Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için CHP, AKP ve HEDEP merkezli değerlendirmeleri yaptık. Geriye TİP ve İyi Parti kaldı. Onu da önümüzdeki günlerde gelişmelere bakarak masaya yatıracağız.
Bugün, Konyaaltı sürecine bakalım. Çünkü Konyaaltı, mevcut Başkan Semih Esen’in tekrar aday gösterilmeyeceği beklentisinin yüksek olması, aday adayı enflasyonunu doğal olarak tetikliyor. Konyaaltı CHP’ye yakın kaynaklar, yirmiden fazla aday adayının olacağını ifade ediyorlar.
Tabi bu arada, aday adayları arasında da kıran kırana bir rekabet söz konusu. Ancak bu rekabet sadece bireysel olarak yaşanmıyor. Ekipler arasında da bir rekabet söz konusu. Şöyle ki; Büşra Dirgen Özdemir, Ali Polat ve Onur Duruk, ayrı ayrı aday adaylıklarını koyuyorlar. Ancak, hangisinin aday olacağından çok, içlerinden birisinin mutlaka aday olması gerektiğini düşünerek, buna göre hareket ediyorlar. Bu düşüncelerini de şöyle bir ilkesel temele dayandırıyorlar. 31 Mart seçimleri sonrasında, olası bir Büyükşehir Belediyesi’nin kaybedilmesi durumunda, 2014 yılında yaşanan işten çıkarılma durumunda, 2014 yılında Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın yaptığı işe alımların bu sefer Konyaaltı Belediyesi tarafından yapılması gerektiğini, bunu da kendilerinin yapacağına inanıyorlar. Bu nedenle, bu üçlüden hangisi aday gösterilirse, diğer ikisinin de onunla hareket edecekleri vurgusunu yapıyorlar.
Burada bir not düşmek lazım. Bir B planı olarak tasarlanan ve olumsuz bir sürecin yaşanabileceği öngörüsüne dayanan bu düşünce sadece bu ekipte değil, bütün aday adaylarında bulunması gereken bir anlayış.
Yine bu ekipten söz etmişken, dikkat ederseniz her üç isim de Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile birlikte hareket eden isimler. Hatta Büşra Dirgen Özdemir, zaman zaman Büyükşehir Belediye Başkan Vekili olarak görev yaptı. Bu hamle aynı zamanda Muhittin Böcek’in gölgesinin hala Konyaaltı üzerinde gezmesi şeklinde okunmalı.
Gelelim bazı diğer adaylara. Doğaldır ki; yirminin üzerinde aday adayının beklendiği Konyaaltı’da bütün aday adaylarını burada masaya yatırmak mümkün değil. O nedenle de birkaç tanesine bakalım.
Doğal olarak, mevcut Belediye Başkanı Semih Esen devam etmek istiyor. Bunu da, önce ‘makul bir süre’, ardından da ‘bir dönem daha’ diyerek ifade etmişti. CHP Büyük Kurultayı öncesinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğini her ortamda açık açık ifade eden Semih Esen’in, kurultayı Kemal Kılıçdaroğlu kazansaydı devam etmesi garantiydi. Ancak Özgür Özel’in yeni Genel Başkan olması Esen’in hesaplarını bozdu ve diğer aday adaylarının iştahı kabardı. Fakat Özgür Özel’in önce Manisa’da, ardından da başka yerlerde, “Kurultayda kimi desteklediğine bakarak aday belirlemeyeceğiz. Partinin oyunu artırmış mı, artırmamış mı ona bakacağız” cümlesi Semih Esen’i biraz rahatlatmıştı. Fakat ardından, yine Özgür Özel’in “partinin kazanması garanti olan yerlerde mevcut başkanla devam edeceğiz diye bir kaide yok” demesi, yine aday adaylarının iştahını kabarttı. Semih Esen, bu koşullar altında süreçte ilerliyor.
Konyaaltı için bir diğer önemli aday, Antalya Büyükşehir Muhtarlık İşleri Daire Başkanlığı görevinden istifa eden Cihangir Yılmaz. Yaklaşık 20 yıldır belediyede çeşitli görevlerde yer alan Yılmaz, bu görevlerle belediyecilik deneyimini geliştirdi. Son görev yâri olan Muhtarlık Hizmetleri Daire Başkanlığı da gerek Antalya, gerekse Konyaaltı’na olan hakimiyetini artırdı ve kendisini Konyaaltı Belediye Başkan adaylığı için potaya soktu. Cihangir Yılmaz’ın bir diğer önemli yanı da, belediyeciliğinin yanısıra uzun yıllardır partinin içinde bulunması ve ‘partili’ kimliği. Geçtiğimiz beş yılda kadro konusunda eleştirilen Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde, ‘partili’ olarak kabul edilen az sayıda isimden birisiydi. Yılmaz’ı adaylık potasına sokan bir diğer önemli unsur da yaklaşık iki yıldır kendisini bu göreve hazırlaması. Bu iki yılda Konyaaltı ile ilgili önemli bir birikim ve donanıma sahip oldu.
Konyaaltı adaylığına hazırlanan bir diğer isim de Recep Çalı. Çalı, geçtiğimiz temmuz ayında yaş haddinden ASAT Genel Müdürlüğü Yardımcılığı görevinden emekli oldu ve Konyaaltı adaylığı için çalışmalarına başladı. Recep Çalı da, aynı Cihangir Yılmaz gibi, hatta daha fazla, belediyecilik deneyimine ve birikimine sahip. Belediyecilikte 39 yılını tamamlayan Çalı’nın en önemli artısı, bu deneyimini İstanbul Büyükşehir, Tekirdağ Büyükşehir, İstanbul Adalar Belediyesi gibi farklı yerlerde edinmiş olması. Her biri farklı bir belediyecilik deneyimi olan bu belediyelerden süzülüp gelen bir isi Recep Çalı. Belki de Antalya’da liyakat olarak belediyecilik konusunda ilk üçe girebilecek bir yeterliliğe sahip. Ancak bu deneyimin farklı il ve ilçe belediyelerinde olması, aynı zamanda en büyük eksisi. Çünkü dört yıldır Antalya’da olması, ‘Antalyalılık’ ısrarında bulunan kimi çevrelerin elindeki en büyük koz. Yine Recep Çalı eski bir partili. Partililik ilişkileri önemli ölçüde İstanbul ekseninde kurulmuş olması, bugün CHP kadrolarında İstanbul, özellikle de İmamoğlu etkisi gözönüne alınmalı.
Yukarıda adı geçen Büşra Dirgen Özdemir, arkasındaki Muhittin Böcek desteği ile de bu başlığın en önemli adı.
Peki bu tablodan ne çıkar?
Kurultayda Genel merkez değişimi yaşanmamış olsaydı, Semih Esen bir dönem daha devam eder diyebilirdik. Fakat şimdi durum farklı. Genel Merkez’de Özgür Özel ekibinin kazanması, buna karşılık Semih Esen’in, belki de Antalya’da en olarak, Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi, Semih Esen’in en önemli avantajı olacaktır. Çünkü, birinci dönemini tamamlayan Semih Esen’in değiştirilmesi, ‘Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediği için aday yapılmadı’ cümlesinin önünü açacaktır. Buna karşılık Semih Esen’in siyasetteki en büyük gücü olan CHP içindeki ‘Çerkez lobisi’nin dağılmış olması da, Esen adına önemli bir handikap.
Gelelim başlıktaki cümleye.
Gerçi sadece Konyaaltı değil, bütün aday adayları için geçerli bir cümle. Konyaaltı, bu dönemde Ankara’ya en fazla aday adayını yollayacak yer. Ankara’ya her giden de, ‘işlem tamam’ diyerek Antalya’ya dönüp, adaylığı cebine koyduğunu düşünüyor. Bu cümle, onlara bir hatırlatma olsun.
Kaçanda ‘Allah’ der, kovalayan da…