CHP Grup Başkanvekili Sayın Engin ALTAY’ın yurt çıkmamış ve barınma ihtiyacı olan üniversite gençliğinin devletin tüm misafirhanelerine, konuk evlerine yerleştirilmesi önerisini destekliyorum. Sayın Engin ALTAY’ın da ifade ettiği gibi kısa vadede bir çözümdür ve bir önce eğer iktidar samimi ise bunu uygulamaya koymalıdır. İktidarın bu çözüm önerisini uygulamaya koyacağından çok umutlu olmadığımı da ifade etmeliyim. Türkiye’de üniversitelerin yaşadığı sorunları, öğrencilerin yurt, burs vb ihtiyaçlarının karşılanamaması sorunu, AKP iktidarı döneminde ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de ve bölgemizde Müslüman Kardeşler Teşkilatı eliyle yürütülen proje ile rejim değiştirilmiştir. Rejimin değiştirilmesi için önemli kurumların başında yer alan üniversitelerin de değişimi dönüşümü çalışması yürütülmüştür. Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar aslında Cumhuriyet rejiminin açtığı üniversitelerin hepsinde yaşanmıştır.
Üniversitelerde değişimin ve dönüşümün gerçekleşmesi için hiçbir bilimsel temele dayanmayan ve sadece Cumhuriyetin kurduğu üniversite sistemini çökertmek için tabela üniversiteleri açılmıştır. Bugün gençlerimizin yaşadığı yurt ve burs sorunlarının bir sebebi de budur. İktidarın üretime dayalı ekonomik program uygulanmadığı için de mezun olan gençlerimiz işsizdir. Genç işsiz nüfusunun artmasının nedeni de budur.
TBMM TARTIŞMALARI
Türkiye’de rejim 16 Nisan referandumu ile değişmiştir! Bunu her fırsatta söylemeye devam edeceğim. Rejimin değiştiğinin farkında olan çok az kurum vardır. Bundan dolayı da toplumun büyük bir çoğunluğu bunun farkında değildir. Büyük önder Atatürk’ün kurduğu rejim devam ediyor zannetmektedir. Rejimin değiştiğinin farkında olan kurumlar, parlamenter sisteme dönüş için arayış içindeler. Başta CHP olmak üzere İyi Parti ve Saadet Partisi bu çağrıyı sıkça dile getiriyorlar. Doğru da yapıyorlar.
Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin yaşadığı sorunların çözüm adresi olarak Sarayı değil TBMM’ni göstermeleri, parlamenter sistemi öne çıkarma çabasıdır. Diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet’i kuran parti olan Cumhuriyet Halk Partisi etnik temelde kurulmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve CHP’nin kuruluş aşamasında etnik ve dinsel bir sorun yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihinin herhangi bir aşamasında ya da bugüne kadar yayınlanan hiçbir programında da etnik ve dinsel örgütlenme yoktur.
Yurttaşlık temelinde kurulmuş bir ülkede etnik ve dinsel sorunlar, emperyalizm ile işbirliği yapan iktidarlar tarafından yaratılmış suni sorunlardır. Ülkenin emperyalizmle bağı kesilirse tüm sorunlar zaten son bulacaktır. Bunun da yolu iktidar olmaktan geçer. En önemlisi de iktidarın emperyalizm ile bağını millete göstermek için bugün hiçbir etkisi yetkisi olmayan TBMM’ne dikkatleri çekmek önemlidir. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Karamollaoğlu’nun yaptığı açıklamaları da parlamenter sisteme dikkat çekmek için yaptıklarını düşünüyorum.
Millet, muhalefetten ABD emperyalizmi ile bağı olanları, milletin temsilcilerinin yer aldığı TBMM’nde tüm halkımıza göstermelerini beklemektedir. Başta büyük önder Atatürk olmak üzere dünyanın tüm devrimci ilerici önderleri, emperyalist çağda etnik ve dinsel değil sınıfsal sorun olduğunu gerçekleştirdikleri devrimlerle ispatlamışlardır.