Baş Etme Yolları

İçe kapanma hallerinde ne yapılması gerektiği sorulabilir:

  • Genel olarak kişinin yalnız kalma isteğine karşı çıkılmamalıdır. Eğer içe kapanma aşırı ya da çok uzun sürerse daha ciddi belirtilerin habercisi olabilir.
  • Bu durumda hekimiyle ilişki kurmak gerekir. Ancak çoğu insanda içe kapanma kendi içsel karmaşasıyla başa çıkma yolu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda şizofrenisi olan insanın mesafe isteğine saygılı olarak ihtiyaç duyduğunda ulaşabileceği bir uzaklıkta bulunmak yeterlidir.
  • Şizofreni olan insanlar genellikle tek bir misafirle daha kolay başa çıkabilirler ama gruplar halinde toplantılar, ev oturmaları çoğu zaman onlar için zor ve kafa karıştırıcı olabilir. Onlar için hoş olabilecek boş zaman etkinlikleri bulmak daha uygundur.
  • Ailelerin sıklıkla düştükleri bir başka yanılgı da istenmeyen bütün davranışların rahatsızlığa bağlanmasıdır. Şizofrenisi olan insanların da hepimizin yaşadığı gibi kötü günleri olabileceği bilinmelidir.
  • Tedavisini düzenli sürdüren ve alevlenme belirtileri göstermeyenlerin ev içinde diğer bireylerden farklı bir yaklaşıma fazlaca gereksinimleri yoktur. Bazı aileler şizofrenisi olan bireylerin kendi başlarına bir şeyler yapmalarına izin verme konusunda gönülsüzdürler. Çünkü kendi ana-babalık rollerini her konumda sürdürme ihtiyacı içindedirler. Sorumluluk ve bağımsızlık sorunlarını çözmenin en iyi yolu, diğer aile bireyleriyle yapıldığı gibi, beklenen ve istenenleri şizofrenisi olan bireyle konuşmak ve bir uzlaşma zemininde birlikte karar vermektir.
  • Şizofrenide görülen düşünce bozukluklarını tartışarak değiştiremeyiz. Ona katılmak ya da karşı çıkmak yerine görüşlerine saygı duyulduğu belli edilerek kendi görüşümüz neyse onu dile getirmek gerekir. Örneğin başka gezegenlerden mesajlar aldığını söyleyen bir insana, "Saçmalama. öyle şey olmaz" ya da "A! Evet. O mesajları ben de alıyorum" diyerek yanıt vermek yerine "Buna inandığını biliyorum, ama ben başka gezegenlerden buraya haber ulaştırıldığını düşünmüyorum" demek daha uygundur. Takip edildiğini düşünen bir insana takip edilmediğini çeşitli akla uygun kanıtlarla kanıtlamaya çalışmak yerine yanımızda güvende olduğu hissini vermek ise özellikle alevlenme dönemlerinde daha yerindedir.
  • Şizofreninin bazı dönemlerinde görülen keyifsizlik, isteksizlik, yorgunluk, çevreye ilgisizlik gibi belirtiler dışarıdan bakan biri tarafından tembellik ya da miskinlik olarak yorumlanabilir. Böyle durumlarda şizofrenisi olan bir insanın çalışmaya bilinçli olarak karşı çıktığı için değil, rahatsızlığından dolayı yaşadığı belirtiler nedeniyle çalışmak istemediği bilinmelidir. Şizofreni hastaları rahatsızlığın tedavi altında ve belirtisiz olduğu dönemlerde, bilgi ve becerilerine uygun işlerde, uygun bir iş ortamı sağlanırsa rahatlıkla çalışabilirler.
  • İlaç kullanmayı reddetme, şizofrenide en sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Şizofrenide kullanılan ilaçları rahatsızlık belirtilerinin düzeldiği dönemlerde de uzun süre kullanmak ve hekim gözetimi olmaksızın kesmemek gerekmektedir. Şizofrenide ilaç tedavisi varolan yakınmaların giderilmesi dışında rahatsızlığın nüksetmesini önlemek açısından da gereklidir. Eğer ilaç kullanmama isteği alınan ilaçların yan tesirleri nedeniyle ortaya çıkmışsa tedavinin yeniden düzenlenmesi için bir hekime başvurmak sorunu çözebilir. Bu nedenle ailenin şizofrenide kullanılan ilaçların yan tesirleri konusunda bilgi eksikliğini gidermesi büyük önem taşımaktadır. İlacı reddetme davranışı yan tesirlere bağlı değilse yeni bir rahatsızlık döneminin ilk işaretlerinden biri olabileceği konusunda dikkatli olunmalıdır. Aile üyelerinin, şizofrenisi olan kişiyi ilaç kullanmaya ikna etmek konusunda sabırlı ve sakin olmaları gerekmektedir. İlaç kullanmaya hiçbir şekilde ikna edilemez ve rahatsızlık aile açısından dayanılmaz bir hal almışsa, hekime bile gitmek istemiyorsa tedavinin düzenlenmesi amacıyla yataklı bir kuruma yatırılma tek çare olarak gündeme gelir.

(Devam Edecek)

Esenlikler Dilerim.