Dün başladığımız yerel seçimler için giriş analizlerine devam edelim.

Geçtiğimiz günlerde İyi Parti’nin Antalya’da ‘iyi’ olmadığını yazmıştım. Bugün de HEDEP’e bakalım.

2019 seçimlerinde ülke genelinde CHP’nin başarı ile çıkmasında en önemli aktörlerden birisi de o zamanki adı ile HDP’ydi. Başta İstanbul olmak üzere, pek çok ilde HDP desteği seçimlerin kazanılmasında katkısı çok fazlaydı. Şüphesiz, Antalya da bu destekten payına düşeni almıştı.

Ancak seçim sürecinde de, sonrasında da HDP, Antalya’da yerel yönetimlerden beklediği desteği alamamıştı. Bu konuyu biraz açalım.

HDP, 2019 yerel seçim öncesinde kendisini ifade edebilmek için ilçe ve büyükşehir belediye meclislerinde kontenjan istemişti. Bu talepleri Muratpaşa ve Konyaaltı Belediyelerinde kabul görmemiş, ilginçtir, MHP kökenli Murat Dinç’in aday olduğu Kepez Belediye Meclisine, CHP kontenjanından iki ismi sokmuştu. Kendisine yapılan bu haksızlığa rağmen HDP seçimlerde, Selahattin Demirtaş’ın da etkisi ile ittifak adaylarını desteklemişti.

Seçimlerden sonra da HDP, başta Büyükşehir olmak üzere CHP’li belediyelerden istediği desteği görememişti. Örneğin; il kongresini Cam Piramitte yapmak isteyen HDP konu ile ilgili başvurusuna 10 gün boyunca cevap alamamış, 10 gün sonra, dönemin CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul, “Cam Piramit partilere verilmiyormuş” diye kibarca talebi geri çevirmişti. Oysa aynı Cam Piramit hem Saadet Partisi’ne hem de İyi Parti’ye, üstelik birkaç defa kongre için tahsis edilmişti.

Bir başka örnek ise ittifak ortağı İyi Parti hem büyükşehirde hem de diğer belediyelerde işe alımlarda etkin olurken, İyi Parti kadar seçimde katkısı olan HDP’ye kapılar kapatılmıştı.

Dahası, HDP milletvekili Kemal Bülbül, Muhittin Böcek’i tebrik etmek için bırakın randevu almayı, üç beş defa telefonla aramasına rağmen, Muhittin Böcek ile görüşememişti.

Özetle HDP, yerel seçimlerden, günümüzün moda deyimi ile ‘çırak’ çıkmıştı.

İşte bu çırak çıkma durumunu HDP’liler unutmadılar.

Günümüze gelecek olursak, Özgür Özel’in Kurultay’da Selahattin Demirtaş’a selam göndermesi, ardından da HEDEP ile açık ilişki kuracağını, hem de birkaç defa ifade etmesi geçmiş döneme göre anlamlı bir gelişme. Şüphesiz Özgür Özel’in bu tavrının Antalya yansıması da olacak, Nail Kamacı da burada benzer bir davranış içerisinde bulunacaktır.

HEDEP, önümüzdeki yerel seçimlerde Genel Merkez nezdinde tavrını belirlemeye çalışıyor. Antalya’da da HEDEP’in tavrını elbette Genel Merkezin tavrı belirleyecek. Bu konuda beklenti, Genel Merkezin İstanbul, Ankara gibi önemli illerde bir politika belirlemesi, batıdaki diğer illerde ise inisiyatifi yerele bırakması yönünde. Bir ilde destek olacak mı, olmayacak mı, ona o il örgütünün karar vermesi yönünde.

Eğer böyle bir sonuç olursa, Antalya’da HEDEP’in temel bir talebi olacak. O da, partilerinin yerel yönetim modelini yaşama geçirebilecekleri ve kamuoyuna sunabilecekleri düzeyde temsil yeterliliği. Çünkü HEDEP, sadece göstermelik temsil değil, katkıları oranında kendi yerel yönetimler politikalarını halka aktarmayı da istiyor. Bu nedenle de, buna imkan sağlayacak yönetim araçlarının parçası olmak istiyor.

CHP Antalya il örgütü ve belirlenecek başkan adayları, HEDEP’in bu talebini göz önüne alarak, bugünden konuyu kendi içinde değerlendirmeye başlasa ve politikalarını bugünden hazırlasa iyi olur.