Dün, CHP'nin gelecek hafta yapacağı tüzük kurultayı için hazırladığı taslağı, kısmen aktarmıştım.
Ancak, yazının alanı sınırlı olduğu için bazı değişiklikleri dışarıda bırakmıştım. Bir de atladığım yerler olmuş. Bugün de onlara bakalım.
Önce, yanlış anlaşılmalara meydan verecek bir bölümü düzelteyim.
Dün, başkan adayı olmak için delegelerin %15'inin imzası gerekli demiştim. Ancak bu kural genel başkan adaylığı için geçerli değil. Genel başkan adaylığı için en az %5, en çok %10 delegenin imzası isteniyor.
Önemli konulardan birisi de, ön seçim yapılması durumunda genel merkezin %15 kontenjan kullanma yetkisinin olması. Bu durumda genel merkez 90 milletvekilini kendisi yazıyor. Kontenjan kullanımı bir kurala bağlanmadığı için de, ön seçim tartışmalı hale geliyor. Örneğin Antalya'da genel merkez 3 kontenjan kullanacak olursa, önseçimde birinci olacak aday 4. sıraya geriliyor. Ankara'da da bugün bu konu tartışılıyor.
Mevcut genel başkanın adaylığı başka bir önemli konu. Taslağa göre, halihazırda genel başkan olan kişi delegeler tarafından aday gösterilemiyor. Mevcut genel başkan kendisi aday olabiliyor. Uygulamada neyi değiştirir bilmiyorum ama bu konu da tartışılan başka bir nokta.
Yine taslağa göre Merkez Karar Kurulu, Parti Meclisi'nden güven oyu alacak. Beklenti, Merkez Karar Kurulu'nun, Parti Meclisi'nden seçim ile belirlenmesiydi. Bu değişiklik ile Genel Başkan kendisi belirlemiyor ama Parti Meclisi de seçmiyor.
Toplamda baktığımızda; önseçim, çarşaf liste, vb. parti içi demokrasiyi güçlendiren unsurlarla ilgili beklentiler karşılanmadığı için 'dağ fare doğurdu' havası genel olarak hakim.
Dünkü yazıda kullandığım "Kamuoyu ve parti tabanın ilgi ile beklediği önseçim, taslakta yer almıyor. Diğer bir beklenti olan Parti Meclisi sayısının artırılması da bulunmuyor.
Süpriz bir gelişme olmazsa, CHP'de kurultay sonrası tüm gücü ile seçime hazırlanmasının önünde engel kalmıyor.” ifadesine itirazlar geldi. 'Ön seçimin, mevcut yönetimin en büyük sözü olduğu, eğer bu olmazsa yönetimin kendisini tartışmaya açacağı' düşüncesi itirazların ana dayanak noktası.
Bu noktanın önemli bir tartışma konusu olduğunu düşünüyorum. Ancak, ufukta seçimli bir kurultay görülmeyen CHP'de bu konu ne kadar gündemde kalabilir, orasını kestiremiyorum.
Dün de dediğim gibi.
Burası CHP!
Mümkünlü'de her şey mümkün!