Altın Portakal Film Festivali Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu'nun Habertürk'te yer alan açıklamalarında 56. Festival'in yenileri konusunda bazı ayrıntılara yer verilmiş. Boyacıoğlu, "uluslararası" sözcüğünün çok uzayacağı için festivalin adından çıkarıldığını söylüyor. "Antalya Altın Portakal Film Festivali" de çok kısa bir ad sayılmaz. Festivalimizin uluslararası alanda tanınırlığı açısından "Antalya Film Festivali" adı en doğrusuydu. Bu adı Menderes Türel yönetimi koydu diye değiştirmek doğru olmamıştır.
*****
Fransa'da festivalin adı "Cannes Film Festivali", ödülünün adı "Altın Palmiye"; Almanya'da festivalin adı "Berlin Film Festivali", ödülünün adı "Altın Ayı"; İtalya'da festivalin adı "Venedik Film Festivali", ödülünün adı "Altın Aslan; vb. Bizim festivalin adı "Antalya", ödülünün adı "Altın Portakal" olsaydı uluslararasındaki tanınırlığı açısından çok daha iyi olur, "Altın Portakal" Hollanda markası filan gibi algılanmazdı.
*****
Festivale Türel döneminde eklenen Antalya Film Forum'un devam ettirilecek olması doğru olmuştur. Film Forum içinde yer alan programların festivale 2000'li yılların başında konması gerekiyordu. Böylesine önemli bir programla ilgili rövanşizme başvurulmamış olması festivalin geleceği açısından hayra yorulabilir. Boyacıoğlu'nun "öğle sohbetleri" dediği şey, festival içinde paneller, söyleşiler, şeklinde eskiden de yapılmaktaydı. Yarışma filmlerinin gösteriminin ardından yapılan film söyleşilerinin devam ettirilmesi daha doğru olurdu. Film söyleşileri, Antalya Festivali'ne hareket ve coşku kazandıran en önemli etkinliklerden biri olma yanında, filmin kadrosu ile izleyiciyi eleştiri - özeleştiri ortamı içinde bir araya getiren önemli bir platformdu da.
*****
Öğrencilere yönelik "Altın Portakal Sinema Ödülü" önemli bir karar. Ama ayağımızın dibinde Akdeniz Üniversitesi ve bu üniversitenin sinema - televizyon bölümü var. Akdeniz Üniversitesi'nin akademisyenleri ve öğrencileriyle bu festivalde adı geçmiyorsa, orada bir sorun var demektir. Akaydın'ın festivale yenilik olarak soktuğu "Halkın Portakalı" da Altın Portakal'ın "özü"ne sinema okulu kadar uyan bir bir program idi. Halkın Portakalı da "öze dönüş" programının içinde yer almalı.
*****
Haşmetmeapları bu konularda bizleri dinler mi? Dinlemez. Dinlese, Türel'in Altın Portakal'dan ulusal yarışmaları çıkaran danışmanlarından biri olan Hülya Uçansu, adı sansür skandallarıyla anılan Reis Çelik gibi isimleri festival yönetiminin yakınına bile yaklaştırmazdı. "Öze dönüş", diğerlerinden daha çok festivalin burasıyla ilgili.
*****
Sinema dünyası, Reyan Tuvi'nin "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek" belgeseli başta olmak üzere, geçmiş tarihlerde gösterimi yapılmayan filmlerin izleyiciyle buluşturulmasını isteyecek. Altın Portakal'ın özüne dönülüp dönülmediği o zaman belli olacak. 2014'te yaşanan skandalların aynısı bu yılda yaşanmak durumunda olursa, "festivalin özü"ne yönelik söyleyecek iki çift sözümüz bizim de olacak. "Fetö gazeteciliği" hadsizliğine verilen izne ilişkin de tabi ki.