Pazar günü hep birlikte, uzun zamandır tanık olmadığımız bir coşkunun hem yaratıcısı hem de tanığı olduk. 20. Yüzyılın en büyük tarihsel atılımlarından birisi olan Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünü çok büyük bir coşku ile kutladık.

Siz bakmayın Diyanet İşleri Başkanı’nın Atatürk’ü anmamasına ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi bir İngiliz gemisi ile terk eden Vahdettin’in köşkünden donanmayı selamlamasına. Herkes meşrebine göre davranıyor. Cumhuriyetin esas sahibi olan halk, Edirne’den Ardahan’a kadar Cumhuriyetin arkasındaydı.

Halkın Cumhuriyeti bu derece içselleştirmesinin ve sahip çıkmasının iki ana sonucu var.

Birincisi; iktidarın Cumhuriyet karşıtı eylemleri ve ekonomik, siyasal ve kültürel kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışması, aslında bize Cumhuriyetin ne olduğunu çok iyi öğretti. İktidarın kurmak istediği kültürel iklimin karşısında en büyük direnç noktasının yine Cumhuriyet olduğunu anladık. Bu nedenle bugün bu kadar coşku ile kutladık 100. yılımızı…

İkincisi ve çok daha önemlisi; bu iktidar karşısında genelde muhalefete, özelde de CHP’ye iktidara gelmenin siyasal anahtarını bir kez daha hatırlattı ve altı okun, nenelerimizin sandığındaki bir şey olmadığını söyledi. İktidara gelmek istiyorlarsa artık helalleşmeler, sağa açılmalar değil, Cumhuriyetin harcı olan altı oka gerçek anlamı ile sahip çıkılması gerektiğini gösterdi. Muhalefet bunu ne kadar okuyabilir, ondan emin değilim.

100. yılımız tüm milletimize kutlu olsun!

Gelelim artık ana gündemimiz durumundaki hafta sonu Ankara’da yapılacak olan CHP Büyük Kurultayı ve Antalya’ya.

Bugün CHP Antalya kurultay delegeleri, İl Başkanı Nail Kamacı başkanlığında bir toplantı yaptı. Toplantının gündemi, doğal olarak, kurultay hazırlıklarıydı. Toplantıdan beklenti de Antalya’nın Parti Meclisi’ne göstereceği aday/adaylardı.

Nail Kamacı toplantıda, Antalya delegasyonunun birlik halinde olması gerektiği, bu birliğinde Parti Meclisine en az 1, belki de 2 üyeyi sokabileceğini söyledikten sonra, başta ilçe başkanları olmak üzere söz alan delegeler, Nail Kamacı başkanlığında birliğin sağlanması minvalinde açıklamalar yaptılar. Ancak bir konuşma vardı ki; işte o çok önemliydi. Söz alan bir delege, delegelerin Genel Başkan adaylığı için imza verdiğini, verilen imzanın irade beyanı olduğunu ve delegelerin bu irade beyanları doğrultusunda hareket etmeleri gerektiğini belirten konuşma, belki de toplantının en önemli konuşmasıydı. Geçtiğimiz hafta kapalı kapılar arkasında Antalya’dan yaklaşık 10 delegenin Özgür Özel için oy verebileceği konuşması yapılırken, bu hafta bu sayının düşebileceği, kulislerde dile getirilen ifadeler arasında.

Gelelim diğer önemli konuya… Parti Meclisi adaylığı konusu…

Her kurultay döneminde olduğu gibi, bu dönemde de çok fazla aday gündeme gelecektir. Şimdiden aday olacakları tahmin edilen adayların bazılarını yazalım. Mevcut milletvekillerinden Mustafa Erdem, Cavit Arı. Yine mevcut vekillerden Sururi Çorabatır, Ankara Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar kontenjanından Parti Meclisi’nde yer alabileceği gelen bilgiler arasında. Halihazırda Çorabatır’ın ekonomi masasında aktif olarak çalıştığı biliniyor.

27. dönem milletvekillerinden Çetin Osman Budak ve Aydın Özer, 26. Dönem vekili Niyazi Nefi Kara’nın da Parti Meclisine aday olacağı konuşuluyor. Çetin Osman Budak’ın Ankara’daki ilişkilerinin getirdiği avantajın yanı sıra Antalya ayağında da Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’den destek bulması elini güçlendiriyor. Aydın Özer’in de genel merkez ilişkilerinin hala çok güçlü olması, en önemli artıları olarak dillendiriliyor.

Parti Meclisi için kadın adaylar da var. Şu anda CHP Kadın Kolları Genel Merkez MYK Üyesi Bahar Önal, Antalya İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci aday olarak adı geçen isimler. Hatta, Antalya’dan bir kadın adayın Parti Meclisi için gösterilmesi, bu adın da Bahar Önal olabileceği kulislerde fısıldanmıştı.

Dün yapılan toplantıda esas konuşulacak konu Parti Meclisi adaylığı ile ilgili sadece ‘birlik beraberlik’ konuşmasının yapılması, başta ilçe başkanları olmak üzere adaylarının olup olmadığının sorulmaması, ‘bu toplantının neden yapıldığı’ konusunu haklı olarak gündeme getirdi. Çünkü il başkanlığı, ilçe başkanlarının iradelerinin birleştiği bir konumdur. Eğer il başkanı, ilçe başkanlarının Parti Meclisi adaylığı için ne düşündüklerini bilmezse, Genel Başkan’a Antalya’nın Parti Meclisi adaylığı talebinde hangi iradeyi temsil edecek? Eğer ilçe başkanlarının görüşü alınmaz, onların iradesi yukarıya yansıtılmazsa ister istemez, “Kapalı kapılar ardında hangi pazarlıklar yapılıyor?” sorusu gündeme gelecektir.

Önümüzdeki günler, bu konular daha çok tartışılacak. Her gün yeni bir haber, ama algı oluşturmak için manipülatif ama gerçek, ortaya çıkacaktır.

Büyük kurultay öncesinde 5 kocaman 24 saat var!