Okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Her yıl eğitim-öğretim sezonunun başında gündeme gelen konular da yavaş yavaş gündemdeki yerini almaya başladı.
Okul yöneticilerinin, velilerden para isteme yetkisi olmadığı için bu işin formülü geliştirildi. Okul Aile Birlikleri, çeşitli isimler adı altında velilerden bağış talep ediyor.
Çocuğunu istediği sınıfa yazdırmak istenen veliden klima, öğretmen tercihi olan veliden yakıt, başka istekleri olan velilerden den başka isimler adı altında para talep ediliyor.
Geçtiğimiz sezon yaşanan bir olayı gündeme getirmiştim ve o sorun çözüme kavuşmuştu.
Spesifik bir olay olduğu için çözüm bulmak kolay oldu. Ancak biz gazetecilerin haberinin olmadığı, gündeme taşıyamadığı o kadar çok olay oluyor ki…
Geçtiğimiz yıl yaşanan olayı, şöyle gündeme getirmiştim:
“Efendim, Antalya’nın en köklü ilkokullarından birinde, bir veli çocuğunu okula kayıt ettiriyor. Devlet büyüklerimizin dediği gibi kayıt parası istenmiyor.
Ancak okul aile birliğinden bir kişi velimize, “Çocuğunuzu hangi öğretmene vermek istersiniz?” diyor. Öğrenci velisi, tercih ettiği öğretmenin ismini söylüyor. Okul Aile Birliği’nden yetkili bunun karşılığında 3 Bin TL bağış istiyor.
Yapılan pazarlıklar sonucu rakam 1.5 Bin TL’ye kadar iniyor. Bağış makbuzu karşılığında verilen 1,5 Bin TL sonucunda, velimizin çocuğu istediği öğretmenin sınıfına veriliyor.
Aslında verilmiyor. Velimiz verildiğini sanıyor sadece. Bunu da 3 gün sonra okula gittiğinde öğreniyor.
Okula tekrar gittiğinde çocuğunun başka bir öğretmene verildiğini öğreniyor. Okul Aile Birliği yetkilisine gidip, “Paramı verdim, makbuzu da bu. Benim çocuğum neden bu öğretmene verilmedi?” diye soruyor haklı olarak.
Aldığı cevap: “O öğretmen için daha yüksek miktarda bağış yapan o kadar veli oldu ki; en yüksek bağışı yapanları sırayla sınıfa aldık, sizin paranıza gelene kadar sınıf doldu ve siz elendiniz”.
İkili arasında yaşanan sert tartışmalardan sonuç çıkmıyor tabi.
Veli haklı olarak, “Çocuğum istediğim sınıfa yerleşemiyorsa, paramı iade edin” diyor.
Aldığı cevap: “Paranızı isterseniz veririz. Ancak parayı geri almanız halinde çocuğunuzun hangi sınıfa düşeceğini biz dahi bilemeyiz”.
Parasıyla rezil olan veli uzun tartışmalara rağmen sonuç alamıyor.
Akşam konuyu eşine açıyor. Evde huzur kalmıyor.
Parasıyla rezil olan, evde huzuru da kalmayan velimiz olayı araştırmaya başlıyor. Öğrendikleri karşısında hayretlere düşüyor. Okul Aile Birliği yetkilileri, 5-6 Bin TL değerinde salon kliması da istemiş, 3-4 Bin TL değerinde okul ihtiyacı da”.
Bu olay geçtiğimiz sezonun başında yaşanmıştı ve konu basına yansıdığı için halledilmişti.
Okulların açılmasına henüz 2 hafta var. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu konudaki hassasiyetlerini biliyorum.
Yaşanabilecek benzer olayların önüne geçmek için yeterli vakti de var.
Biz gazeteciler bu tür konuları gündeme getirmekten keyif almıyoruz.
Milli Eğitim’in de bu tür konularla gündeme gelmekten mutlu olmadığını biliyoruz.
O zaman, vakit varken yaşanabilecek olumsuzluklara önlem alınsın, eğitim kurumları asli görevini yapsın, biz de alkışlayalım.~