Antalyaspor; son haftalarda aldığı kararlar, oynadığı futbol ve sıralamadaki yeri itibariyle beyin olarak ligden düşmüştür. Ankaragücü maçı son şanstı, o şansı bile kullanamayan futbolcular da ilk kez ligden düşmenin acı gerçeği ile karşılaştı, bunu da maçtan sonraki görüntüleri ve konuşmaları ile gizleyemediler.

Antalyaspor kafa olarak ligden düşmüştür, bundan sonraki süreçte olağanüstü bir performans sergileyebilirlerse tekrar Süper Lig seviyesine yükselebilir.

Sezon başından itibaren takımın bu yıl ligden düşme tehlikesi yaşamayacağını düşünüyor, gelecek yıl için çok karamsar bir tablo öngörüyordum. Bu düşüncem, takıma olan güvenimden değil, ligde Antalyaspor’dan daha kötü takım sayısının fazla olmasından kaynaklanıyordu. Görünen o ki; kaçınılmaz son hızlandırılmış, fiş erken çekilmiş.

2 yıl önce Dünya yıldızlarının forma giydiği bir takımın, bugün içinde bulunduğu durumu anlatmayacağım artık.

4-5 yıl önce “Enkaz değil, ganimet devraldım” diyen başkanların yönettiği kulübün, bugün parasızlık nedeni ile 3.sınıf futbol adamlarının eline düşmesini de sorgulamayacağım.

Camia içinden herkes, kenarda-köşede konuşurken bu kadar borcun nasıl olduğunu sorgularken, genel kurulda yönetimi ibra etmelerini ise ayıplamayacağım.

Bu arada…

Cissokho, Tarık, Aatif, Gustavo, Fredy, Amilton gibi sadece tatil için gelen futbolculara çuvalla para veren, Musa Nizam, Zeki Yıldırım, Osman Çelik, Birkan Öksüz gibi altyapıdan çıkan isimlere ise tahammül edemeyen zihniyeti hiçbir zaman affetmeyeceğim.

Aslında Antalyaspor, bu insanların çok da umurlarında değil.

Antalyaspor’u gerçekten düşünen insan, her şey bittikten sonra ortaya çıkıp kahramanlığa soyunan değil, yanlış yapılırken bunu söyleyebilendir. Antalyaspor borç batağına saplanırken ortalıkta görünmeyenler, nereye gittiği belli olmayan borcu ödeyebilmek için kentin en güzel yerindeki spor tesisini peşkeş çekmek için birbiri ile yarıştı, camiadan tek bir itiraz bile yükselmedi.

Günümüz futbolunda kulüpler en kolay yönden zengin olma veya belli makamlara gelme aracı haline geldi. Son 20 yılda Antalyaspor’da yöneticilik yapıp, ticari veya siyasi olarak yükselmeyen birisini tanıyan var mı?

Herkesi zan altında bırakmak istemem, istisnalar kaideyi bozmaz, ancak Antalyaspor bu işler için kullanılan, kullanıldıktan sonra da yüzüne bakılmayan taşeron bir kurum haline getirildi. Antalyaspor için doğrudan veya dolaylı toplanan paralar kulübe gelse ve gerçekten takım için kullanılsaydı, Antalyaspor Şampiyonlar Ligi’nin müdavimi olurdu.

Şahsen 2 yıldır Antalyaspor’u izlerken anı yaşıyorum. Geleceği çok düşünmüyorum. Çünkü kabus gibi bir gelecek bu takımın kaçınılmaz sonudur. Ergenliğini ve egosunu Antalyaspor üzerinden tatmin etmeye çalışan insanların yönettiği bir kulüp için bu son kaçınılmazdır.

2 yıl önceki bir yazımda bahsetmiştim, tekrarlayayım: “Bugünlerin keyfini çıkarın, çünkü gelecekte bugünleri çok arayacağız. Ben şahsen öyle yapıyorum”.