Günlerdir, sokak hayvanları ile ilgili yasa tasarısı gündemimizde. Tasarının, özellikle sokak hayvanlarının öldürülmesini öngören ve ‘ötenazi’ olarak adlandırılan bölümü toplumun büyük bir kesimi tarafından tepki ile karşılandı. Kamu vicdanı, tasarıyı kabul etmiyor. Ancak buna karşılık AKP iktidarı, “ben bildiğimi okurum” havasından geri durmuyor. Korkarım ki, komisyondan geçen tasarı bütün tepkilere rağmen genel kuruldan geçecek ve yasalaşacak.
Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim. 1789’da insan hakları evrensel beyannamesi ile hukuki zeminini bulan insan hakları kavramı, insanlığın ilerlemesi ile anlam genişlemesine uğradı. Bugün gelinen noktada ‘kadın’ hakları, ‘engelli’ hakları, ‘çocuk’ hakları gibi insan merkezli hak tanımlamaları da yetersiz kalmaya başladı. Çünkü karşımızda, insanın da bir parçası olduğu çevre ve bu çevre içerisinde yaşayan canlı türleri var. Nasıl ki insan hakları kavramı, başlangıçta ‘yaşam’ hakkını savunarak gündeme geldiyse, bugün genişleyen ‘hak’ kavramı da doğadaki türlerin yaşam hakkını savunmakla başlıyor. 1789 İnsan hakları bildirgesinin birinci maddesinde yer alan “İnsanlar, haklar bakımından özgür ve eşit doğar ve yaşarlar” cümlesini, “canlılar, haklar bakımından özgür ve eşit doğarlar” biçiminde güncelleme zamanı gitgide yaklaşıyor, ki uygarlık ilerlemesi içerisinde olması gereken de bu.
Bu nedenle soruyorum.
Siz kimsiniz ki, bir canlının yaşam hakkını elinden alma hakkını kendinizde buluyorsunuz!
Gelelim kelime oyunlarına.
Sokak hayvanlarına ‘ötenazi’den bahsediliyor. 
Ötenazi, artık tıbben yapılabilecek bir şey kalmamış düzeyde hasta olan bir insanın, kendi iradesi ile yaşamına son vermesidir. Burada kritik yer, ötenazi kararının, hasta olan kişi tarafından verilmesi yani bir iradenin ortaya konmasıdır. Bir irade ortaya konuluyorsa, orada bilinç vardır. Ötenazi talep eden hasta, kendi bilinci ile buna karar vermelidir. 
Diğer yandan, ötenazi bazı Avrupa ülkelerinde ve ABD’de bazı eyaletlerde serbesttir. Türkiye’de ise yasaktır. Şayet bir doktor ötenazi uygulaması yaparsa, kasıtlı adam öldürmek suçundan yargılanır.
Bu nedenle soruyorum.
Siz kimsiniz ki, ötenazinin yasak olduğu bir ülkede, ötenazi için karar verme yeterliliğinde olmayan bir canlı için ötenazi kararını alma hakkını kendinizde buluyorsunuz!
Olması gereken, insanların işgal ettiği doğalarında, tüm canlı türlerinin yaşam hakkına sahip olduğu ve bir arada yaşamanın koşullarının üretilmesi gerekliliğidir. 
Bu değil de, kolay yoldan ‘ötenazi’ adı altında sokak hayvanları cinayetlerinin önün açılması, önümüzdeki yıllarda ‘barbarlık’ olarak adlandırılacaktır.
Gelecek kuşaklar adına şu soruyu sormak gerekiyor.
Siz kimsiniz!