Komedyen Tolga Çevik’in; Fırat Doğu Parlak’ın talimatlarına göre doğaçlama skeç yaptığı bir eğlence programı vardı. İsmi her ne kadar “Arkadaşım Hoş Geldin” olsa da, skecin içerisinde ne ‘arkadaşlık’, ne de ‘hoş gelme’ adına olumlu diyaloglar vardı. Sürekli didişen, birbirine laf atan ve izleyenleri güldürmek için farklı yöntemler uygulanan bir programdı. Güzel espriler olduğu için fırsat buldukça izler, Tolga Çevik’in kıvrak zekası ve buram buram kalite kokan sahne performansını takip ederdim.
Son dönemlerde izleyemediğime göre sanırım yayından kalktı.
Televizyon izleme alışkanlığım çok olmadı. Nadir programları izleyip, ekran karşısına az zaman ayıran biriyim.
En çok izlediğim programlar ise haber ve tartışma programlarıydı. Yaklaşık 2 yıldır bu programlara karşı bir tahammülsüzlüğüm gelişti. Artık neredeyse hiçbir programın tamamını izleyemiyorum. Sanki birileri o programların izlenmemesi için özel çaba harcıyor.
Uzaktan kumanda ile yönetilen birini izleme konusunda, Tolga Çevik tecrübem var. Adam işini iyi yapıyordu ve zekasını kullanıyordu. Tartışma programlarının tamamına yakını, uzaktan kumanda ile yönetilen insanlarla dolu.
Deprem, sel, seçim, ekonomi, tarih, siyaset, din… Aklınıza gelen her konuda aynı isimler ekranı parselleyip ezberletilen beylik cümleler kuruyor. Sesi daha çok çıkan, daha iyi edebiyat yapan farklı bir profil çiziyor. Çoğunun kendi fikri olmadığı için, eller ve gözler sürekli telefonda, gelen mesajlar okunuyor. Aynı konuda daha önce farklı şeyler söylese bile, talimatın geldiği merkezin görüşlerinden ayrılamıyor.
Fikir beyan ettiğini düşünenler, aslında amigoluk yapıyor. Takımları küme de düşse onu desteklemek, şike de yapsa savunmak zorundalar. Hal böyle olunca Tolga Çevik’in “Arkadaşım Hoş Geldin” programı bile bazen gölgede kalıyor.
Ancak Tolga Çevik’i izleyenler, komedi izlemek için ekran başına geçiyordu. Bazı esprileri peşinen kabul ederek zamanını ayırıyordu.
Tartışma programları ise “Arkadaşım Boş geldin” formatında. Bilgi yok, fikir yok, espri yok. Kalite zaten yerlerde geziyor. Amigoluğu o kadar abartıyorlar ki, savunduklarını düşündükleri insana zarar verdiklerini bile fark etmiyorlar. Bazı insanlar kendisini bile savunmazken, ekrana gönderdikleri amigoları şapkadan tavşan çıkarıyor.
Napolyon Bonaparte’nin dediği gibi: “Az bilgisi olup çok konuşan, parası olmayıp çok harcayana benzer”.