Geçtiğimiz hafta boyunca ve hafta sonu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü kapsamında bir dizi etkinliklere tanıklık ettik. Doğal olarak da temel taleplerden birisi de toplumsal cinsiyet eşitliği eksenindeydi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği denildiği zaman da ekonomik, sosyal, kültürel yaşamın tüm boyutu karşımıza çıkıyor.
Kadınların çalışma yaşamında başta yönetim kademeleri olmak üzere ne kadar yer aldıkları hepimizin malumu.
Yönetim demişken, siyasette durum farklı mı?
TBMM'de dağılıma bir bakın. Tabloyu bütün çıplaklığı göreceksiniz.
Yine bir seçim arefesindeyiz. Bu sefer de yaşadığımız kenti yönetecek isimleri seçeceğiz.
Size Antalya rakamlarından bahsedeyim.
Gazete Grafiti'de yayınlanan habere göre
19 ilçede 285 belediye başkan adayı yarışacak.
Peki bu adayların kaçı kadın?
23. Yazı ile yirmiüç.
%10 bile değil.
Bu yirmi üç adayın da tamamına yakını seçilebilecek pozisyonda değil.
Yeri gelmişken, 23 kadın adayın önemli bir kısmı, kendini solda konumlandıran partilerden.
Büyükşehirde de durum farklı değil.
İyi Parti, EMEP ve DEM Eşbaşkan adayı dışında, bir de TİP Muratpaşa Belediye Başkan adaylığından istifa ederek Büyükşehir Bağımsız Başkan Adayı olan Emine Büyüknohutçu var. Bu noktada EminBüyüknohutçu'ya ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Çünkü, siyaset gibi eril bir alanda, üstelik bağımsız olarak 'ben varım.' demek kutlamayı hak eden bir cesaret. Büyüknohut'çuyu bu örnek davranışından dolayı tebrik etmek gerekiyor.
Sonuç olarak, 8 Mart ekseninde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda siyasette hal-i pür melalimiz bu. Hazin.