Hiç bir ağaç, insanlık tarihinde zeytin ağacı kadar kutsal kabul edilmemiş ve üstüne bu kadar yazılıp çizilip söylenceler üretilmemiştir.

*

Önce zeytine yönelik kimi ilginç saptamalar yaparak dikkati konu üzerine çekmeye çalışalım.

*

Dünya üzerinde yetişen ağaçların ilki olarak Zeytin ağacı kabul edilmektedir.

*

Dini kitapların hemen hepsi, insanlık için zeytinin önemini vurgulayarak, onu kutsarlar.

Söylencelerde en çok söz konusu edilen meyve, bitki ve sıvı, zeytin, zeytin ağacı ve zeytinyağıdır.

*

Hemen tüm dini inanç sistemlerinin kutsadığı zeytin bitkisi, ölümsüzlüğün simgesi olduğu kadar, güvercinin ağzında barış simgesi, bir yöneticinin başına konduğu zaman da zafer simgesi olmaktadır.

*

Söylence biliminde anlak tanrıçası Athena’nın yaşamını sürdürebilmesi için sürekli olarak zeytin ağacını görmesi, Kimi Olympos tanrılarının da kutsal sayılan zeytin ağacının altında doğması geleneği vardı.

*

Olympos tanrıları arasında insanoğluna verilecek en güzel armağan konusunda bir yarışma yapıldığını, atı armağan eden deniz tanrısı Poseidon’a karşılık zeytin ağacını armağan eden Athena’nın yarışmayı kazandığını, zeytinin çok işlevsel ve yaşamsal olması, nedeniyle ödüllendirildiğini biliyoruz.

*

Tokat’ın Zile ilçesinde kazandığı zaferi sevgilisine muştulamak üzere “Veni, Vidi, Vici” (Geldim, Gördüm, Yendim) diyen Sezar’ın zaferlerini simgelemek üzere başında zeytin ağaçlarından yapılmış bir taçla halkın karşısına çıktığını biliyoruz.

*

Antik dönemde uzun süre değişik yerlerde düzenlenen Olimpiyat yarışmalarında kazanan sporcunun alnına başarısını kutsamak adına zeytin dalından yapılmış taç takmak geleneği varmış.

*

Güç-kuvvet tanrısı Herakles’in silahı zeytin ağacından yapılmış bir silahtan oluşuyordu.

*

Antik dönemde zeytin ağacı, o denli önemseniyordu ki, tek bir ağaca bile zarar verenler, ölüm cezasına çarptırılıyorlardı. (Merak ediyorum, her gün binlerce zeytin ağacına kıyan, diğer ağaçları kesen, ormanları, koruları yakan, yok eden sözde insanlar acaba ne cezaya çarptırılırlardı antik dönemde yaşasalardı. YAS)

*

Hazreti İsa’nın çarmıha gerildiği haç, zeytin ağacından yapılmıştı.

*

Hazreti Davut’un, Abuşalom’dan kaçıp uzaklaşırken, Kudüs (Jeruşalem) kutsal kentinin doğusunda bulunan zeytinlik dağının yamaçlarına tırmandığı,orada saklandığı söylenmektedir.

*

Antik dönemde Akdeniz çevresinde yaşayan kavimler tarafından da kutsal ağaç olarak kabul edilen zeytin tarımını yapma hakkı, ancak toplum nezdinde iyi ve dürüst olduğu bilinen insanlar tarafından yapılabiliyordu. (Dürüst olmayanlar, yalan yanlış işler yapanların kutsal ağaca dokunması yasaktı. (Bu ortamda o kadar çok ağaca zarar veren kötü örnek varken, başlarına neler geleceği de doğrusu büyük merak konusu.YAS)

*

Zeytin meyvesi gibi, zeytin ağacının kendisi gibi Zeytinyağı da kutsanıyor, dinsel törenler düzenlenirken, yakılan lambalarda yanıcı madde olarak zeytinyağı kullanılıyordu. Zeytinyağı, aydınlanma kaynağı idi aynı zamanda.

*

Yönetime geçen kral ya da imparatorların ve yeni doğan bebeklerin kutsanmasında da zeytinyağı kullanılıyordu.

*

Kısacası, Anadolu coğrafyasında, Akdeniz çevresinde önemli bir yeri olan zeytin ağacı, akıl ve zaferin, zeytin dalı barışın, zeytinyağı da saflık, sağlık ve sadeliğin simgesi idi. Bence bu kadar işlevsel bir bitki olarak zeytin bunu hak ediyordu.

*

Zeytinin, zeytinden çıkartılan zeytinyağının, zeytin özlü sabunun ayrı ayrı birer sağlık kaynağı olduğunu, en sağlıklı besin ve temizlik kaynağı olduğunu da yeri gelmişken sözlerimize ekleyelim.

*

Zeytin ağacı, dünya var olduğunda var olan, dünya durdukça da varlığını sürdürecek olan ölümsüz ağaçtır. En eskisi değilse bile en eskilerin başında gelmektedir.

Ölümsüz ağaç zeytin

*

Hemşerimiz Homeros ustanın dediği gibi, zeytin, herkese aittir, hiç kimseye ait değildir, hiç kimse gelmeden önce de buralarda, bu topraklardaydı, herkes gittikten sonra da burada olmaya devam edecektir. Ustaya göre, zeytin gidici değil, kalıcıdır. Bu toprakların ağacıdır. Bu dünyanın vazgeçilmezidir. Bizim de kutsalımızdır. Herkesin olduğu gibi.

*

Görüldüğü gibi çok yararlı bir bitki, zeytin. Çok yönlü, çok nitelikli bir ağaç, zeytin ağacı.

*

Bir kere çok uzun ömürlü bir bitki olan, sağlıklı bir biçimde yüzlerce yıl yaşayan zeytin ağacının dikildiği andan başlayarak en erken 5-6 yıl içinde zeytin vermeye başladığını biliyoruz. Ağacın, canlı kaldığı sürece zeytin vermeye devam ettiği de bilinmektedir.

*

Çok işlevseldir zeytin ağacı. Öncelikle kahvaltıların vazgeçilmezidir. Salataların, yemeklerin sağlık kaynağıdır. Karın doyurur, doğayı yeşil kılar, güzelleştirir, güvercinin ağzında barış çağrısı yapar.

*

Kendi payıma ben de severim zeytin ağacını, ünlü oyuncu Tuncel Kurtiz’in “ölmez ağaç” saydığı kutsal bitkiyi. Seyretmeye doyamam, kesmeye kıyamam. Altın sarısı yağıyla mutluluk kaynağı oluşturduğunu, yemeklerin salataların tadı, tuzu olduğunu bilirim, dökülürken seyretmeyi bile severim.

*

Kutsal zeytin ağacının meyvesi zeytinin, zeytin yağının hangi emekle, hangi terle hasat edildiğini, sıcak-soğuk demeden toplandığını, işletmelere taşındığını, ne kadar büyük zorluklarla üretildiğini düşünürüm. Zeytin emekçilerinin emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşünür, üzülürüm.

*

“Beyaz altın” var, pamuk, “kara elmas” var kömür, siz hiç “sıvı altın” nitelemesi duydunuz mu? İlk adı “elektron” olan Anadolu icadı paradan önce taşıdığı ekonomik değer nedeniyle zeytine, zeytin yağına eskiden “sıvı altın” denirmiş. Gemilerde, amforalar içinde bir yerden bir yere taşınan aslında bu değerli yağ, sıvı altın imiş.

*

Siz hiç sağlığınız için zeytinyağı yemeyin diyen sağlıkçı duydunuz mu? Yoktur, çünkü zeytin bir mucize bitkidir, bir sağlık iksiridir. Meyvesine de yağına da paha biçilemez. Tadına ömür biçilemediği gibi.

*

Net olmamakla birlikte antik kaynaklar, zeytinin varlığını M.Ö. 10 binli yıllara kadar götürmektedirler. Büyük ölçüde Akdeniz çevresinde konuşlanan zeytin, üç eski kıtada yer alan hemen tüm uygarlıkların varlığına tanık olmuş bir bitkidir.

*

Okuduk, biliyoruz, güvercin, Hazreti Nuh’un gemisinde bulunan hayvanlardan biri olarak, “Büyük Tufan” sonrasında yaşam izi olup olmadığını görmek üzere uçurulan, birkaç denemenin ardında ağzında zeytin dalı ile dönerek yaşam muştucusu olan barış elçisi kuştur. Barışın simgesidir güvercinin ağzındaki zeytin dalı.

Barış simgesi güvercin

*

Söylencelerin ana konularından, temalarından biridir zeytin ağacı. Söylencelerin değişmez ağacı, meyvesi ve yağıdır. Tam bir iksirdir.

*

Mısır, Mezopotamya, Anadolu, Ege, nerdeyse karış karış zeytin söylenceleri ile doludur.

Resimler, şiirler, betimlemeler zeytin doludur. Zeytin güzelliğidir dünyanın. Yakışır insan olana.

*

Bir başka Anadolu orijinli meyve olan İncirin de, üzümün de hakkını yemeyelim bu arada . “İncir” de, “üzüm” de, “zeytin” gibi üzerine and içilen bitkilerdendir.

*

Batı dillerinde zeytin anlamına gelen “oil”sözcüğü, köken olarak eski Grekçe’de “eleia” sözcüğünden türetilmiştir.

*

Üretimine en erken başlanan bitkilerden biri olarak kabul edilen “zeytin”, “bütün ağaçların ilki” olarak kabul edilmekte ve çok tanrılı dönemde söylencebiliminde hemen her tanrı ya da tanrıça, bir hayvan ya da bitki ile özdeşleştirildiğinden zeytin de tanrıça Athena ile ilişkilendirilerek kutsanmaktadır.

*

Sembol hayvan ya da ağaç ile simgelediği tanrının kimliği arasında ilişki kurulmaktadır. Bunun nedeni, tanrıça Athena tarafından insanoğluna sunulan değerli bir armağan olmasındandır.

Bereket ve barışı temsil eden aynı zamanda

Anlak tanrıçası olan Athena’nın simgesidir zeytin ağacı.

Bir söylence de, ilk peygamber olan yasak meyveyi yediği için eşi Havva ile cennetten kovulan Adem peygamberin ağzına öldüğünde üç tohum konulmuş olduğuna dairdir. Bu tohumlar yüzünden Adem peygamberin gömüldüğü yerde sonradan üç ağaç yeşerir. Bunlar, zeytin, sedir ve servi ağaçlarıdır.

*

Barış simgesi olan zeytin ağacının yetiştirilmesi ve bakımı oldukça zordur. Zeytin ağacı, insanoğlunun verdiği emeğin karşılığını çok ürün vererek karşılayanbir bitkidir.

*

“Eski Ahit” te de (Tevrat’ta da) gündeme getirilen zeytin, çok yerde refahın ve bolluğun simgesi olarak gösterilmektedir. Zeytin, bolluk, adalet, sağlık, gurur, zafer, refah, bilgelik, akıl, arınma ve yeniden doğuş ve erdem içeren değerlerin toplamıdır.

*

Zeytin ağacı, dünya üzerinde hemen tüm söylencelerde ölümsüzlüğü simgelemektedir.

*

İlk epik destan yazarı Homeros da gölgesinde oturup serinlemiştir zeytin ağacının, tarihin babası Herodot ta sofrasında zeytin bulundurmuş, yağını yemiş, kandiline koyarak zeytinyağı ile aydınlanmıştır. Belki de ışığında yazmıştır “Historia” adlı eserini.

*

Gerçekten de Homeros’un sıradışı destanları “İlyada” ve “Odissea” her fırsatta zeytini bitki olarak özel bir yere koyan ve kutsayan kitaplardır.

*

Homeros’a göre, "Kutsal bir aileden gelmiş olmanın en önemli göstergesi bir zeytin ağacının altında doğmuş olmak”tan geçmektedir. Olimpos tanrılarının da zeytin ağacının altında doğduğu inancı da bunun göstergesidir.

*

Homeros, bu savı kanıtlamak üzere yazdığı her iki destanda da zeytin ağacını kutsamakta, her fırsatta zeytinyağına ilişkin betimlemeler ve benzetmeler yapmaktadır. Gerçekten de öyledir. Zeytin ağacı tarihin her döneminde gölgesi, odunu, meyvesi ve yağı ile toplumlar ve insanlar için yaşam kaynağı olmuş, sağlık ve güç kazandırmıştır. Bir bitki bu kadar değerli olunca korunması da doğal olarak önem kazanmıştır. (Bir bizimkiler öğrenemedi korumayı, kollamayı.YAS)

Homeros

*

Tarihte, zeytin bitkisini bir yasa marifeti ile ilk kez koruma altına alan yedi bilgeden biri olan “Solon” olmuş, onun döneminde zeytin ağacı kesenlere ağır cezalar uygulanmıştır.

*

Tıbbın kurucusu olarak sayılan İstanköylü Hipokrat, yıkanma şansı bulamayanlara vücutlarını zeytinyağı ile ovmalarını önermiştir.

*

Pek çok alanda önyargılı insanların koşullanmış görüşleri ve her şeyi Roma ve Grek uygarlıklarına dayandırma hastalığı nedeniyle zeytin ve zeytinyağı denince de ne yazık ki, Anadolu’nun adı bile isteye anılmamış, ihmal edilmiştir. Bu alanda Ön Asya kültürleri de, neredeyse yok sayılmış, kısaca geçiştirilmiştir, ama gerçek öyle değildir. Tarih konusunda olduğu gibi zeytin konusunda da mızrak çuvala sığmamıştır.

*

İşin aslına bakarsanız, zeytin denince, incir ya da üzüm denince en önce akla gelen bitek yer, bire bin veren, bereket denince ilk akla gelen yer, Anadolu topraklarıdır. Zeytin ve türevleri Anadolu yarımadasında tarihin her devrinde özel bir öneme ve konuma sahip olmuştur.

*

Zeytin ağacı, kusursuz Dünya'nın kusursuz ağacı, dünyanın merkezi ve dünyayı üzerinde taşıyan destek sütunu, ortadirektir. Orada, Anadolu vardır.

*

Kimi çevrelerce, haklı biçimde “Güzellik iksiri.” olarak da kabul edilen Zeytin yağı, “huzur” ve "bereket"kaynağı olarak kabul gördüğü gibi "yardımseverlik", “evrensel iyilik” ve "barış ve birliktelik" kavramlarını da içermektedir.

*

Antik dönemde özellikle yeşil zeytin dalının, ölümsüzlüğü ve yeniden doğuşu sembolize ettiği de ifade edilmiştir.

*

Zeytin ağacı akıl ve zaferin, barışın, zeytinyağı ise saflık ve sadeliğin simgesi olarak anılmıştır.

*

Tüm semavi (tek tanrılı) dinlerde adı geçen 5 meyve (Zeytin, İncir, Hurma, Üzüm) ve (Nar) arasında zeytinin özel yeri vardır. Zeytinyağı da, tek tanrılı din kitaplarının hemen hepsinde altı çizilerek anılan önemli bir zeytin türevidir.

*

Homeros, zeytinin hiç kimseye ait olmadığını, herkese ait olduğunu söylerken yaşadığı yeri Anadolu’yu asla dışlamamıştır.

*

Unutmayalım ki, zeytini insanlara armağan eden Athena, sadece Atina’da değil, Troya’da (Truva), Assos’ta (Behramkale’de) daha pek çok yerde koruyucu tanrıça olarak kabul ve tapım görmüştür.

Eh bu kadar yararlı bir bitki olan zeytin için bir şiir yazılmaz mı? Deneyelim, bakalım.

ZEYTİN

Söylencelerin diline doladığı

Ölümsüz ağaçların başıdır zeytin,

Dalları farklı, gövdesi sıra dışı

Usta elinden çıkmış bir heykel gibi

Binlerce yıl esin kaynağı sanata-sanatçıya,

Vücudu yumuşatan iksir, spora- sporcuya

Güzeller güzeli bir ağaçtır zeytin ağacı.

Rengi özgün, görünüşü güzel,

Tadı farklı, kokusu, dokusu özel,

tutku ile sevilecek ağaçtır zeytin.

Sımsıkı sarılıp zeytine ağlanıp ölümüne

Bereket simgesi, barışa giden yol,

Şükran duyulacak ölümsüz ağaç.

Doyumsuz lezzettir zeytin ağacı.