YETER Kİ OKUYUN!

Donanımlı insanların altyapısında okumanın yeri ayrıdır.

Okuma geçici, günübirlik bir heves, bir zorlama olarak değil, bir ilgi alanı, köklü bir alışkanlık olduğu zaman anlam taşır. Okumak, asla yük olarak, görev olarak kabul edilmemeli, kazanım olarak düşünülmeli, olmazsa olmaz alışkanlık haline getirilmelidir.

Kitap mı, insan yaşamında vazgeçilmez olmalı, ders kitapları da dahil her tür kitabın, insanı ailesi, okulu, çevresi, öğretmenleri ve arkadaşları kadar eğittiği, gerçek bir can yoldaşı olan kitabın okuyana katkısının tartışılmaz olduğu bilinmelidir.

İnsan, okudukça irtifa kazanır, yükselir. Kanatlanır uçar. Eline kitap almaya hazırlanan herkese sayfa sayısına, kalınlığına bakmadan haftada bir kitap ya da ayda en az iki kitap okumayı öneriyoruz. Okuyun da ne okursanız okuyun, yeter ki okuyun, nasılsa zaman ilerledikçe, neyi okuyacağınıza karar verecek aşamaya gelirsiniz, seçmeye başlarsınız diyoruz.

Kitap Okumanın yararları saymakla bitmez

Okuyan insan, öncelikle kendi ruhunu geliştirerek, kendini donatarak koyulur işe, çevresini geliştirerek yoluna devam eder, insanı sever, doğayı korur. Kısacası insanlığın gereğini yapar. Dünyanın yemek içmekten ibaret olmadığını bilir, kitap okuyan insan, sanattan zevk alır, kültürden nasibini düşeni alır hale gelir.

Okumak, zihni açar, zekayı geliştirir. Okuyan insan, sıradanlıktan çıkar, yerinde görüş ve düşünceleri, açıklamaları ve yorumları ile daha karizmatik bir kişilik kazanır. Doğrudan amaç o değil, ama çevresinin sevgisini, saygısını ve takdirini kazanır.

Kitap okuyan insan, olayları daha geniş açıdan değerlendirir. Tek pencereden, tek yönden bakmaz. Kitap okumak, insanın gerginliğini azaltır. Kitap bir biçimde insanı rahatlatan, stresten uzaklaştıran bir terapi (sağaltım) biçimidir. Kitap okuyan insan, öncelikle kendini, ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfeder. Okumak, okuyan insana keyif verir. Yaşamı sevdirir. Dinleyeni de etkiler.

Okumak iş değil, angarya değil, görev değil, tutkudur, zevktir. Zihni boşaltan, dinlendiren bir araçtır. Kitap okuyarak, başka kültürleri, başka dünyaları, başka insanları tanımak mümkündür. Kitap okumak, insanı daha sosyal (toplumsal) kılar. Toplum içindeki yerini sağlamlaştırır. Beğenilen kitapları, tekrar tekrar okuma şansı vardır. Yeter ki okumak için zaman ayırın.

Kitaplar, geçmişe yönelik bilgi vererek, bugünü değerlendirmeyi, yarına bilerek hazırlanmayı olanaklı kılar. Kıssadan hisse çıkartılmasını sağlar. Okuyana yaşam dersi verir.

Öğretici kitaplar, insanın çeşitli beceriler kazanmasına katkı sağlarlar. Okuyan insan, öğrendikleri sayesinde zaman ve para tasarrufu sağlar. Neyi, nasıl yapacağını bilir.

Kitap okumanın bir çeşit sağaltım aracı olduğunu söyledik. Okumanın en büyük avantajı, asla yan etkisinin olmamasıdır. Olumlu etkisi garantidir. Kitap okuyan insan, karnını doyurduğu gibi okuyarak beynini ve ruhunu da doyurur. Kendini yarım bırakmaz, tama tamamlar.

Okuyan insan, öncelikle kendi ruhunu geliştirerek koyulur işe, çevresini geliştirerek devam eder, insanı sever, doğayı sever ve korur. İnsanlığın gereğini yapar. Toplum içindeki yerini sağlamlaştırır. Okuyan insan, Dünyanın salt yemek içmekten ibaret olmadığını bilir, okuyan insan, sanattan zevk alır, kültürden nasibini alır hale gelir. Okumak zihni açar. Karanlıklardan uzaklaşır.

Okuyan insan, sıradanlıktan çıkar, yerinde görüş ve düşünceleri, açıklamaları ve yorumları ile daha karizmatik bir kişilik kazanır. Kitap okuyan insan, öncelikle kendini ve yeteneklerini keşfeder. Beğenilen kitapları, tekrar tekrar okuma şansı vardır. Yeter ki okumak için zaman ayırın. Kitaplar, geçmişe yönelik bilgi vererek, bugünü değerlendirmeyi, yarına hazırlanmayı olanaklı kılar. Kıssadan hisse çıkartılmasını sağlar. Yaşam dersi verir. Yaşama at gözlüğü ile tek yönden bakmak yerine farklı, çok boyutlu bakmak istiyorsanız, her fırsatta okuyun, ilginizi çeken kitaplara ağırlık ve öncelik vererek okuyun. Emin Özdemir öğretmenimin “Boş çuval dik durmaz.” Deyişini bilerek okuyun. Boş zamanınızı okuyarak değerlendirin.

Toplumu cahil bırakmak, cehaletten beslenmek isteyenlerin ekmeklerine yağ çalmak yerine tam tersini yaparak okuyun, “Okumaktan asla zarar gelmez” bilerek davranın. Okumak, yeni sözcükler, deyimler, deyişler öğrenmenize katkı koyarak sözcük dağarcığımızın artmasına, sözlü ve yazılı anlatımımızın gelişmesini olumlu yönde etkiler. Okumak, farklı kitaplarla onların yazarları ile tanışmak, olaylara tek düze yaklaşımlar yerine farklı yönlerden bakmanıza yardımcı olarak, ayrıştırıcı, birleştirici tavırlar geliştirmenize destek çıkarak, olaylara daha genel bir çerçeveden bakmamızı ve daha çözümcül yaklaşmamızı sağlar. Olası sorunları daha detaycı düşünmemizi ve çok boyutlu ele alıp, olasılıkları düşünerek çözmemizi kolaylaştırır.

Okuduğunuz kitaplarda ele alınıp işlenen konu, ortaya konan sorun, değerlendirilen olay ve olayın kahramanları, ister gerçek, ister kurgu (hayal ürünü) olsunlar, size farklı yaşamları ve değişik insanları ve değişik bakış açılarını sunacakları için, zihnen zenginleşirsiniz, kendinizi zaman zaman onların yerine koyar, empati yaparsınız.

Ele alıp okuduğumuz her nitelikli kitap sayesinde düşünme, algılama yeteneğimiz gelişir. Farklı bir boyut, farklı bir görüş kazanırız. Bilgi birikimimizin arttığını, daha donanımlı olduğumuzu duyumsarız, mutlu oluruz. Kendimize güvenimiz, yazma isteğimiz artar.

Kitap okumak, başka bir dünya ile, başka insanlarla, olay kahramanları ile tanışma olanağı sağladığı için bizleri çoğu kez gevşetir, rahatlatır, daha huzurlu kılar. Hele işlenen konu gerçekten heyecan verici ise, korku içeriyorsa, kendimizi olayların akışına bırakır, aynı koşuşturmaca içinde bizler de okur olarak aynı heyecanı, aynı korkuyu duyarız, duyumsarız.

Okuduğumuz kitapların sayısı arttıkça, daha nitelikli kitapları seçmeye başlar, onları okur hale geldikçe, dikkat ve özenimiz artar, konuya daha çok yoğunlaşırız. Bu sayede gelişen olaylarla ve olay kahramanları ile bütünleşiriz.

Dil konusunda yeterlilik, dört beceriyi gerektirir. Bunlar, sırasıyla “dinleme, konuşma, okuma” ve “yazma” becerileridir. İyi yazmak için bol bol kitap okumak, çok sayıda değişik örnek görmek, yeni yazarlar ve yeni anlatım biçimleri ile tanışmak gerekir. Bence iyi konuşmak için de.

Okuma alışkanlığı edinmek için atılacak adımları şöyle sıralayabiliriz.

Başlangıçta gözünüzün korkmaması için, caydırıcı olmaması için az sayfalı, küçük oylumlu, ilginç konulu pek çok kişinin beğenerek okuduğu ve önerdiği kitaplardan başlamayı öneriyoruz. Sıkıcı bir başlangıç yapmamak için, ilgi alanınıza giren, okuyunca keyfini çıkartacağınız konular içeren kitaplar seçerek okumak gerekir. Sıkıcı bir kitabı okumaya başlamak, ilgi duymadığınız bir konuda kitap okumak, sıkılmanıza, okumaktan vazgeçmenize neden olabilir. Sıkılmak ise kitap okumaktan zevk almanızı ve dolayısıyla alışkanlık kazanmanızı engeller.

Tarih, coğrafya, gezi, belgesel, bilim kurgu, fen, kültür-sanat, gerilim, korku gibi konulardan ilginizi çekenlere ağırlık vererek seçim yapabilirsiniz.

Kitapları listelemek, ya da okunacak sıraya koymak, işleri kolaylaştıracak, bir düzene sokacaktır. Hangi tür kitapları okuyacağınıza karar verdikten sonra önce hangi kitabı ya da kitapları okuyarak başlayacağınız konusunda (kitap adı belirleme konusunda) konu ile ilgili internet sayfalarından ve mobil uygulamalardan yararlanmanızı salık veririz. Oralarda genelde kitap ve yazar tanıtımları, kitap içerikleri ve yorumlar yer almaktadır. Genel kanı olarak olumlu eleştiri alan ve önerilen kitaplardan başlamak şeklindedir. Hangi tür kitapları okuyacağınıza karar verdikten sonra hangi kitabı ya da kitapları okuyarak başlayacağınız konusunda (kitap adı belirleme konusunda) konu ile ilgili internet sayfalarından ve mobil uygulamalardan yararlanmanızı salık veririz. Oralarda genelde kitap ve yazar tanıtımları, kitap içerikleri ve yorumlar yer almaktadır. Genel kanı olarak olumlu eleştiri alan kitaplardan başlamak tavsiye edilebilir.

Burada çarpıcı bir örnek daha verebilirim. Yaşanmış bir örnektir. Ders dışı okumayı pek sevmeyen oğluma edebiyat öğretmeni ünlü yazar Richard Bach’ın “martı” adlı kitabını öneriyor. Okumasını, sonradan tartışacaklarını söylüyor. İnce küçük oylumlu rahat okunan kitap, ”Jonathan” adlı bir martının kendini aşarak martı sürüsünden sıyrılma ve özgürlüğe ulaşma mücadelesini anlatan bir kitaptır. Başka martılar gibi sadece karnının doyurmak için uçmayan martı Jonathan, sürekli yeteneklerini zorlayan, özgüven içerisinde yaşamın güzelliklerini anlamaya çalışan, kendini geliştiren ve yaşamın tadını çıkartan bir kahramandır. O gün bugündür oğlum başucundan kitap eksik etmiyor, her fırsatta okuyor.

Kitaba yönelik yorumlarda yer alan beğeni sayısı, aldıkları yıldız sayısı, olumlu yorum sayısı okunacak kitap konusunda büyük ölçüde yönlendirici olacaktır. Aynı alanda birden çok sayıda kitap önerilmişse, onları sıraya koyup okumak önerilebilir. Öncelik-sonralık konusunda dizinsel sıra (oluş sırası) takip edilebilir. Tarih öncesi devirleri tarihsel devirlerden önce okumak gibi. Hititler’den önce Hattiler’den haberdar olmak gibi.

Okumayı alışkanlık haline getirenler, mekan seçmeden her yerde, her fırsatta okurlar. Günlük okuma programlarını aksatmazlar. Zamanlarını iyi değerlendirirler. Günde kaç sayfa okuyacaklarına karar verirlerken, erimlerini göz önüne alırlar. Laf olsun diye okumazlar. İşin özüne inerler. Otobüste, trende, uçakta, kafede otobüs durağında, parkta, bahçede, neresi uygunsa orada okurlar. Okumaya odaklanırlar. Buna en güzel örnek olarak öğretmen-yazar Fakir Baykurt’u örnek verebilirim. Ankara’da TÖS başkanı olarak görev yaptığı dönemde Maltepe de bulunan genel merkezden Emek mahallesindeki evine giderken belediye arabasına biner, oturmaz, ışık olan bir yerde ayakta durur, kitabını ya da dergisini çıkartır, anında okumaya başlar ve yol boyunca okurdu. Bir, üç, beş, Gönen köy Köy Enstitüsü’nde kitaplık sorumlusu olduğu günlerden başlayarak geliştirmişti okuma alışkanlığını, sürgit devam etti bu sevgisi, yazdıkları ile hem kendi dünyasını hem de biz okurların dünyasını zenginleştirdi.

Kitap okurken, okunan konuya odaklanmak, dikkati o konu üzerine toplamak önemlidir. Dikkati dağıtacak konulardan, ortamlardan arınmak önerilebilir. Okuma sırasında sessiz ortamlar yeğlenmelidir. Okumayı düzenli yapmak, her gün belli süre ile kitap okumak, okumak için fırsat yaratmak, fırsat çıktığında okumak için mutlaka yanında okuyacak bir ya da birden fazla kitap bulundurmak gerekir.

Laf olsun diye okumak, vakit öldürmek için okumak yerine bir amaçla okumak gerekir, okumak üzere alınan kitabı ille de bitirmek zorunda değiliz, yorumlarını beğendiğiniz kitap beklediğimiz gibi çıkmadığında, değiştirip yenisine başlayabiliriz. Okumaya başladığımız kitap, bize hitap etmiyorsa, bize hitap edecek kitabı bularak onu okumalıyız.

Yeni kitap, eski kitap, gazete, dergi, uygun ne bulursanız okuyun, kütüphane, okul, salon, nerede bulursanız okuyun. Değişimin, gelişimin adresidir kitap. Alışkanlık derken, kitap okumadığınız, yeni deneyimler, bilgiler edinmediğimiz günü yok sayar hale geldiğiniz günü kastediyoruz. Okumak duygusal zekayı (anlağı) artırmanın, geliştirmenin en iyi yoludur. Bunun da ancak kitap okumakla mümkün olduğu bilinmelidir.

Kitap okumak, önyargıyı, koşullanmayı önler, zihni açar, okuyan insan, aldatılmaz, her denene inanmaz, sorgulayıcı bir akla sahiptir. Okumak, zekayı, problem çözme becerisini, olaylara ayrıştırıcı ve birleştirici bakmamızı, çözümcül yaklaşmamızı sağlama konusunda önemli işleve sahiptir.

Okumak, doğrudan, anlama ve anlatma yeteneğimizi geliştirir. Kitap okumak, insanın kavrama yeteneğini geliştirmesine, dikkatini bir konu ya da olay üzerine toplamasına da katkı koyar. Başkaları ile iletişim kurmayı kolaylaştırır. İnsanların kişilik yapılarını öğrenmeye, geliştirmeye yardımcı olur.

Bence okur olmak, insan olmak için atılacak önemli adımlardan biridir. Okuma yoksulu ve yoksunu ülkemizde ne yazık ki, kitabın ve okumanın değerinin yeterince bilindiği söylenemez. Ne basılan kitap sayısı, ne kitap okuyan insan sayısı doyurucu ya da yeterli olmaktan çok uzaktır. Nüfus artıyor ama okuyan insan sayısı artacağına eksiliyor. Okuma oranı artacağına eksiliyor. İnsanı üzen sonuçlar var ortada.

Bir yurttaşımızın 10 yılda 1 kitap okuduğunu söylüyor sayısal veriler. Zorlu yaşam koşullarından geçen, ekmek derdinde olan insanımızın ihtiyaç listesinde okumanın yeri, 235.sırada. İnsanımız telefonla konuşmaya ayırdığı zamanın yüzde birini bile okumaya ayırmıyor, okumaya üşeniyor. Bizler üzülmeyelim de kimler üzülsün! Ne ülke içinde ne de dışarda ünlü yazarları, şairleri, yazın insanlarını tanımıyoruz. Türkçemizi ilerletmek için Türkçe sözlüğün bile dizi film yapılmasını bekliyoruz.

Gereksiz bilgisayar oyunları ile tam anlamıyla değerli vaktimizi öldürüyoruz. Sevgili Sabahattin Ali’nin kırklı yıllarda yazdığı “Kürk Mantolu Madonna” adını taşıyan kitabını 2000'li yılların pop yıldızı Madonna ile bağlantılı olduğunu sanıyoruz. Karıştırıyoruz. Kısacası boş işlerle uğraşıyoruz. Boş çuvalın dik durmadığını kanıtlıyoruz.

Kütüphanelere gitmek hak getire, düzenlenen kitap fuarlarının sayısı, ziyaretçisi giderek azalıyor. Okumaya ilgi uyandırmakta zorlanıyoruz. Okunmayan ortamda, kulaktan dolma bilgiler, yanlışına doğrusuna bakılmadan pompalanıyor. Cehalet küçük bir tepe iken, aşılması giderek zorlaşan bir dağa dönüşüyor. Cehaletten (karabiliden) beslenenler, sürekli ellerini ovuşturuyorlar. Toplum gerilerken, kendi gemilerini yüzdürdüklerini kazanç biliyorlar. Milletin cehalet bataklığında boğulmasını umursamıyorlar bile.

Halbuki kitap okumak, insanı sadece kitap parasıyla oturduğu yerden başka dünyalara götüren, gezdiren güzel, rahat ve güvenli bir yolculuktur. İşin aslı, özü budur. Kitap okumanın, hiçbir riski olmadığı gibi insanı rahatlatan, meraklandıran, hayal gücünü geliştiren, yaşam anlayışını değiştiren, geliştiren bir olanak olduğunu biliyoruz.

Oturduğumuz evler, kullandığımız telefonlar akıllı ama, bizler kitap okumadığımız için, yaşamdan bir biçimde koptuğumuz için giderek tembelleşiyor, hatta aptallaşıyoruz. Kitap, insanın aptallaşmasını önleyen en etkin ilaçtır. Kitap sayesinde yaşamı, başkalarının yaşamını öğreniyor, dersler de çıkartıyoruz. Dünyaya bakış açımız, algımız değişiyor.

Okuduğumuz kitap sayesinde kendimizi başkasının, örneğin kitaptaki insanın ya da insanların yerine koymayı, empati duygumuzu geliştirmeyi öğreniyoruz. Okuduğumuz her kitap, bizi bir biçimde olumlu yönde dönüştürür. İşte insanı olumlu yönde değiştiren, dönüştüren kitaplar okunması, önerilmesi gereken iyi kitaplardır. Kitap, bir biçimde bilgi kaynağıdır. O nedenle okumak gerekir. Kitap okumanın beyinde olumlu etkiler oluşturduğu bilinmektedir. Zihinsel olarak uyarılan beynin “demans” ve “Alzheimer” gibi kimi yaşlı dönem hastalıklarını önlediği ya da geciktirdiği görülmüştür. Öyleyse her aşamada, her fırsatta okumak gerek.

Okumak, yürümek, müzik dinlemek gibi stresi azaltan, rahatlatan, sağlıklı kılan bir etkinliktir. Sırf bu nedenle okumak gerek.

Okumak, belleği geliştiren, düşünmeyi, hayal gücünü artıran bir etkinliktir. Okumak gerek.

Okumak, eleştirel düşünme becerilerini artırır, geliştirir. Karar almayı kolaylaştırır. Doğru karar almaya yönlendirir. Enine boyuna değerlendirmeye olanak tanır. Okumak, kişinin sözcük dağarcığının artmasına büyük katkı sağlar. Okuyan, dile daha çok egemen olur, daha rahat konuşur, yazar. Kendini daha rahat ifade eder. Yeni anlatım biçimleri ile tanışır.

Okumak, insanın yazma becerisini de geliştirir. Edebiyat alanında yer edinmiş pek çok yazar, çok okuyarak, yazma becerisini geliştirdiklerini söylerler. İnsan daha iyi yazmayı, daha iyi bir yazarların yazılarını okuyarak, özümseyerek geliştirir. Konusu ilginç bir kitabı okumak, konuya odaklanmayı, olaylara konsantre olmayı sağlar. Dikkatin bir konu üzerinde toplanması belli bir disiplin gerektirir. Okumak bunun en uygun yoludur.

Ne zaman okuyacağınıza kendiniz karar vereceksiniz ama günde en az yarım saat kitap okuyarak başlayabilirsiniz. Okumak, boş zamanları değerlendirmek için en yararlı hobilerin (tutkuların) başında gelmektedir. Okumak, tekdüzeliğe karşı gelişen bir davranış biçimidir. İnsanın kişisel gelişimine katkı sağlamak üzere ilham veren, esin kaynağı olan kitapların okunması önerilmektedir.

Kitaplar, siz nerede iseniz orada olan, yanınızda taşıyabildiğiniz hafif, ama insana katkısı çok eğlence kaynaklarıdır. Kitap, uyku getiren, rahatlanan, sakinleştiren bir araçtır. Kitap okumak, yeni şeyler öğrenmek demektir. İyiyi kötüden ayırmak demektir. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu derler. Biz de okumakla ilgili olarak hiç okuyanla okumayan bir olur mu diyelim. Kitap okumak, insanlarla diyalog kurmayı, iletişimi kolaylaştırmayı, nitelikli hale getirmeyi sağlar. Okumak, bir gereksinimdir.

Okuma zevkinizi, sevdiğiniz kitap türlerini seçerek, hızınızı artırarak, kendinize sessiz köşeler yaratarak, yanınızda yörenizde kitaplar bulundurarak, okumaya zaman ayırarak, önünüze hedefler koyarak, basılan yeni kitapları takip ederek, okuma havuzunuzu genişleterek geliştirebilirsiniz.

Okuma konusunda ülke koşullarını incelediğimizde elimizdeki veriler bizleri karamsarlığa itiyor. UNESCO verilerine göre Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86. Sırada, yani beğenmediğimiz küçümsediğimiz kimi Afrika ülkeleri bile bizim önümüzde.

Dünyada kitap için kişi başına harcanan para ortalama 1.3 dolar yani 10 TL üzerinde iken, Türkiye'de bu rakam sadece 3 Türk Lirası kadar. Kitaba sadece 3 Lira ayıran insanlar, sigaraya 1400 TL harcıyorlar. “Gereksinim duyduğunuz en önemli eşya ne?" Birinci sırada kulağımıza yapışık tuttuğumuz cep telefonu var.

En çok kitap okuyan ülkeler arasında adımız bile geçmiyor. Yapılan araştırmalar, günde en az 6 saat televizyon izlediğimizi, 3 saati geçkin süre ile internet kullandığımızı, ortalama 8 saat uyuduğumuzu gösteriyor. Kitap okumaya ayırdığımız zaman mı? Sadece 1 dakika. Evet, evet, sadece 1 dakika. Traji-komik bir durum söz konusu.

Sekiz kişiye bir kitap düştüğü biliniyor. Okunan kitapların % 65'i aşk, % 24'ü siyasi, % 13'ü düşünce, % 7'si kişisel gelişim kitapları okuyor. Okunan kitapların niteliği hakkında varın siz karar verin. Ülke çapında üretilen ya da basılan kitapların yarısından fazlası öğrencilere dağıtılan ücretsiz ders kitapları. Kitapların içeriğinin ne olduğu konusunda verilen örnekler meydanda. Koşullandırma söz konusu. Kitap armağan etme konusunda da son sıralardayız. UNESCO, çocuklara kitap armağan edilmesi konusunda ülkemizin 180 ülke arasında ancak 140. sırada olduğunu gösteriyor.

Kısacası ulusça kitap okumuyoruz. Yok denecek kadar az okuyoruz. Halbuki 1940 lı yıllarda Köy Enstitüsü öğrencileri yurdun dört bir yanında ayda 2 kitap, yılda ortalama 24 kitap okuyorlardı. Bu rakam bugün Japonya’nın okuma ortalamasına denktir.

OKUMAYA DAİR ÖZDEYİŞLER

Okumak, alışkanlıkların en asildir. Antoine Albalat

Okumak gıdadır, okuyan insanlık bilen insandır. Victor Hugo

Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez. Victor Hugo

Okumayı hiçbir hazineye değişmem. Edward Gibbon

Kitapsız yaşamak, kör sağır dilsiz yaşamaktır. Mustafa Kemal Atatürk

Ben çocukken oldukça yoksuldum. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım. Mustafa Kemal Atatürk

Okumasını bilirsen, her insanın bir kitap olduğunu göreceksin. W. E. Channing

Düşünmeden okumak, hazmetmeden yemeğe benzer. Edmund Burke

Ömrünün dörtte üçünü okumakla geçiren muhakkak namuslu olur. Denis Diderot

Kitapları yakmaktan daha büyük bir suç varsa, o da onları okumadan bırakmaktır. Joseph Brodsky

Eğitim, sadece okumak değildir, okudukları üzerinde düşünebilmek yeteneğidir. Cari Hilty

Okumayı sevmek, hayattaki can sıkıcı saatleri güzel saatlerle değiştirmektir. Montesquieu

Kurnaz insan, okumayı küçümser, basit insan, ona hayran olur, akıllı insan ise ondan yararlanır. Francis Bacon

Bizi güçlü yapan, yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir. Francis Bacon

Basit bir okuma ile içinizdeki kabiliyetsizlik ile mücadele eder, başkalarının kabiliyetsizliğini daha tolerans ile karşılar, işinizde ilerler ve hayatta başarılı olur, kötülüklerin üstesinden gelebilirsiniz. Okumak, zevk almaya, zihnimizi süslemeye ve yetkimizi artırmaya yarar. Francis Bacon

Bir ülkede okumaya karşı istek artmadıkça gaflet ve bu gafletten doğacak felaketler azalmaz. Benjamin Franklin

Okumak için zaman ayırmazsan, cahilliğe teslim olursun. Konfüçyus

Ne kadar çok okursanız o kadar çok öğrenir, güç kazanır yaşamınızın denetimini kendi ellerinize alırsınız. Roz Townsend

Okuma, insanın zihinsel giysilerini dokuyan bir tezgahtır. Bayağı şeyler okumak hem beyine hem kalbe bayağı giysiler dokur. A. P. Gouthey

Olgun bir okuyucu, çoğu kez başkasının yazdıklarında yazarın düşünmediği güzellikler bulur, okuduklarına daha zengin anlamlar ve renkler kazandırır. Montaigne

Her gün tek bir cümle bile olsa birazcık okuyarak ilerleyin, eğer her gün on beş dakikanızı verirseniz, yılın sonunda bunun olumlu etkisini hissedersiniz. Horace Mann

Eğer bir insan bir kitabı okuduktan sonra onu tekrar okumaktan zevk almıyorsa, o kitabı okumuş olmasının hiçbir değeri yoktur. Oscar Wilde

Okumaya dair bu kadar güzel sözden ve uyarıdan sonra artık bir zahmet okuyun gari!

NOT: Fotoğraflar Antalya Tekeli oğlu kitaplığındandır. YAS