I
Anlamın görsel kurgusu olan imge, söylenemeyeni söylenir kılandır. Bu bağlamda doğa ve cümlesi şeylerin nicelik değil, niteliktir artık.
İnsan-doğa-şiir üçgeninden bakıldığında doğanın nicelik değil nitelik olduğunu görürüz. Bu
durum, organik bir parça-bütün ilişkisidir. İnsan ve şiir, doğaya aittir çünkü ve birlikte vardır. İşte
bu bağlamda benzeyenle benzetilenin birbirinin yerine geçmesi olan metafor (mecaz)
yaratmada doğa, şairin/şiirin servetidir. Bir adım daha giderek şairin/şiirin ölümsüzlük iksiri
olduğunu da söyleyebiliriz.
II
İmgeler, çağrışımları besleyen ve çoğaltan anlatıcılardır.
III
Anı fotoğrafları, fotoğraf sanatının terazisinde pek de önemsenmeyen karelerdir. Bu gerçeklikte,
poz verilerek kurmaca bir anlatım ile kameranın arkasındaki gözün estetik kaygılarının öne
çıkmaması da belirleyici bir etkendir.
Anı fotoğrafları denince ilk akla gelen aile albümleridir. Hele şimdiki gibi dijital teknolojinin
olmadığı dönemde aile albümleri o aile mensupları için inanılmaz bir önem ve değer taşırlar.
Yeni kuşaklar için bu albümlere “aile belleği” dememiz gerekir.
Bu albümlerin birinci boyutu, aile mensuplarının her karede zaman tünelinde gezinmelerini
sağlayan çağrışımlara vesilesi olmalarıdır.
Ama bir boyut daha vardır ki o karelerin ifade ettiği dönemdeki sosyal hayat, giyim tarzı ve
insan ilişkileri ölçeğinde baktığımızda sosyokültürel bir galeride gezindiğimizi fark ederiz. Sosyal
paylaşım siteleri yaygınlaştığı için yapılan eski fotoğraf paylaşımları, çekildiği dönemle
günümüzü karşılaştırma olanağı vermektedir.
“Aslında politik bir varlık olarak her insan, yaşamda bir yer sahibidir” der Çerkes Karadağ…
IV
Işık kaçıncı şıkkıdır zamanın
Renklerin sancısında…
V
Kaç dünya yılıdır ki
Cenin hâli harflerin…
VI
Harf harfe benzer
O, öteki değildir ama…
VII
Gecenin göstereniydi ışık…
VIII
Düş yazılıp
Aşk oluyormuşuz meğer
Hiç bilmeden…
IX
Evham…
Bakırla kalayın
Halveti olmasın sakın
Onca harf
Lehimlenip vehimler içre
Kaldığımız yazıda…
X
Mani…
İçimdeki kor ateş
Hasretim ah hasretim
Kalbim güneşlere eş
Dinmez işte hasretim…