Son günlerde bu sorunun cevabını arıyorum.

Asli görevinin, misyonunun ne olduğunu, sporun hangi pozisyonunda yer aldığını araştırıyorum.

En yalın haliyle, ‘gençlere spor yaptırmak için tesis ve imkan sağlamak, sporun altyapısını hazırlamak’ gibi bir görev tanımı ortaya çıkıyor.

Bu tanıma da uygun çalışıyor yıllardır.

Ancak bazı iyi niyetli çalışmaları suistimal edenler, her alanda olduğu gibi spor camiasında da bulunuyor.

Gençlik ve Spor İl Mdürlüğü’nün tesislerini ücretsiz olarak kullanan ve düzenlediği spor okullarında para kazanan, bir başka ifadeyle ticaret yapan kulüp veya yöneticiler oldu.

Bu olay; iyi niyeti suistimaldir.

Bunun için de Gençlik Spor Genel Müdürlüğü bir genelge yayınlayarak, spor okulu açarak bu okullardan para kazanan kulüplerden, saha kirası alınmasını karara bağladı.

Son derece haklı ve yerinde bir karar.

Devletin ücretsiz spor yapmak için kurduğu tesislerde ticaret yapmak, en basitinden etik değil.

Ancak Antalya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, genel müdürlüğün ‘Ticaret yapan kulüplerden kira bedeli alın’ talimatını farklı uyguluyor.

Bundan sonra, hiçbir geliri olmayan, zar-zor ayakta durabilen, yöneticilerin ve antrenörlerin bütçeleriyle yoluna devam eden kulüpler, antrenman ve maç yapabilmek için Antalya GHSİM’ye kira bedeli ödeyecek.

Bedel olarak da saatlik 100 TL belirlenmiş.

Geçtiğimiz ay bir araya gelen 22 amatör kulüp, hiçbir gelirlerinin olmadığını, parayla futbol okulu açmadıklarını ve bu kararın kendilerini çok zor durumda bırakacağını belirterek, kararın gözdeng eçirilmesini istemişti.

Ancak İl Müdürlüğü, kulüplere kısa ve net bir cevap yayınladı. Amatör kulüplerin bağlı olduğu Antalya Amatör Spor Kulüpleri’ne cevap veren İl Müdürlüğü, aynen şu cevabı verdi:

“Federasyonunuza kayıtlı yerel ve ulusal liglerde mücadele eden ve yazınız ekinde dilekçeleri yer alan kulüplerinizin 2018-2019 futbol sezonunda İl Müdürlüğümüze ait tesislerde uygun görülen gün ve saatlerde ücretsiz olarak antrenman yapma talepleri Müdürlüğümüzce uygun görülmemiştir”.

Yani, hiçbir geliri olmayan, güçlükle ayakta duran kulüpler, bundan sonra antrenman ve maç için GHSİM’ye kira edeyecek.

Bu işte bir mantık aramıyorum, olamaz.

Art niyet aramıyorum, sporda işi olmaz.

İyi niyetle bakmaya çalışıyorum, bulamıyorum.

Genel müdürlüğün, ‘ticaret yapan kulüplerden kira bedeli alın’ talimatını, ‘uçandan-kaçandan para toplayın’ olarak algılayan bir zihniyet olduğunu da düşünmek istemiyorum.

O zaman bu kadar açık bir talimatı, bu kadar anlamsız noktaya çekmenin mantığı nedir?

Ayrıca, il müdürlüğünün ilçelerde de tesisleri var. Oralardan da para alınacaksa, önce kulüplerin, sonra kurumların, son olarak da İl Müdürlüğü’nün kapısına kilidi vuralım, herkes rahatlasın.

Asli görevi spor yaptırmak olan bir devlet kurumunun, amatör futbola büyük darbe vuracak bi kararını tekrar gözden geçirmesi gerekiyor.

Aksi halde, kulüpler futbolcu, antrenörler takım, biz spor haberi bulamayız, GHSİM de tesislerden rahat rahat kira bedeli toplar.

Haftaya amatör maçlar başlıyor.

Maçlar bu sıkıntı ile başlarsa antalya sporuna ve gençliğine yazık olur.

Bu şehirde 140 amatör futbol kulübü, 10 bin civarında lisanslı futbolcu var.

Genç milli takımlar düzeyinde, en çok futbolcu yetiştiren iller arasındayız.

Amatör futbol takımları düzeyinde en başarılı birkaç ilden birisiyiz. TEDAŞ Spor- DSİ Spor, Özerspor, Muratpaşa Belediyespor, Kepez Belediyespor gibi kulüpler yakın tarihte Türkiye şampiyonlukları kazandı.

Antalya gençliğine ve sporuna hizmet eden bu kulüplere yazık olmasın.

Antalya’da herkes sponr yapılabilmesi için uğraş veriyor.

Valilik, belediyeler, kurumlar ve işadamları, gençleri kötü alışkanlıklardan korumak için spora teşvik ediyor.

Her gencin yolunun, bir spor tesisinden geçmesi için adeta seferberlik ilan edildi.

Ancak spor tesisinin önüne kadar gelen gençten kira bedeli istemek, bir devlet kurumuna yakışmıyor.

Ticaret yapandan para almak ayrı şey, güçlükle ayakta duran kulüp ayrı.

Genel merkezin çok iyi niyetle yayınladığı genelgeyi yanlış anlamak ve uygulamak, sadece Antalya gençliğine zarar verir.

Uyuşturucu ve diğer kötü alışkanlıklar için tuzaklarla dolu olan Antalya’da, gençliğe verilebilecek en ağır cezalardan birisi, isminde ‘Gençlik’ geçen bir kurum tarafından verilmesi ise ayrıca üzücü.

Gençlere spor yaptırmak asli görevi olan bir kurumun, spor yapanlardan para istemesi çok abes.

Eğer GHSİM, tesislerden kirda parası kazanma yolunu seçtiyse, mevzuattaki görev tanımını kim

uygulayacak?

İl Müdürü Burhanettin Hacıcaferoğlu’nun gençliğe verdiği öenmi biliyorum. Yanlıştan döneceğini de umuyorum.