Ligin en kombine ve inaçtı takımı olan Başakşehir deplasmanında alınacak her türlü yenilginin mazereti vardır.

Çünkü kadro istikrarını koruyan ve son yıllarda sürekli şampiyonluk yarışının içinde yer alan İstanbul ekibine karşı, hem de deplasmanda oynamak hiç de kolay değil.

Ancak, Antalyaspor’un son üç haftada aldığı beklenmedik sonuçların ardından, Başakşehir deplasmanı için umutlar artmıştı.

Hatta skor 2-0 olduğunda, yine bir futbol mucizesi beklemedik değil.

İkinci yarının hemen başında kaçırılan 2 net fırsat bu beklentileri artırsa da, Antalyaspor’un direnecek dermanı yoktu.

Bülent Korkmaz, zor günlerde takımı ayakta tutan, inanılmaz sonuçlara imza atan kadroyu bozmamakta ısrar etti. Kendine göre de haklıydı. Çünkü Başakşehir deplasmanına hangi futbolcularla çıkarsanız çıkın, galip gelme ihtimali düşüktür. “Yenileceksem, bu futbolcularla yenilirim” mantığı bu açıdan haklı.

Ne varki, Antalyaspor’un ilk yarıda oynadığı futbolun mazereti yok.

Rakibin gücünü bu kadar kabullenen, kaderine bu kadar razı olan bir görüntü Antalyaspor’a yakışmadı.

Defanstan çıkarken top kaptırma konusunda bu kadar bonkör olunmamalıydı.

Orta sahayı geçemeyen bir takım görüntüsü, Antalyaspor’un bu güne kadar çizdiği profile tezat oluşturdu. Çünkü bu takım skor ne olursa olsun teslim olmayan, son ana kadar savaşan ve yenilgiye isyan eden bir imaj oluşturmuştu.

Bülent Korkmaz, ikinci yarıya gerekli değişiklikleri yaparak çıktı. Ancak dev-renin hemen başında gelen ikinci gol, Antalyaspor’un tüm direncini kırdı.

Bu golün ardından kaybedilecek birşeyin olmadığını anlayan futbolcular, asıl kimliklerine yakın oynamaya başladı. Önce Barrada, ardından Maicon ile kaçırılan net pozisyonlar, yeni bir mucizenin fitilini ateşliyor gibiydi.

Ne var ki rakip ne Rizespor, ne Konyaspor, ne de Beşiktaş’tı.

Ligin en inatçı pas yapan, oyun disiplininden asla kopmayan ve kendi futbolunu rakibine kabul ettiren bir Başakşehir vardı.

Antalyaspor’un her gol düşüncesini cezalandıran, defans oyuncularını sürekli rahatsız eden bir Başakşehir ile oynayınca, bu kadar cesur oynamak yeterli olmuyor.

Herşeye rağmen genç futbolcu tercihinden vazgeçmeyen Bülent Korkmaz’ı kutluyorum.

Başakşehir’e deplasmanda yenilmek kayıp değildir. Ancak böyle maçlara Doğukan, Bahadır, Harun gibi gençlerle çıkmak, sonuç ne olursa olsun kazançtır.

Bugüne kadar aldığı sonuçlar ve genç futbolculara verdiği şans göz önünde bulundurulursa, Antalyaspor’un Başakşehir deplasmanında aldığı yenilginin mazereti olur.

Hem de bal gibi olur.

Sadece ilk yarıdaki aşırı kabullenmiş görüntü rahatsız edici boyuttaydı.

Yenileceksen oynayarak yenileceksin. İlk yarıdaki teslimiyetçi görüntü ile yenilirsen insan rahatsız oluyor.

Bu maçtan gerekli dersleri çıkarıp, hafta sonu Sivasspor ile oynanacak maç düşünülmeli.

Çünkü bu ligdeki rakibimiz Başakşehir değil. Deplasmanda alınan yenilgi bu nedenle dikkat çekmez.

Ancak Antalya’da Sivas’a puan kaptırırsak, bunun mazereti olmaz.