19 Mayıs, Anadolu'nun esarete, zulme, sömürüye ve kimliksizleştirilmeye karşı ayağa kalktığı gündür...
Samsun, ayağa kalkan o iradenin yürüyüşe geçtiği yerin adıdır...
Bir kez daha anımsıyoruz; bu topraklar kibir tutmaz...
O, Karadeniz'in hırçın suları üzerinde ilerlerken içinde sadece bir askeri müfettişi taşıyan bir vapur değildi. Aynı zamanda dört koldan kuşatıldığı coğrafyaya hapsedilerek kimliksizleştirilmek istenen bir ulusun kaderini de taşıyordu.
İşgalin ve teslimiyetin ağır bir yorgan gibi örtüldüğü bir toprak üstünde yaşanmayacağını bilenler, sadece karanlığı delecek bir kıvılcım bekliyordu.
Şairin sarışın bir kurda benzettiği, gözleri çakmak çakmak olan o askerin zihninde, uzak ve aydınlık günlere olan inancı, Karadeniz'in çalkantılı suları gibi bir o yana, bir bu yana devinip duruyordu...
Bağımsızlığın ve özgürlük duygusunun, sımsıcak bir ekmek gibi, serin bir su gibi olduğunu bilenlerin yurdunda, 1919'un Mayıs'ının 19'unda, bir Pazartesi günü Samsun'a yanaştı o vapur. İçinden inen o asker, bir Rum oteline yerleşti...
Karanlığı delecek kıvılcımın işaretleri, o gece, o askerin gözlerinden, o otel odasından usulca yayıldı.
Hititlerden bu yana, bağımsızlıkları uğruna, sadece ekmek yiyip su içerek bu coğrafyayı bölüşebilenlerin yurdunda, bir daha hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı...
19 Mayıs, Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun...