Reşit Bekirof tarafından 1949 yılında şarkı haline getirilen 'Nazende Sevdiğim' şiirinin hikâyesi Azerbaycan’da bir gazetede yayınlanır. Bekirof'un geçtiğimiz günlerde bulunan anılarından derlenen o haber, Türkiye'de de çok sevilen 'Nazende

Sevdiğim' şarkının hikâyesini de ortaya çıkarmıştır.

1988 yılında sosyalist olduğu için zehirlenerek öldürülen Reşit Bekirof'un anıları yayınlanır. Azeri gazetedeki habere göre, İkinci Dünya Savaşı sırasında Kırım'daki cepheye gönderilen Bekirof SSCB'de büyük ün kazandığı anda genç bir kıza âşık olur. Savaş döneminde olduğu için kısa süre sonra başka bir cepheye gönderilen Bekirof, sanatçı kimliği sebebiyle askerlere sürekli konserler vermektedir. Cepheden cepheye dolaşan Bekirof, Kırım'a tekrar dönme imkânını ancak savaş sonunda bulur. Bekirof, 1946 yılında tekrar Kırım'a gittiğinde ise sevdiğini bulamaz. Sevdiğini bulamayan sanatçı, üç yıl sonra bu besteyi yapar.

Nazende Sevgilim / Makam: Hicaz, Usul: Semai

Nazende Sevgilim şarkısının bestekârı Azeri Bekirof’tur. Bekirof’un kim olduğu adeta sırdır. Onun hakkında araştırma yapmaya kalksanız, Azeri olmasının dışında bir bilgiye ulaşamazsınız. Eserin şairi olan İslam Seferi hakkında ise vikipediya şunları yazar; şair, oyun yazarı, çevirmen ve emektar sanat adamı. İnsanın içinde güller açtıran, merak uyandıran, oldukça naif bir betimleme. 1974 yılında vefat eden Seferli, geride bir kültür hazinesi bırakarak ebediyete uğurlanır. Böylesine iki ustanın elinden çıkan, dünyaca tanınmasını Reşit Bekirof’a borçlu olduğumuz bu şarkı, Hicaz makamında bir başyapıttır. Şair, bir başka şiirinin “Elin yarattığı taze nağmeler dillerde dolaşır qazelin kimi” dizesiyle

şarkılarının dillerde dolaşacağını bilmektedir.

Reşit Bekirof

09 Haziran 1989 yılında Moskova’da hayatını kaybeden Reşid Behbudov, Bakü Fahri Hıyaban Mezarlığı’na, ebedi istirahatgâhına defnedilir. Döneminin bir dehası olan Bekirof, 1930’lu yıllarda Tiflis’te, ardından Erivan’da, besteci A. Ayvazyan’ın yönetiminde pek çok klasik opera eserinde başrol oynar. Sovyetler Birliği başta olmak üzere tüm dünyadaki asıl şöhretini, 1945 yılında sinemaya uyarlanan Üzeyir Hacıbeyov’un “Arşın Mal Alan” operetiyle elde eder. Ardından,

Azerbaycan Devlet Filarmoni Orkestrası ve Azerbaycan Devlet Opera ve Balesi Tiyatrosu’nun vazgeçilmez solisti olur.

Olağanüstü yeteneğiyle; Azeri Türkçesi, Anadolu Türkçesi, Ermenice, Gürcüce, Farsça, Hintçe, Urduca, Bengalce, İngilizce, Rusça gibi pek çok dilde şarkılar söyler. Türkiye’deki ilk konserini 1961 yılında, Ankara ve İstanbul’da, kemancı Azat Aliyev’in eşliğinde gerçekleştirir.

Nazende Sevgilim

Değdi saçlarıma bahar gülleri

Nâzende sevgilim yâdıma düştün

Sevenin bahtına bir güzel düşer

Sen de tek sevgilim aklıma düştün

Nâzende sevgilim yâdıma düştün

Gözlerim yoldadır, kulağım seste

Ben seni unutmam en son nefeste

Ey ceylan bakışlım, ey boyu beste

Gurbette sevgilim aklıma düştün

Nâzende sevgilim yâdıma düştün

Sensiz dağ yoluna çıktım bu seher

Öksüz kumru gibi güller lâleler

"Sen niye yalnızsın?" sordular eller

Gurbette sevgilim aklıma düştün

Nâzende sevgilim yâdıma düştün

Meraklısı için ek: Bu güzel eseri Öykü Gürman’ın yorumuyla aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=rdouEHDQJQU