Değerli Okurlar, Sevgili Aileler bugünden itibaren Otizmden etkilenmiş çocuğa sahip anne babalara maddeler halinde öneriler sunacağız.

  • Teşhis ne kadar erken koyulur ve eğitime ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınmaktadır. Birçok araştırmacı erken yaştaki müdahalenin özellikle dil gelişiminde ve sosyal davranışlarda geliştirici olduğu konusunda hem fikirdir. Dört yaşına gelmiş ve hiç eğitim görmemiş orta derecede ağır Otizmden etkilenmiş bir çocuğun, sekiz aylık bir bebeğin davranışlarına eşdeğer davrandığı gözlenmiştir. Oysa bazı Otizmden etkilenmiş çocukların bebekliklerinde bazı sesleri çıkardığı ama daha sonra bunları kaybettikleri bilinmektedir. Anne ve babaların söylediklerinden yola çıkılarak erken dönemdeki bu sosyal iletişim ve dil gelişimi üzerinde dikkatle durulur ve geliştirilmeye çalışılırsa sonraki yaşam için gerekli olan bu özellikler kaybedilmeden geliştirilebilir.
  • Zeka düzeyinin otizmden etkilenmiş çocukların ileride ne olacaklarını belirleyen en önemli faktör olduğu düşünülmektedir. Zeka düzeyine, gözlemlerle ve izlenimlerle karar vermek doğru değildir. Uygun olabilecek testler yapılmalıdır.
  • Otizmin Anne karnındayken teşhis edilemediğini, çocuk sahibi olmak isteyip istememe, çocuğa yeterince ilgi göstermeme, eşler arası anlaşmazlıklar gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkmadığını ve her sosyoekonomik-kültürel seviyede görülebildiğini dikkate alarak anne babaların kendilerini suçlamamaları gerekir.
  • Yapılması gereken en önemli şeylerden bir tanesi çocuğun kendisine ve başkalarına zarar verecek davranışlarına engel olunmasıdır. Çocukların saldırgan davranışlarının engellenmesi anne babaların onlarla daha iyi ilişki kurmalarını ve onlara daha çok yakınlaşmalarını sağlar.
  • Otizmden etkilenmişliğin tedavisi gerekli eğitim, sosyal ve iletişim becerilerinin kazandırılmasına yöneliktir. Tamamen ortadan kaldırılabilecek bir sorun değildir. Bu nedenle temel tedavi özellikle anne baba tarafından tutarlı ve sürekli olarak eğitimin devam ettirilmesidir. Bir çocuğa uygulanan bir yöntem bir diğeri için geçerli olmayabilir. Biri sese biri kokuya karşı aşırı duyarlı olabilir ve duyulara farklı tepkiler gösteren çocuklara farklı şekilde yaklaşmak gerekir.
  • Anne babaların durumu kabullenmelerinden ve çocuğu için gerekli eğitim şekline karar vermelerinden sonraki adım çocuğu eğitime hazırlamak olmalıdır. Çocuğun eğitime hazır olması eğitimcilere de çocuğa da kolaylık sağlar.
  • Aileler çocuğun eğitimi için ev koşullarındaki fırsatları kolayca değerlendirilebilirler. Sanılanın aksine çocuklara eğitim vermek için özel olarak zaman ayırmaya ve materyal kullanmaya gerek yoktur. Çocuğun daha iyi öğrenmesi için pahalı oyuncak ve materyaller gerekli değildir. Evdeki kavanoz, tencere, kaşık gibi mutfak eşyaları, çorap kazak gibi giysiler, eski dergiler eğitim için kullanılabilir. Çoraplar renklerine göre eşleştirme, kaşıklar sayı sayma, resimler adlandırma ya da öykü anlatma şeklinde değerlendirilebilir. Evde yapılabilecek her şey çocuğun çevresiyle ilgili daha fazla bilgi edinmesine yönelik olarak kullanılabilir. Lambaların düğmesine basarken, masayı hazırlarken ya da yatağı düzeltirken yapılan işleri çocuğun düzeyine uygun bir şekilde anlatmak etkili olabilir. Çocuğun verilen sorumlulukları hemen yerine getirmesi beklenmeden, sabırla ve gerekli destekle başarılı olmasına yardımcı olunabileceği unutulmamalıdır. Ev ortamındaki etkinlikler hem çocuk hem de aile bireyleri için zevk verici olmalıdır.
  • Tedavi sürecinin uzun olması ve Otizmden etkilenmiş çocuklarla iletişim kurmanın güç olması nedeniyle anne babalar kendilerine yönelik olan aile terapilerine de önem vermelidirler.
(Devam Edecek) Esenlikler Dilerim.