Bilinen en heybetli ve uzun ömürlü ağaçlardır “Çınar” ağaçları. 1000 yıldan fazla yaşayan çınar ağaçları vardı, Bursa’daki 600 yıllık Ulu Çınar gibi simgesel ağaçlar da hayatını hala sürdürmektedir.

“En”leri sevdiğimiz için, methiye düzmek istediğimiz bir kişiyi, genel olarak “Çınar”a benzetiriz.

100 yıllık futbol kulüplerini anlatırken de, “Çınar” diye hitap ederiz.

Antalya için de Antalyaspor bir “Çınar”dır. Heybetli, gururlu, onurlu, uzun ömürlü ve her türlü methiyeye layık bir çınar hem de...

Daha yakından incelersek, çınar ağacı ile Antalyaspor arasında çok benzerlik vardır.

Çınar ağaçlarının kökleri çok sağlamdır, dalları dağınık halde bulunur ve kalındır. Antalyaspor’da çok köklü bir kulüptür, profesyonel yapısını bir türlü tamamlayamadığı için de çok dağınık bir yönetim biçimi vardır.

Çınar ağaçları heybetli olduğu için, gölgesi çoktur. Antalyaspor da, kentin en büyük marka değeridir, gölgesinden, marka değerinden, etinden, sütünden çok sayıda insana katkı sağlamıştır, bundan sonra da sağlayacaktır.

Çınar ağaçları, ağaç türleri arasında en hızlı gelişen ve büyüyendir. İstisnalar kaideyi bozmamakla birlikte, Antalyaspor’a yönetici olanlar da genelde kentin en hızlı zengin olan insanları arasında yer alır veya zenginliklerini katlarlar.

Çınar ağaçlarının gövdeleri gibi kökleri de çok kuvvetlidir, devasa ağacı her türlü tabii afete karşı korur. Antalyaspor’un da Atilla Vehbi Konuk’lara kadar dayanan destansı bir kökü vardır. Sonradan gelenler ne kadar sarssalar da bir türlü yıkamazlar.

Çok fazla narin ağaçlar değildir çınarlar. Toz ve kirin olduğu ortamlarda da varlıklarını sürdürebilirler. Kaderleri Antalyaspor gibi yani. Yıllardır kentin ve kenti yönetenlerin birçok kusurunu örten Antalyaspor, buna rağmen Türkiye’de şikeye hiç bulaşmamış ender kulüplerden birisi olarak kalmıştır. Her türlü pisliğe rağmen tertemizdir.

Çınar ağaçları, kirli havayı en fazla emen bitki türü olarak bilinir. Antalyaspor da, kentin en çok para ve yardım toplanan, ancak bir şekilde batırılan marka değeri olarak karşımızda durur yıllardır.

Her türlü toprakta yetişebilme özelliğine sahip olan çınar ağaçları bu yönleriyle de Antalyaspor’a çok benzerler. Siyasi görüşü, ticari hayatı, paraya olan düşkünlüğü ne olursa olsun her türlü yöneticinin elinde 50 yıldır varlığını sürdürmeyi başarmıştır Antalyaspor.

Çınar ağaçlarının içleri çürüyüp kurusa da, yaşamlarını devam ettirirler. Tıpkı Antalyaspor’un sistematik biçimde ekonomik olarak çürütülmesine rağmen varlığını devam ettirmesi gibi. Çürümesine, içi boşaltılmasına rağmen dışarıdan bakınca çınar ağacı yeşildir, Antalyaspor da mükemmel bir vitrin.

Düz mantıkla ilerlersek, Antalyaspor bir “Çınar”dır.

Ancak çınar ağaçlarının sonbaharda yaprakları sararır ve dökülür.

Umarım sonbaharı andıran bir iklimin içinde bulunan Antalyaspor, yapraklarını sarartmadan, dökmeden bu mevsimi atlatır. Yoksa basketbol takımını Osmanlıspor’a devretmek, yaprak dökümünün başlangıcı olabilir.