Güven Verici, Desteleyici ve Demokratik Tutum

Anne-babanın çocuklarına hoşgörülü davranmaları, onları desteklemeleri, çocukların isteklerini bazı kısıtlamalar dışında diledikleri biçimde gerçekleştirmelerine izin vermeleri ve demokratik olmaları anlamına gelir. Çocuk kabul görmek, desteklenmek, onaylanmak ister. Eğer çocuğa kendi benliğini ifade etme fırsatı veriliyorsa uyumlu, mutlu ve sağlıklı olgunlaşma yolunda gelişir. Demokratik, güven verici ve destekleyici bir ortamda büyüyen çocuk kendine güvenen, olgun, yapıcı, yaratıcı, özgür, sosyal, sınırlarını bilen, girişimci, sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişirler. Anne ve babası tarafından ikna yoluyla denetlenen çocuk, ebeveynlerin kendisi ile ilgili duygu, düşünce ve beklentilerini bilir, buna göre davranır.

Ancak aşırı demokratik tutumlar çocukta her alanda sınırsız özgürlük, her istediğini yapma gibi bir anlayışın gelişmesine neden olabilir. Demokratik tutum aynı zamanda başkalarının özgürlüğüne saygı, dürüst olma ve bazı durumlarda çoğul düşünebilme davranışlarının oluşturulmasını da sağlayabilecek şekilde dengelenmelidir. Güven verici ve destekleyici tutumun dengeli verildiği ailede büyüyen çocuklar katılımcı, kendilerini kolay ifade eden ve toplumsal problemlere duyarlı yetişkinler olurlar.

Ailede Çocuğa Ruhsal Bağımsızlığın Kazandırılması

Doğumla birlikte anne ve çocuk arasındaki fiziksel bağ kesilir. Fakat duygusal bağ hiç kopmaz, ömür boyu sürer. Çocuğun yaşamını devam ettirebilmesi için anne ilgisine ve bakımına ihtiyacı vardır. Çocuk anneye tam anlamıyla bağımlıdır. Zamanla çocuk kendi ihtiyaçlarını karşılama becerisi kazandıkça bu bağımlılık azalır ve çocuk büyüdükçe yok olması beklenir. Fakat bazı anneler çocuklarının bağımlılıklarından zevk duyar ve çocuklarının sorumluluklarını da kendileri üstlenirler. Bu durumdan çocuk çok zarar görür, kendi kendine yetmeyen, kendi ayaklarının üzerinde duramayan bireyler olarak yetişir. Anne-babanın olmadığı durumlarda çocuk ne yapacağını bilemez, hayatını düzene sokamaz. Çocuğun böyle bir duruma düşmemesi için doğumdan itibaren anne-babasının davranış ve yaklaşımları çocuğa bağımsızlığını kazandıracak nitelikte olmalıdır. Bağımlılıktan bağımsızlığa geçiş döneminde çocuğun ebeveynlerine ihtiyacı vardır. Yetişkinlerin çocuğun kendi kendine yapabileceği her etkinliği desteklediği, çocuğun

seçimlerine fırsat verdiği, onu yüreklendirdiği ve karşılaştığı problemlere yardımcı olduğu sürece çocukların bağımsızlık duygusunun geliştiği görülür. Duygusal ve toplumsal etkileşimin güçlü olduğu aile ortamında yeterli sevgi, ilgi ve güven içinde büyüyen çocuklar sağlıklı gelişimleri için gerekli deneyimleri yaşayabilirler. Bu tür aile ortamlarında, aile bireylerinin sorumluklarının bilincinde olmaları ve çocuklara bağımsızlık konusunda gerekli ortamların hazırlanması, onun sağlam bir kişilik yapısına sahip olmasına neden olur. Çocuk bir problemle karşılaştığında o problemle ilgili çözüm önerilerini düşünme fırsatı tanımalı, problemi nasıl çözeceğine karar vermesi sağlanmalıdır. Hor görme, cezalandırma, aşrı sevgi ve koruma çocuğun gelişimi başarısını ve topluma uyum sağlamasını engeller. Sağlıklı toplumlar ruh sağlığının korunmasıyla oluşabilir. Yeterli sevgi görerek bağımsızlığı desteklenerek yetişen bireyler sağlıklı toplumların temelini oluştururlar.

(Devam Edecek)

Esenlikler Dilerim.