İyi Parti sonunda beklenen kararını verdi yerel seçimlerde CHP’nin işbirliği teklifini, oy çokluğu ile reddetti.

Önce olayın teorik kısmına bakalım, ardında da Antalya yansımalarını ele alacağız.

Hatırlayacaksınız. İyi Parti, MHP içerisinden, iktidara da muhalif olacak şekilde kopanlar tarafından kurulmuş, ardında da Türkiye siyasetindeki yerini merkez sağ olarak konumlandırmaya çalışmıştı. Bu konuda da kısa zamanda önemli başarı sağlayarak siyasetin çekim noktalarından birisi olmuştu. Bu başarının arkasında da önemli ölçüde CHP ile yaşama geçirdiği ve ‘Millet İttifakı’ olarak adlandıran işbirliği yatıyordu. Ancak 14 ve 28 Mayıs sonrası İyi Parti, muhalefete muhalefet eder konuma gelerek, seçim yenilgisinin bütün faturasını genelde de CHP, özelde de Kemal Kılıçdaroğlu’na kesince, bir anda muhalefete muhalefet eder konuma gelmiş, 26 Ağustos’ta Meral Akşener’in Afyonkarahisar Mitinginde, yerel seçimlerde 81 ilde tek başlarına gireceklerini açıklaması ile süreç farklı bir noktaya gelmişti.

CHP’de kurultay sonrası yönetim değişikliğinin ardından, Genel Başkan Özgür Özel’in ittifak değil de işbirliği olarak konuyu gündeme getirmesinin ardından, dün yapılan Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı ile İyi Parti, yerel seçimlerde işbirliği sürecini sonlandırdı ve ‘hür ve müstakil’ olarak seçime gireceklerini duyurdu.

Bu, aslında beklenen bir karardı. Sürpriz olmadı. GİK’ten farklı bir karar çıksaydı, Meral Akşener zaten sallantıda olan inandırıcılığını hepten kaybedecekti.

Gelelim olayın Antalya boyutuna.

Dün akşamdan itibaren, Antalya’da kuruluşundan bugüne İyi Parti’de emek vermiş önemli isimleri bir noktanın altını çiziyorlar. ‘Millet değil; milletin ittifakı’

Bu cümleyi kuruyorlar, çünkü artık tabanda bir ittifakın oluşmasını bekliyorlar.

Haklı yönleri de var. Şöyle ki;

Sadece geçtiğimiz hafta İyi Parti’de bir belediye başkanı (İbradı), birisi büyükşehir olmak üzere iki belediye meclis üyesi (Kumluca ve İbradı) ve sadece Serik İlçesi’nde 150 üye istifa etti. Daha önce Serik’te 1.800 olan üye sayısı, bine düştü. Dün, İyi Parti’nin 2019 yerel seçimlerinde İl Başkanlığı’nı yapan Ahmet Aydın İyi Parti’den istifa etti. Bu hafta içerisinde birisi belediye başkanı, olmak üzere belediye meclis üyeleri ve üyelerden istifalar bekleniyor.

Özetle İyi Parti’de kan kaybı devam ediyor ve bunu durdurmak için yönetimlerden herhangi bir çaba da görülmüyor.

İşin ilginç tarafı, yukarıda özetlenenler, sadece İyi Parti’nin değil, hatta belki daha fazla, CHP’nin de sorunu haline geliyor.

31 Mart seçimlerinde mutlak başarıya odaklanmış olan CHP, İyi Parti’deki bu gelişmeleri çok dikkatli analiz ederek yeni bir yol haritası çıkarması gerekiyor. Bu stratejide, ‘İyi Parti’den kopan taban bize gelir’ rahatlığı öne çıkarsa, büyük hata olur. İyi Parti’den kopan yönetici ve üyelerin CHP’de birleştirilebilmesi için yerel seçimlerde, özellikle belediye meclisi listelerinde, İyi Partili isimleri listelerinde değerlendirmek durumunda, ki İyi Parti tabanını kendisinde konsolide edebilsin. Aksi takdirde, İyi Parti tabanının hatırı sayılır bir kısmı Ak Parti’ye kayabilir. İyi Parti tabanının en az MHP kadar, Ak Parti’den hoşnut olmayanlardan da oluştuğu unutulmamalı. Ak Parti de bunu bildiği için, İyi Parti içinde çalışmalarına başladı ve bazı isimlere belediye başkanlığı tekliflerini götürmeye başladı.

Kısacası, işbirliği gerçekleşseydi, kurumsal olarak yapılacak görüşmelerde belirlenecek isimler, bu sefer CHP’nin izleyeceği politika ile kazanılmalı, ki yerel seçimde başarı kazanılabilsin.