Sevgili Okurlar;
Geçtiğimiz günlerde bir sivil toplum kuruluşu yetkilisinin; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak çalışan Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinin kapatılması, dönüştürülmesi ya da birleştirilmesi ile ilgili fikirleri basında yer aldı. Otizmden etkilenmiş çocuklarımızın günde en az 8 saatini geçirebileceği eğitim merkezlerinin açılmasının gerekliliğinin de bu haberde belirtilmesi ailelerimizin temel isteklerinden bazılarını dile getirmesi açısından önemli idi.
Ancak bu dileklerin ayrıntılı değerlendirilmesinin iyi olacağı kanaatinde olduğumuzu belirtmek isteriz.
- Otizm’in diğer engel gruplarına göre bireyin ve ailelerinin hayatını daha olumsuz etkilediğini kabul etmemizle birlikte her engel grubunda yer alan bireylerin ve ailelerinin yaşadıklarının hepsi biricik ve özeldir. Her ailemizin karşılaştığı problemler ile ilgili yaşadıkları çok değerlidir. Dolayısıyla diğer engel gruplarında yer alan bireyler ve aileleri de aynı taleplerde bulunabilmelidirler. Ayrıca ‘ Benden sonra çocuğuma ne olacak kaygısı’ tüm engel grubunda yer alan ailelerimizin yaşadığı temel kaygıdır. Kaygının şiddeti değişebilir ancak her ailemizin yaşadığı en temel kaygı budur. Bunun yanında süreğen hastalığı (Tip-1 Diyabet vb.) olan çocuklar için de ailelerinin yaşadığı temel kaygı yine budur. Bu konuda belki de toplumun diğer kesimlerinden bizim için istediğimiz Empati’nin belki de kendi içimizde birbirimiz içinde var olması gerektiğini düşünmeliyiz.
- Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Milli Eğitim Bakanlığının belirlediği tüm engel gruplarına yönelik programları uygulayan kurumlardır. Burada otizmden etkilenmiş bireyler eğitim alırken, bedensel engelli, zihinsel engelli bireyler gibi diğer engel gruplarının tamamı da hizmet almaktadır. Bu merkezlerin kapatılmasının, dönüştürülmesi ya da birleştirilmesinin diğer engel gruplarında yer alan çocuklarımızı nasıl etkileyeceğinin de düşünülmesi ve buna göre değerlendirmeler yapılması önemlidir. Rehabilitasyon merkezlerinde var olan haftalık ders/seans sayılarının azlığı tüm engel gruplarındaki çocuklar için bir eksiklik olarak ortaya koyulabilir. Rehabilitasyon merkezlerinin fiziksel durumlarına yönelik eleştiriler ve ders sayıları ile ilgili düzenlemelere gidecek otorite idaredir ve yayınlanacak kanun ve yönetmeliklerle bu düzenlemelere gidilebilir, fakat bu düzenlemeler asla kapatma, birleştirme biçiminde olmamalıdır. Dönüştürme için ise söylenecek şey; her engel grubunun ya da her otizmden etkilenmiş bireyin günde 8 ders haftada 5 gün eğitime ihtiyacı olmayabilmektedir. Rehabilite etmenin anlamı belki de burada yatmaktadır.
- Otizmden etkilenmiş bireylerin günlük 8 saatini geçireceği ve tüm hafta gidebileceği merkezlerin açılması konusunda ise “Ayrıştırma”nın çocuklarımız için ne kadar zararlı olabileceği konusunda görüşler belirtmemiz olasıdır. Özel Eğitim ve Rehabilitasyon hizmetleri KAYNAŞTIRMA – BÜTÜNLEŞTİRME – NORMALLEŞTİRME zincirini izleyecek şekilde yapılandırılmalıdır. Bilimsel olan ve temel insan haklarına uygun olan budur. Bunun yerine hangi engel grubundan olursa olsun çocuklarımızın tüm zamanını ayrıştırma temelli bir ortamda kendisi gibi yetersizlikten etkilenmiş bireylerle bir arada geçirmelerinin sakıncaları yıllarca yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Bu uygulamanın üst basamağı tamamen hepimizin ayrıştırıldığı şehirler oluşturmak mıdır?
Sonuç olarak kaynaştırma, bütünleştirme, normalleştirme basamaklarından ayrılmadan ve tüm engel gruplarını kapsayacak tavsiyelerde bulunmamız tüm çocuklarımız ve alanımız için daha yararlı olacaktır…
Esenlikler Dileriz.