Temmuz 2021 tarihinde BAİB başkanlığına seçilen Ümit Mirza Çavuşoğlu, ihracatçıların en zor döneminde adeta ateşten gömlek giydi. Pandeminin tam ortasında, yurtdışına turistik seyahat yapmanın dahi çok zor olduğu bir dönemde aldığı sorumluluğu elinden geldiği kadar yerine getirmeye çalıştı.
Uluslararası arenada yaşanan gelişmeler, pandemi koşulları ve son olarak Rusya-Ukrayna savaşı nedeni ile her gün yeni bir sıkıntı ile karşılaşan ihracatçıların sorunlarına ve taleplerine gücü yettiğince çözüm bulmaya çalışan Çavuşoğlu, ihracatçıların güvenini kazanarak geçtiğimiz ay yapılan genel kurula tek liste ile girdi ve yeniden bu göreve seçildi.
Kendisi de bir ihracatçı olduğu için sorunlarla yıllardır boğuşan bir iş insanı. Bildiği, bizzat yaşadığı ve iliklerine kadar hissettiği engelleri çözmek için aldığı sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyor.
Antalyalı ihracatçılar için havayolu taşımacılığı çok pahalı. Demiryolu zaten yok. Deniz yolu var ama yok. Çünkü limanın fiziki yapısı buna elverişli değil. 5 ay dolmadan 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan bir bölgede, limanı olmasına rağmen bunu kullanamamak trajikomik bir durum olsa gerek.
Antalya Limanı’nı kullanamayan ihracatçılar, Mersin ve İzmir limanlarını kullanmak zorunda kalıyor. Bu da maliyet kalemine nakliye ve şoför bedeli de eklemek anlamı taşıyor. Artan maliyetleri fiyatlara yansıtan iş insanlarının, uluslararası piyasada rekabet etme gücü azalıyor.
Sırf liman sorunu nedeni ile dev firmaların, merkezlerini Antalya’dan taşıdıkları ve Mersin ile İzmir’e yakın yerde faaliyet göstermeye başladıkları biliniyor. Bu Antalya için bir ayıptır. Sorunun yakın tarihte çözülmemesi halinde birçok firmanın aynı yönteme başvuracağı sürekli dillendiriliyor.
Antalya’da bir liman var ve bu liman ihracatta kullanılamıyor. Yapılacak altyapı çalışmaları ile nakliye gemilerine de ev sahipliği yapabilecek durumda olan liman, bir türlü bu adımları atmıyor.
Mevcut haliyle kruvaziyer gemilere ev sahipliği yapan ve bu işten oldukça karlı çıktığı bilinen limanı işleten firma, bir kamu görevi yaptığını unutmamalı. Antalya’nın tarihi ve doğal güzellikleri için kente gelen turistlerden para kazanan Q Terminals, kentten aldığını kente verme konusunda somut adımlar atmalı. Limanı yeni devraldıkları için şimdilik eleştirmenin acımasız olacağı kesin. Ancak sorumluluklarını ve kendilerinden beklentilerini anlatmak da gerekiyor.
Q Terminals, ihracat yapan firmalara hizmet etmesi halinde hem kendisi kazanacak hem de firmaların maliyet giderlerinden önemli bir kalem düşecek. Yani “kazan-kazan” mantığı ile hem liman işletmecisi firma hem de ihracat yapan Antalyalı firmalar bu işten karlı çıkacak.
Ne var ki; bölge ekonomisine büyük katkı sağlayacak bu adım bir türlü atılmıyor. Antalya Limanı’nın, ihracat yapan firmalara da hitap etmesi için gerekli altyapı çalışmaları yapılamıyor.
Dün BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu bu konudaki beklentilerini anlattı, yetmedi, liman işletmesine ziyarette bulunup taleplerini iletti. İş insanlarının çatı kuruluşlarından ATSO Başkanı Davut Çetin, ATB Başkanı Ali Çandır ve OSB Başkanı Ali Bahar her seferinde bu konudaki beklentilerini dile getiriyor.
Sağladığı istihdam ve kazandırdığı dövizle ülke ve Antalya ekonomisine ciddi katkılar yapan limanın artık bu konudaki sessizliğini bırakıp sesli düşünmesi ve somut adım atması gerekiyor. Bu tutumları devam ederse dev firmalar merkezlerini Antalya’dan taşımaya devam edecek. Bunun bedelini de, her türlü nimetinden yararlandığı Antalya kenti ödeyecek.
Aksi takdirde Katarlı firmaya verildiği için eleştirilen ve işletmenin Antalya’da kalması için ciddi kamuoyu oluşturan insanların ve kurumların endişeleri haklı çıkacak.