecek. Çünkü artık İbradı’da kullanabileceği bir merkez ofisi yok.
Tamam, siyasiler siz aranızda çekişiyor olabilirsiniz ama bunun faturasını halk mı ödemek zorunda?
Yakışıyor mu?