Yeryüzünün en tehlikeli virüsü, bilinçsiz insandır.

Üretmeyen, saygısını kaybeden, doğal dengeyi bozan, israf eden, şiddete meyilli ve normal bir insanda olmaması gereken özellikleri bünyesinde barındıran her insan, kendi neslinin geleceği için önlem alınması gereken tehdittir.

Türkiye’nin her yerinden, hayvanlara karşı işlenen şiddet görüntüleri yayılıyor.

Kafasına çuval geçirilen bir eşeği öldüresiye döven insan görünümlü yaratıkları da izlemeye çalıştım, sonunu göremeden kapattım.

Bir hayvanı 100’lerce metre yüksek uçurumdan atttıktan sonra, zavallı hayvanın can çekişerek ölümünü izleyen zavallıları bakarken kendilerine acıdım.

Toplumda hiçbir etkisi ve yetkisi olmadığı için yaşadığı aşağılık duygusunu, hayvanlara eziyet ederek giderdiğini düşünen düşüncesizlere hep tanık oluyoruz.

İşgücü olarak kullandığı hayvanı günlerce aç-susuz bırakarak ölümünü izleyen insanlar, dünyadaki en tehlikeli virüslerdir.

Hayvanlara karşı yapılan şiddet içerikli görüntüler sanki toplumun bir gerçeği gibi algılanmaya başlıyor. Çünkü aynı görüntüleri defalarca izleyince kanıksıyoruz.

Bu tür görüntülere odaklanıp içimizi karartmaktan sıkıldıysanız, size mutlu olacağınız bir insan profilinden bahsedeyim.

Çetin Akyol isimli hayvansever, yıllardır örnek bir çalışmaya imza atıyor.

Lara’da bir çorbacıda çalışan Akyol, yaklaşık 10 yıldır işyerinde biriktirdiği kemikleri poşete doldurup, evine giderken yolda rastladığı hayvanlara dağıtıyor.

Her normal insanın yapması gereken davranış, insanların virüs haline dönüştüğü günümüzde Çetin Akyol ile bambaşka bir boyut kazanıyor.

Yıllardır sokak hayvanlarını besleyen Akyol; moda olduğuna inandığı için hayvan besleyip, sonra sokaklara terkeden insan türünün açığını kapatmaya çalışıyor.

Çünkü hayvan sevgisini, petshoplardan hayvan satın almak olarak algılayan bir toplum haline geldik.

Hayvanı belirli bir süre bakıp besleyen insan virüsü, bir süre sonra çeşitli bahanelerle doğal ortamında yaşamayı unutan canlıyı sokağa bırakıyor.

Antalya sokaklarında ‘cins’ olarak bilinen hayvanlardan geçilmiyor.

Hepsi bir zamanlar para verilip satın alınmış.

Ancak yine bir bahane ile sokaklara terkedilmiş.

Hayvan sevgisini özenti olarak algılayan başka bir toplum olduğunu tahmin etmiyorum.

Mesela Antalya sokaklarında Sibirya kurdu ile gezen tipleri anlayamıyorum.

Sibirya’nın soğuk ikliminde yaşaması gereken hayvanın, 45 derece sıcakta Antalya sokaklarında gezmesini hangi mantıkla açıklayabilirsiniz?

Hayvan beslemek bir özenti değildir.

Heves asla.

Petshoplardan hayvan alıp, onları sokağa bırakmak, dolaylı bir katliamdır.

O nedenle Çetin Akyol ve onun gibi hayvan dostu insanlara dört elle sarılmalıyız.

Eline, yüreğine, emeğiğe sağlık gerçek hayvan dostu Çetin Akyol.