İki gündür, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, IMF – Dünya Bankası bahar toplantıları kapsamında yaptığı konuşmada kullandığı ‘yerel halk’ ifadesi tartışılıyor. Yerel halk, ‘yeryüzünün belli bir bölgesinde yaşayan ve düşünce, duygu, ilgi ve uğraşı bakımından ortak özellikler taşıyan, kimi durumlarda aralarında akrabalık bağları da bulunan insan topluluğu’ anlamında kullanılan bir tanım. İngilizcesi, ‘local community’. Kavramı semantik olarak incelersek, bu ifadeyi kullanan birisi, ‘o halka ait olmayan’ anlamı çıkar. Yani Mehmet Şimşek, bu halka ait birisi değil.
Sanırım tanımı Ak Parti cenahı da bu şekilde okumuş olmalı ki; Daily Sabah Gazetesi, haberi verirken ‘local’ yerine ‘public’ sözcüğünü kullanmış. Benim İngilizcem orta düzey bile değildir ama ben bile bu iki sözcük arasındaki farkı biliyorum ve aslında Daily Sabah Gazetesi’nin durumu toparlamaya çalıştığını fark ediyorum.
Buradan hareketle, Sözcü Gazetesi yazarlarından Deniz Zeyrek’in bugünkü yazısında kullandığı ‘İngiliz Mehmet’ tanımlamasına aynen katılıyorum ve ben de Mehmet Şimşek için aynı tanımlamayı kullanıyorum. Çünkü İngiliz Mehmet ‘yerel halk’ derken bilinçaltını açığa çıkararak bir sömürge valisinin edası ile bu tanımlamayı kullandı. Türkiye sömürge, İngiliz Mehmet de bu sömürgenin valisi.
Bakalım, sarayda oturan Recep Tayyip Erdoğan bu işe ne tepki verecek.
Bu birincisi.
İkincisi de, ‘yerel halk’ tanımını ne için kullandığı?
Diyor ki İngiliz Kemal; “yerel halkı enflasyonun düşeceğine ikna etmemiz gerekli”
Bunun aslında açılımı şudur.
“Ey IMF, ey Dünya Bankası, biz sizin acı reçetelerinize razıyız. Ama ah bu yerel halk yok mu, yerel halk! İşte bunlar ikna olmuyorlar.”
Evet İngiliz Kemal, senin ait olmadığın bu ‘yerel halk’ yine senin IMF ve Dünya Bankası reçetelerine ikna olmuyor, olmayacak. 
Siz bu reçeteyi ilk önce 12 Eylül’ü arkanıza alarak 24 Ocak’ta uygulamaya soktunuz. Bunun ardından da, kamuya, halka ait ne varsa, “babalar gibi” birer birer sattınız. Şimdi, satacak bir şey kalmayınca da gözünüzü insanların cebine, ekmeğine, aşına diktiniz. 
Bu ‘yerel halk’ 31 Mart’ta size sinyali verdi. Ama almamakta ısrar ediyorsunuz.
Varsıllık size, yoksulluk bize!
Istakozlar size, kuru soğan bize!
Şatafat size, yoksunluk bize!
Ama erken ama zamanında seçim kapınızı, kapımızı çalacak. 
İşte o zaman, İngiliz Mehmetlere, bu ‘yerel halk’ hak ettiği cevabı verecek.
Çünkü bu halk narkozdan uyandı.