Adalet bakanı biz avukatlara tek tek mesaj atmış,
”Saygıdeğer meslektaşım,
Güven veren ve erişilebilir adalet hedefimizin vazgeçilmez paydaşı olan avukatlık mesleğinizde sağlık ve başarılar diliyor, 5 Nisan Avukatlar Gününüzü tüm kalbimle kutluyorum. “ demiş.
Kendisine nezaketi için teşekkür ederim ancak filmi sürdürmelerinin, artistik açıklamalar yapmalarının alemi kalmadı. Senaryolar deşifre oldu. Oyun bitti.
Gözle görünmeyen bir virüs, covid-19 salgın hastalığı, bütün bu anlı şanlı süslü püslü tumturaklı konuşan oyuncuların rol aldıkları bu oyunda, hepimizi uçurumun kenarına getirdi.
Liberal ekonomi dediğiniz,
çıkar çevreleri için toplumun bütün zenginlik kaynaklarına el koyan, sağlığı, çalışma hayatını, eğitimi, paraya tahvil edilebilecek her şeyi piyasalaştıran kararlarınız ve uygulamalarınız ile hepimizi güvencesizleştirmeye hizmet eden hukuk siteminiz iflas etti.
Hangi adaletten kimin hedefinden bahsediyorsunuz ?
Siyasi iradeyi temsilen açıkladığınız hiç bir uygulamanın karar süreçlerinde toplumun kendini savunma hakkını temsil eden avukatların esamesi okunmuyor.
Yalnızca kendinize biat eden savunma mesleğinin temsilcilerini kapıkulu muamelesi yapmakla avukatlığı adalet hedefinin paydaşı yapamazsınız.
Bu yolla hiç bir meslek grubunun da kendi alanlarının paydaşı olamayacağı çok aşikar.
Eşitlikçi bir adalet sistemi varmış gibi bahsettiğiniz güven de neyin nesidir ?
Şu günlerde yaşam hakkını koruma yükümlülüğünüze bile aldırış etmeksizin, iktidar muhaliflerine infazda adaletsizlikten başka bir çözüm üretemiyorsunuz.
Yargılama sürecinin her zerresindeki eşitsizliklerin ayyuka çıktığı bu günlerde daha iyi anlıyoruz ki herkes kendi yolunun muhasebesini yapmalıdır.
Güven veren erişebilir adalet hedefi,
bilimsel olanın, doğa ile uyumlu olanın ve aklın gereği olarak bütün bir toplumun ortak çıkarları için her alandaki paydaşların karar süreçlerinde söz, yetki, karar sahibi olmasıyla hayata geçirilmesi ile mümkündür.