Toplumun kanıksadığı bazı olaylar vardır, dizi film gibi her yıl izleriz.
Her eğitim öğretim yılının başında, okullarda alınan önlemleri dinleriz ancak sorunlara kalıcı çözüm bulunmaz.
Her bayram öncesi, trafiğe çıkacak olanlara günlerce uyarılarda bulunulur ancak kaza ve ölüm oranlarında azalma yerine artış olur.
Her turizm sezonunda, sektörün durumunu analiz etmek için mutlaka turistleri kelle sayısına göre hesaplar, bıraktığı paraya bakmadan yorum yaparız.
Kurban Bayramı yaklaştığında da, özellikle hayvan kesimi ve etin işlenmesi ile ilgili günlerce nasihat dinleriz. Ne varki görüntüler çok fazla değişmez.
Antalya Ticaret Borsası, Kurban Bayramı öncesi hayvan ve et üzerine bir sektör değerlendirme toplantısı yaptı. İlgili kurumların temsilcilerinin katıldığı toplantı oldukça verimliydi.
Hayvanın beslenmesinden, kesim anında yapılacak işlemlerden, etin nasıl işleneceğinden ve saklanacağına kadar her şey enine boyuna tartışıldı.
Belki yine çok şey değişmeyecek ancak bu toplantıyı, “Her yıl yapılan rutin bir değerlendirme” olarak görmek biraz insafsızlık olur.
Bundan 15 yıl önceki kurban manzaralarını hatırlayınca, ciddi bir değişimin yaşandığını görüyoruz.
Yeterli olmamasına rağmen, kurban kesme kültüründe önemli gelişmeler yaşadık.
Buna rağmen hala halletmemiz gereken ciddi sorunlar var.
Şehirleşmenin getirdiği sorunlar nedeni ile hayvan satın alıp kesen, yüzüp parçalayacak durumu olmayanlar, bu işi paket sistem ile halleden AVM’lere yöneldi. AVM’ler de bunu sektör haline getirip, binlerce hayvanın kesimini üsleniyor.
Ticaret Borsası’ndaki toplantıda dikkatimi çeken bir ayrıntı dillendirildi: “Kurban Bayram Namazı’ndan 2 saat sonra binlerce hayvan, kesilip, yüzülüp, parçalanmış ve paketlenmiş olarak evlere teslim ediliyor”.
Bayram namazından sonraki iki saatlik zaman diliminde insanüstü bir işe imza atılıyor demekki…
Ya da katılımcıların da bahsettiği gibi, günler öncesinden kesilen hayvanlar, kurban eti olarak evlere dağıtılıyor.
O zaman o hayvan kurban olmuyor, hayvan sahibinin yaptığı da ibadet olmuyor.
Yani hayvan sahibi, kurban ibadetini yerine getirmiş olmuyor.
Bazı AVM’lerin afişlerinde, “Minimum 12, maksimum 15 kilogramlık koç” ibaresi okuyoruz. Düşük bütçeli olduğu için vatandaşlara cazip gelen bu kampanyanın da bir kandırmacadan ibaret olduğu kesin. Günümüzde bir koç en az 25 kilogram gelir. O halde bu kampanya da bir kandırmaca.
Aslında İslam dini çok açık ve nettir. Kurban bayramının vakti, Kurban Bayramı namazından sonradır. Kurban edilecek hayvanın yaşı da deve için 5, sığır ve manda için 2, koyun ve keçi için de 1 olarak belirlenmiştir.
Yani zamanında kesilmeyen ve yaşını doldurmamış hayvandan kurban olmaz. AVM’lerin gözünü para hırksı bürümüş olabilir, ancak müslüman insan akıllı olmak zorundadır. İbadetini de kurulan tuzaklara düşmeden yapacak kadar zeki olmak zorundadır.