İzinden dönmenin heyecanıyla denizden güneşten söz eden tatil yazısı yazmayı düşünüyordum. İktidar partimizin il başkanının gazetelere manşet olan açıklamasını görünce fikrim değişti; hevesim kursağımda kaldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in Ukrayna’nın Lviv kentine yaptığı ziyareti hayra yormayan Ak Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, Lviv'de yaşayanların yüzde 85'inin kadın olmasına vurgu yaparak, "Muhittin Böcek'in Lviv'de ne aradığını doğrusu merak ediyoruz" diyor.

*****

Haberi servis eden medya ajansı Taş'ın beyanıyla "ironik gönderme"de bulunduğunu belirterek, Taş'ın aslında, "Böcek Ukrayna'ya hovardalık yapmaya gitti" demeye getirdiğini kafamıza dank ettiriyor. Taş, bu "ironik gönderme"siyle, Lviv'li kadınların hovardalar için cinsel obje olmanın ötesinde bir anlam ifade etmediğine vurgu yapmış olmaktan başka bir şey yapmıyor. Böyle bir düşünce tarzı üniversite bitirmiş, avukatlık diplaması olan, kendisine Türkiye'nin beş büyük ilinden birinin il başkanlığı değer görülmüş birinde nasıl yer bulabilir? Buna hayret ettiğim için böyle bir yazıya ihtiyaç duydum.

*****

İbrahim Ethem Taş'ın iması için "ironi" değil; olsa olsa gaf, kaba şaka ifadeleri filan kullanılabilir. İroni, herkesin başvurabileceği bir sanat değil. O sanatın kullanılması, çok ince bir zekâ yanında kültürel donanım, edebiyat bilgisi, dil bilgisi, dil estetiği, vs. gerektirir. Bunlardan yoksun olduğunda ironi patlatayım derken patavatsız konumuna düşebilirsiniz. Taş'ın düştüğü durum da budur. Ak Parti'nin yetkili kurullarının, kadınları cinsel obje olmanın ötesinde görmek istemeyen böyle bir patavatsızlığı, onu yapan il başkanını derhal görevden alarak telafi etmesi gerekirdi.

*****

Antalya gibi, "Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi" kabul edilen bir büyükşehrinin belediye başkanı, hovardalık yapmaya onlarca kişiden oluşan bir heyet eşliğinde mi gider? Muhittin Böcek'i bu kadar salak biri olarak görmek de büyük bir gaf değil mi?

*****

Antalya'nın 2,5 milyon, Lviv'in 700 bin nüfuslu olması, kardeş şehir olmak açısından ne tür bir engel teşkil edebilir? 700 bin nüfuslu bir şehri, nasıl olur da küçük bir kasabayla, bir köyle eş tutabiliriz? Buradaki akıl yürütme de diğerleri kadar sorunlu.

*****

Taş'ı yakından tanıyan bir arkadaşım, "Taş o kadar beyefendi biri ki, bu aklı ona bir başkası vermiştir" dedi. Eğer öyleyse bu, Taş'ın akıl alacağı, aklıyla hareket edip beyanda bulunacağı kişiler konusunda daha dikkatli, daha duyarlı olması anlamına gelir. Aksi durumda, edilen her söz, "üslub-u beyan aynıyla insan" usulünce değer görecek; sözün sahibini sıkıntıya düşürecektir.