Bu akşam yeni yılı kutlayacağız. Yeni yılla ilgili bir yazı düşünüyordum. Aklıma Sorgun ve Saklıkent'teki çevre katliamları takıldı. Onlara odakladım. Yine de tüm dostların yeni yılı kutlu olsun diyelim.
*****
Sorgun Çamlık, Aksu ve Lara sahillerindeki ormanlık alanlar, Türkiye'nin çok az yerinde yetişen fıstık çamları, ipince kumlarıyla, özel olarak değer verilmesi gereken alanlar. Buralar aynı zamanda çevre düzenlemesine filan gerek duyulmadan kullanılabilecek doğal parklar, doğal mesire alanları. Bu güzide ormanın 66 dönümlük bölümünün günü birlik tesis ve spor alanı olarak üç ayrı şirkete tahsisinin yapıldığını öğreniyor, şaşırıyoruz.
*****
"Spor alanı"ndan "golf sahası"nı anlamak gerekir. Manavgat'ta yaşadığım dönemde ünlü bir otelin sahibi bir holding burayı golf alanı yapmak için uğraşmış, halkın tepkisi nedeniyle bu girişiminden vazgeçmişti. Golf sahası yapmak amacıyla benzer girişimler peş peşe devam etti, halkın tepkisi bunları da savuşturmaya yetti. Manavgatlılar pes etmiş olmalı ki, bu son oldu bittiye itiraz eden çıkmadı. Çıktıysa da sesini duyan olmadı.
*****
Manavgat Belediye Başkanı açıklama yapıyor, "Sorumluluk bende değil, Bakanlıkta" diyor. Belediye bu alanlarla ilgili yapılaşma taleplerini imar mevzuatına uygunluk açısından değerlendirebilmekte; belediyenin başka bir yetki ve sorumluluğu bulunmamakta. Buna kimse itiraz edemez. Ama belediye yönetiminin sorumluluğu bununla mı sınırlı? Sosyal Demokrat bir belediye yönetiminin Sorgun Çamlık gibi eşine az rastlanır bir orman alanında yapılacak ağaç katliamına karşı kamuoyu yaratma sorumluluğu yok mu? "Belediyemizin görevi olmamasına rağmen sorumluluk ve hassasiyetimiz nedeniyle anılan parseller üzerinde bulunan ağaçların kesimine ilişkin olarak iki kez Manavgat Orman İşletme Müdürlüğü bilgilendirilmiş ve konuya ilişkin görüşleri alınmıştır. Konuya olan duyarlılığımız gereği, ağaçların kesimine yönelik olarak ilgili Bakanlığımız ve kurumlarımızla yazışmalar gerçekleştirilmiştir." Manavgat Belediyesi sorumluluğunu bu şekilde yerine geçirmiş. İnsanın içinden zahmet edip onu da yapmasaydınız demek geliyor.
*****
Konyaaltı Belediyesi'nin dibinde kaşla göz arasında acayip, dev bir bina peyda oldu. Belediye yönetimine "Bu heyula buraya yapılırken görmediniz mi; yoksa kör müydünüz?" diye sorduğunuzda aldığınız cevap, "Sorumlu Büyükşehir Belediyesi; belediyemizin bu anlarla ilgili yapılaşma taleplerini imar mevzuatına uygunluk açısından değerlendirme dışında bir yetki ve sorumluluğu bulunmamakta" oluyor.
*****
Saklıkent'teki mermer ocaklarının çevreye ve halka verdiği zararı gözlemevindeki teleskoplar tozlanınca dert ediniyoruz. Saklıkent'teki mermer ocağı ruhsatları Valilik kurumunun imzasıyla veriliyor; ardından Sayın Valimiz, "Saklıkent'in mermer ocaklarından kaynaklanan sıkıntıları devam ediyor. Bu nimetin kıymetini bilemezsek Allah bunun hesabını bizden sorar" diyor. Böyle demek yerine, Allah'ın bizden hesap soracağını ruhsat vermeden önce düşünsek yanlış mı yapmış olurduk? Öyle görünüyor ki, "Ben değil mevzuat sorumlu" geyiğinden daha çok çekeceğimiz var.