Çocuklar geleceğimiz ise
“her insan 23 Nisan” kalabilmeli.

Kötülük düşünmeyen masumiyeti,
barış içinde bir arada yaşama samimiyeti, soru sormaktan bıkmayan merakı, iyilik hallerini sevgi ve dayanışmayla sürdürülebilme ve mutlu olmaya hazır doğaları ile çocuklar ve çocukluğumuz her toplumun güvencesi.

Hepimiz farkındayız ki bu güvenceyi tehdit eden başlıca tehlike eşitsiz yaşam koşulları.
Her geçen gün akıl ve bilimden uzaklaşarak acımasız kıyımlarla yaşam alanlarımızı ve korunması gereken değerlerimizi yok edebiliyoruz.

Bu yolda daha fazlasına sahip olma ve egemen olma fikri çocukluğumuzu büyümeden elimizden alıyor. Onu istismar ediyor, yasaklıyor, şiddetle, korku salarak itaat etmeye zorluyor.
Hamaset ile hurafelerle besliyor,
Saltanatı için ölüme göndermekten,
12 sinde gelin, 13 ünde anne olmasından çekinmiyor. İnsafsızca ucuz iş gücü olarak kullanırken yalnızca kendi iktidarının devamlılığını düşünüyor.

Hal ve şartlar hepimizi eşitlediği şu ölümcül hastalık günlerinde dahi geleceğine tahkimat yapan, yaslandığı çevreleri kollayan bir iktidar anlayışı hepimizi tahakkümü altına alma gayreti içinde.

Oysa yüzyılın pandemisine çocukluklarında tanık olan, amansız bir doğa reaksiyonu sonucunda ev hapsiyle ve ayrımcı uygulamalarla tanışan geleceğimizin çocuklarını belli ki bizlerin yaşadıklarından farklı bir hayat bekliyor.

Unutmayalım ki Çocuklarımıza ve çocukluğumuza armağan edilen bu bayram aynı zamanda çoğulcu ve demokratik bir anlayışla oluşturulan, bağımsız ve özgür yaşama iradesini temsil eden kurucu millet meclisinin doğum günüdür.

Bu iradeyi hiç bir egemenlik alanına terk etmeyeceğiz.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100.yılı geleceğimize, yaşam alanlarımıza kamusal çıkarlarımızdan ödün vermeksizin, yüzümüzün akıyla sahip çıkacağımız yeni bir dönemin başlangıcı olması dileklerimle çocuklarımızın ve hepimizin bayramı kutlu olsun.