6 Şubat depreminin üzerinden 18 ay geçti.
Depremde gazetecilerin durumlarını yerinde gözlemek ve raporlaştırmak üzere birisi Mart 2023, diğeri de Ekim 2023 olmak üzere Gazeteci dostum Semira Sibel Hürtaş ile deprem illerini gezerek yerel gazeteciler ile görüşmeler yapmıştık.
Her iki ziyaretin sonuçlarını da, 'Yıkımdan toparlanmaya: Yerel medya raporu' adında kitaba dönüştürdük.
Bu defa da, 'yerel medya depremden sonra toparlanabildi mi, afet haberciliği nedir, nasıl olmalıdır?' sorularının yanıtlarını almak üzere yine yollara düştük ve deprem illerini tek tek gezdik.
Öncelikle şu gözlemi aktarayım.
Enkazlar önemli ölçüde kaldırılmış. Enkazın kaldırıldığı alanlar, büyük boşluklar şeklinde birer hüzün anıtı gibi duruyorlar.
Deprem konutları da yapılmaya devam ediyor. Ancak, depremzedelerin önemli bir kısmı konteynerlerde yaşamaya devam ediyor. Başta su sorunu olmak üzere yaşam alanlarındaki pek çok sorun varlığını devam ettiriyor. Bu koşullar altında yaşamın normale döneceğine inanç iyiden iyiye zayıflamış durumda.
Başta pahalılık olmak üzere yaşam koşullarındaki zorluklar depremzedeleri üstesinden gelinmesi olanaksız sorunlarla karşı karşıya bırakıyor.
İnsanlar, Hatay'ın, Kahramanmaraş'ın, Adıyaman'ın bir daha eskisi gibi olamayacağına inanıyorlar.
Bir de bölgeye yapılan yardımlar meselesi var. Devletin bölgeye ulaştırdığı yardımların hakkaniyetli bir şekilde dağıtılmadığı, ahbap çavuş ilişkisinin geçerli olduğu düşüncesi bölgede hakim düşünce. 
Adıyamanlı bir gazeteci, devlet ile ilişkilerini şu şekilde özetliyor: "Devlet bize karışmazsa, biz Adıyaman'ı  beş yılda ayağa kaldırırız. Devlet karışırsa, 15 yılda ayağa kalkamayız."
Gelelim bölgedeki yerel basının durumuna.
Ne yazık ki, bu konuda da durum iç açıcı değil. Önce deprem mağduru olan, ardından da meslekleri gereği deprem sürecine tanıklık edip bize bölge gerçeğini aktaran basın emekçileri çok zor günlerden geçiyor. Mesleklerinin olmazsa olmazı kamera, bilgisayar gibi teçhizatları depremde kaybeden meslektaşlarımız hem yaşamsal hem de mesleki bir varlık savaşı veriyorlar ve hâlâ cep telefonu ile de olsa bize bölgeden haber geçmeye devam ediyorlar.
Kimi çadırda yerde, kimi konteynerde çoğu zaman elektriğin olmadığı ortamlarda içerik üretmeye çalışıyorlar.
Bu meslektaşlarımız, deprem döneminden daha da geriye düşmüş olsalar da, bu özverili çalışmaları ile mesleğimizin yüz akı oluyorlar.