16 Nisan 2017’deki referandumla birlikte, Meclis’teki koltuk sayısı ile elde ettiği ana muhalefet partisi sıfatı dışında, reel politikadaki hamleleri ile muhalefetin oyun kurucu partisi konumuna yükselen Cumhuriyet Halk Partisi’nin açıklayacağı aday merakla bekleniyordu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in elde ettiği ivme, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun gündem yaratıcı çıkışları, CHP’nin açıklayacağı adayın önemini bir kat daha arttırmıştı. Uzun tartışmaların ve kamuoyu yoklamalarının ardından Yalova Milletvekili Muharrem İnce, görkemli bir törenle CHP’nin adayı olarak ilan edildi. CHP tabanı tarafından oldukça sevilen, CHP’nin son kurultayında, Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı seçimi kaybetse de, konuşması ile tribünleri coşturan Muharrem İnce, Akşener’e kayma olasılığı bulunan CHP tabanının oylarını bütünüyle konsolide edebilecek, 2. turda hem Kürt seçmenden hem de milliyetçi seçmenden oy alabilecek bir figür olarak doğru bir adaydır. Mevcut denklemde, CHP’nin adayı dışında hiçbir ismin, eğer seçimler ikinci tura kalırsa, Erdoğan’a karşı zafer kazanmasının olasılığı yoktur. AKP’nin 16 yıllık iktidarı ile birlikte, seçmen sosyolojisinin oldukça değiştiği ve kemikleştiği gerçeğini göz önüne getirdiğimizde İnce, toplumsal uzlaşı için en doğru isimdir. 16 Nisan’daki hileli referandum sonucu bize göstermiştir ki; ülkenin yarısı, Cumhuriyet Devrimine ve Cumhuriyetin temel değerlerine karşı rövanşist duygular besleyen, dinsel gericiliği toplumun bütün damarlarına yaymaya çalışan, laikliğe karşı alerjisi olan, özgürlükler ve demokratik haklar konusunda hiçbir zaman samimi olmadığını son yıllardaki otoriter ve baskıcı uygulamaları ile kanıtlayan AKP’nin cepheden karşısında yer almaktadır. Bütün bunlara ek olarak; söylemsel düzeyde emperyalist kapitalizm ve onun yerli işbirlikçilerine karşıt bir tutum sergiliyor gibi gözükse de, uygulamada sömürü ilişkilerini sermayenin istediği şekilde sürdüren ve emekçilerin en tabi haklarının budanmasında hiçbir hukuk tanımayan siyasal iktidarın emek karşıtı, patron dostu tutumunu da bir yere not etmek gerekir. Erdoğan’ın şu sözleri ile emek karşıtı tutumu bir kez daha tescillenmiştir: “Tüm sanayi kesimine seslenmek isterim 7. OHAL dahil bir fabrikada grev söz konusu mu? Bu süreç içerisinde Türkiye'de sanayi durmamıştır." Kanaatimce, Erdoğan’ın sadık seçmen kitlesini oluşturan, toplumun alt gelir grubunda yer alan ücretli kesimler, kötüye giden ekonominin sorumlusu olarak siyasal iktidara gereken dersi verecektir. EN MAKUL ADAY İNCE’DİR Emekçilere, bu ülkenin devrimci ve ilerici birikimine, özgürlüklere karşı olan siyasal iktidarın kendince en büyük şansı, muhalefetin parçalı bulutlu bir yapıya sahip oluşuydu. 16 Nisan referandumundaki süreç bu durumu önemli ölçüde kırmış olsa da, muhalefetin hala yan yana gelemeyecek kesimlerden oluşması, 24 Haziran öncesi bizleri kaygılandıran bir durumdu. Bütün gözler, toplumsal muhalefetin oyun kurucusu CHP’nin üzerindeydi. İkinci bir Ekmeleddin vak’ası yaşanmasından korkan CHP tabanı, sürece önemli bir katkı koyarak, kamuoyunda dolaşan isimler arasından Muharrem İnce’nin öne çıkmasını sağladı. Tabanın sevdiği bir isim olan, mücadeleci kimliği ile öne çıkan Muharrem İnce, Akşener’e ve diğer isimlere kayma olasılığı bulunan CHP oylarının önüne set çekecektir. Birinci turda CHP tabanı için en doğru, olası bir ikinci turda da AKP karşıtı bütün kesimler için en makul aday olacak olan Muharrem İnce, milliyetçi-muhafazakâr seçmenden Kürt seçmene uzanan skalada toplumsal uzlaşıyı temsil edebilecek bir potansiyele sahiptir.