Antalya’nın ilk 5 yıldızlı oteli olarak 1975 yılında açılan, 38 yıllık faaliyetin ardından 2013’te kapılarına kilit vurulan 204 odalı Talya Oteli, 2021’de yıkılarak yeniden inşa edilmeye başlanmıştı.
11 Ekim 2021 tarihinde ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilen 5 yıldızlı otel projesinin, 11.579 metrekarelik alanda inşa edileceği, 45 bin metrekarelik kapalı alana sahip olacağı belirtilmişti.
İnşaatın başladığı günlerde bir haber hazırlayarak projenin ayrıntılarına yer vermiş, “Antalya falezleri bu kadar betona dayanabilir mi?” diye sormuştuk.
Yaklaşık iki yıldır devam eden otel inşaatının bir beton hayaleti gibi falezlerin her iki yönünden de yükselmesi ürkütücü bir görüntü oluşturuyor.
Falezlerin Talya Oteli’nin doğusundan Lara kamp bölgesine kadar olan bölgesinde denize bakan kesimler Kesin Korunacak Alan (1. derece doğal sit), iç kısmındaki dar bir bölge ise 7 Şubat 2019 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile Nitelikli Doğal Koruma Alanı (2. Derece doğal sit) olarak tescil edilmişti.
Falezlerin, 1. Derece doğal sit alanı olarak koruma altında bulunan Karaalioğlu Parkı’nın doğusunda yer alan ve Talya Otelinin de bulunduğu parselleri kapsayan küçük bir bölümünde ise herhangi bir koruma kararı bulunmazken, bölgeyle ilgili imar planlarında bu alan ‘Turizm Alanı’ olarak ayrılmış durumda.
Antalya falezleri jeopark özelliği taşıyan, hem karasal hem de denizsel biyoçeşitlilik açısından önemli habitatlar sağlayan önemli bir jeolojik miras.
Son 50 yıldır adım adım betonlaşan falezlerden geriye kalan kısımlar da ne yazık ki korunamıyor. Oysa günümüz dünyasında ülkelerin ve kentlerin gelişmişliği korunan alanlarının yüzdesiyle ölçülüyor, dökülen betonun tonajıyla değil. Bu, aynı zamanda bir turizm kenti olan Antalya için bir imaj sorunudur da…