Sevgi, Disiplin, Ödül ve Ceza

Çocuk yetiştirmede dikkat edilecek noktaların başında ailenin sevgi, disiplin, ödül ve ceza anlayışları gelir. İnsan sevgi ile büyür olgunlaşır. İnsan sevme yeteneğini sevilerek kazanır. Sevginin temel taşı kabul duygusudur. Çocuğun tek dayanağı anne-babasının sevgisidir. Sevgi gereksinimi ömür boyu sürer ve sürekli doyurulması gerekir. Çocuğun görünüşü, becerileri, başarıları sevgi konusu olmamalıdır. Çocuk koşulsuz sevgi ister. Çocuk kendisiyle geçirilen zamana eş olarak sevilip sevilmediğini anlar. Çocuğu sevmek, onunla bütünleşmek, bazı etkinliklerde onunla beraber olmak ve bir birey olarak onun gerçeklerini anlamaya çalışmaktır. Sevgiden yoksun büyümüş çocukta çeşitli uyum ve davranış bozuklukları görülebilir. Kendisini dışlanmış kabul eden çocukta güvensizlik duygusu gelişir. Dengeli ve düzenli bir aile yapısı oluşturmada disiplinin önemi büyüktür. Disiplin, kişilerin içinde yaşadıkları toplumun genel düşünce ve davranışlarına uyum sağlamak amacıyla alınan önlemlerin tümü olarak tanımlanabilir. Aile içinde etkili bir disiplin oluşturabilmek için aile bireylerinin özgürlük sınırlarını bilmeleri gerekir. Disiplin kişinin kendisiyle başlar. Disiplinin amacı düzenli, tutarlı ve sorumlu davranış alışkanlıkları kazandırmak olmalıdır. Aşırı hoşgörü ve disiplin eksikliği çocukta bencillik ve anti-sosyal davranışların ortaya çıkmasına, aşırı otoriter ve baskılı katı disiplin de anne-babaya karşı korku, nefret ve öfke duygularının oluşmasına çocuğun bağımlı ve isyankâr olmasına neden olabilir. Gerçek anlamda disiplin oluşturabilmek için yerinde kullanılan ödül ve ceza büyük önem taşır. Ödül istendik davranışların pekişmesi amacıyla kullanılan ve çocuğun gelişimine katkı sağlayan bir yöntemdir. Ödül çocuğa hak ettiği zaman verilmelidir. Görevini yapan çocuk gereksiz yere ödüllendirilmemelidir. Güzel bir söz, bir öpücük, çocuğu övme gibi ödüller sıklıkla uygulanmalı, maddi değeri olan ödüllere çok sık başvurulmamalıdır. Annebabanın çocuğu takdir ve teşvik etmeleri onun için en büyük ödüldür. Çocuğun hangi davranışından dolayı ödüllendiğini bilmesi de eğitsel açıdan önemlidir. Ceza ise istenmeyen davranışların tekrar edilmesini engellemek amacıyla kullanılan bir eğitim yöntemidir. Çocuk, ailenin ve toplumun kurallarına aykırı davrandığında ceza almalıdır. Çocuk uyması gereken kuralları bilmeli ve bu kurallar uygulanırken çocuğa tartışabilme hakkın da verilmelidir. Onur kırıcı ve çocuğun kendisini savunmasına fırsat tanımadan verilen ceza, çocuğun özgüvenini sarsar ve bağımsızlaşmasını engeller. Suç ve ceza arasında denge olmalıdır. Ceza kabul edilebilir ölçülerde ve çocuğa yaptığı olumsuz davranışı düşündürecek nitelikte olmalıdır. Bazı ailelerde dayak bir ceza yöntemi olarak kullanılır. Dayak istenmeyen davranışların artmasına neden olur. Dayak çocuğun annebabasına karşı korku, öfke ve kızgınlık içinde olmasına neden olur. Saldırgan olmayı, sorunlarını şiddet yoluyla çözmeyi öğretir. Dayak yiyen çocukta oluşması gereken iç disiplin bozularak zayıf vicdan ve ahlak gelişimine yol açar. Ödül ve cezanın kullanılmasında eşler tutarlı olmalıdır.

Ailede Anne-Baba Tutumları

Her çocuk doğarken farklı kalıtımsal özelliklerle doğar. Çevresel etkenler ve anne baba tutumları onların kişiliklerini şekillendirir. Bireysel özelliklerini göz önünde bulundurularak eğitilen çocuklar özgüvenleri gelişmiş bireyler olurlar. Anne-baba tutumları birbirini tamamlayan, birbiriyle çelişmeyen ve çocuklar üzerinde çok fazla baskı ya da çok boşluk yaratmayan nitelikte olmalıdır.

(Devam Edecek)

Esenlikler Dilerim.